SADECE ANTALYA DEĞİL, FİYATLAR HER YERDE KAZIK
SADECE ANTALYA DEĞİL, FİYATLAR HER YERDE KAZIK
Nedim ARSLAN
-
Geçtiğimiz hafta Antalya'da turistlerden 2 bardak nar suyu için bin 200 lira alındığı haberini hepimiz yazılı ve görsek basında izledik ve okuduk. Antalya Konya altı sahilinde doldurma ve meyve suyu satışı yapan bir büfede 2 bardak nar suyu için bin 200 lira ücret talep ettiği turistler yüksek fiyat gerekçesiyle şikayette bulunmuştu. Bununla birlikte haber yurt genelinde yankılandı. Aslında bu kazık fiyatlar sadece tatilini geçirmek için ülkeye gelen turistlerden değil, Türkiye'nin her yerindeki vatandaşlar beldelerinde kazıklanmaya devam ediliyor. Hani serbest piyasa diyorlar ya, denetim yok. Soran yok nasılsa.
İSTEYEN İSTEDİĞİ FİYATA SATIYOR
Uzun zamandan beri piyasalardaki istikrarsızlık vatandaşın sırtına binmeye devam ediyor. Beyaz eşyadan gıdaya, tekstilden vergilere kısacası eğitimden sağlığa yani hayatımızın her alanında yük ağırlaşmaya devam ediyor. Emlaktaki yüksek fiyatlar batı illerini geçmiş durumdayken malumunuz çarşı -pazardaki fiyatlarda ateş pahası. Bunun en bariz örneği Antalya'da 2 nar suyu fiyatı! Bu sadece Antalya'da mı yaşandı elbette ki hayır bölgemiz ve Batman'ın her noktasında yaşanıyor. Daha önce de belirttiğimiz gibi 0.5'lik bir suyun alışı 2 lira iken Batman sokaklarında ne yazık ki 8 ila 10 lira arasında satılmakta ama hiç bir babayiğit çıkıp demiyor ya ne oluyoruz diye burası Bodrum değil, Batman diyemiyor işte! Bırakın tatil beldelerindeki lahmacun ve ayran fiyatlarını! Batman'da bazı marketlerinde yerli pembe domatesin kilosu 35 liradan satılırken Alo Tevşo pazarında aynı domatesin kilosu 15 lira. Evet, yanlış okumadınız aradaki fark yüzde yüzden fazla. Yani market ve manavda 35, pazarda 15. Buyurun arada tam 20 lira fark.
Öte yandan sağlıktaki sorunlar ve pahalılıktan dolay vatandaş artık özel doktor ve hastaneye yanaşamaz duruma gelirken ilaç fiyat farkı ve ne olduğu belirsiz olan ilaçlar! İlaçların ecza deposundan mı, merdiven altı imalatı olduğu nu belli değil. Çarşı-pazardaki olumsuzluklar bir yana, sağlıkta yaşananlara ne demeli peki. Aldığınız ilacın ne olduğu, nereden geldiği belli değilken, sağlığınıza kavuşmayı çabalarken zehirlenmeyle karşı karşıya kalmaya ne dersiniz. Allah aşkına memlekette denetim mekanizması hiç mi işlemiyor. Piyasalardan anlaşıldığı gibi, kim kime, kim neyi tutturduysa öyle bir süreçten geçiyoruz demek ki, yıllar önce fiyat denetimi diye bir uygulama vardı anlaşılan bu uygulama tarihin sayfalarına karıştı.
Serbest piyasa dedikleri bu olmalı, demek isteyen istediği fiyata satabiliyormuş. Helal demekten alamıyorum inan kendimi gerçekten de helal olsun bunu yapanlara! Zaman zaman yazılarımızda memlekette yaşanan güzel gelişmelerden de söz ediyoruz ve hepte güzel olanı dile getirmek, paylaşmak istiyoruz ama ne yazık ki güzel gelişmelerin yanında memlekette olumsuz olaylar da yaşanmakta. Elbette her zaman güzeli sunmak ve paylaşmakta zor olur. Şüphesiz hepimizin üzerine ne düşüyorsa onu gündeme taşımakta öncelikli görevimiz olmalı. Hele ki siz bunu ilgililere şifaen bildirmiş iseniz ve onlarda ilgilinin dikkatini çekmiyor ise yapmanız gereken tek şey sorunu, sorunları, aksaklıkları kamuoyuyla paylaşmanızdır.
Güzel günler dileğiyle.
