PETROLLE BÜYÜYEN KENT; BATMAN’IN GERÇEK BÜYÜME SINAVI
PETROLLE BÜYÜYEN KENT; BATMAN’IN GERÇEK BÜYÜME SINAVI
Nedim ARSLAN
-
Batman, Türkiye’nin ilk petrolünün bulunduğu topraklarda kurulu olmasıyla tarihsel ve ekonomik açıdan büyük bir öneme sahip. Petrolün sağladığı imkanlarla hızlı bir şekilde gelişen bu şehir, nahiyelikten il statüsüne uzanan serüveninde önemli mesafeler kat etti. Ancak bu büyüme, her alanda eşit bir ilerleme getirdi mi? İşte bu sorunun cevabı, bugün Batman'ın yaşadığı birçok sorunun temelini oluşturuyor.
Petrol ile var olan ve onun sayesinde gelişen Batman, yıllar içinde çevre ilçelerden göç alan; ancak aynı zamanda ciddi oranda göç de veren bir şehir haline geldi. Bir dönem tekstil kenti olmaya aday gösterilen Batman’da, bu sektör de ekonomik kriz ve artan maliyetler nedeniyle ciddi bir darbe aldı. 30 ila 40 bin kişiye istihdam sağlayan tekstil sektörü, bugün çıkmazda. Petrol var, ancak petrol istihdamı yok denecek kadar azalmış durumda.
Özelleştirme sonrası TPAO’da yaşanan daralma, iş gücü açısından Batman’a yeni bir yük daha getirdi. Kentin yalnızca “büyüyoruz” demekle büyüyemeyeceğini artık kabul etmeliyiz. Gerçek büyüme, istihdamda, eğitimde, sanayide ve sosyal yaşamda hissedilmelidir. Yıllar önce Batman için “İkinci bir Gaziantep olacak” denilmişti. Ancak geldiğimiz noktada, bırakın Gaziantep’i yakalamayı, birçok çevre il Batman’ı geride bırakmış durumda. Sadece Diyarbakır Caddesiyle sınırlı bir şehir görüntüsü vermek, Batman’a haksızlıktır.
Bu kentin dört bir yanına yayılan sorunları ve potansiyelleri görmek, konuşmak ve çözmek zorundayız. İşsizlik, Batman’ın en büyük yarası olmaya devam ediyor. Eğitimden ulaşıma, sağlıktan sanayiye kadar birçok alanda eksikliklerimiz ortada. Her şeyin “iyi” olduğunu söylemekle, iyi olmuyoruz. Bu noktada, gelişim ve istihdam alanları yaratılması için somut girişimlerin bir an önce başlatılması büyük önem taşıyor. Özellikle tarım, turizm, yenilenebilir enerji ve dijital teknolojiler gibi farklı sektörlerde yatırım ortamı oluşturulmalı; girişimciler desteklenmeli; gençlerin önünü açacak projeler hayata geçirilmelidir.
Üniversite-sanayi iş birliği güçlendirilmeli, meslek edindirme programları yaygınlaştırılmalı ve Batman’ın potansiyeli doğru yönlendirilmelidir. Aksi takdirde, var olan kaynaklarımız elimizde değerini kaybetmiş birer hatıraya dönüşür. Kent olarak bu potansiyelin farkında olmalı ve bunu harekete geçirecek adımlar atmalıyız. Bu sadece yerel yönetimlerin ya da devlet kurumlarının görevi değil; sivil toplumdan üniversitelere, iş dünyasından her bir yurttaşa kadar herkesin taşın altına elini koyması gereken bir süreçtir.
Dayanışma ruhuyla oluşturulacak projeler, Batman'ı sadece bölgesel değil, ulusal düzeyde de güçlü bir aktör haline getirebilir. Geçmişte bölgedeki tüm illerin piyasalarından daha hareketli ve etkili olan Batman ticareti, bölge illerinde hâkimiyetini elinde tutarken; rekabetin ve serbest piyasanın etkisiyle bugün fren yapmış vaziyette.
Genç nüfusuyla günden güne büyüyen Batman artık daha güvenli adımlarla ilerlemelidir. Gelecek; planlayan, üreten ve paylaşan şehirlerin olacak. Batman da bu gelecekte yer almak istiyorsa, artık harekete geçmelidir. Sorunlara değil, çözümlere odaklanan bir anlayışla; kısa vadeli çıkarları değil, uzun vadeli refahı hedefleyen bir vizyonla ilerlemeliyiz. Bu toprakların insanı, her şeyin en iyisini hak ediyor. Batman’ın sadece geçmişteki petrol zenginliğiyle değil, gelecekteki vizyonuyla da anılması dileğiyle...
Güzel ve mutlu yarınlara…
