ZORLU HAYAT KOŞULLARI VE FIRSATÇILIK
ZORLU HAYAT KOŞULLARI VE FIRSATÇILIK
Nedim ARSLAN
-2025, Yeni bir yılın ilk haftasını da geride bırakmış olduk. Yeni yılık ilk haftasında sizlerle yeniden beraber olurken kocaman bir yılın değerlendirmesi ve geçen kocaman bir yılın değerlendirmesini geçen hafta sizinle yine bu köşede paylaşmıştım. Önceki yıllarda başlayan salgın hastalıklar ve ekonomide yaşanan olumsuzluklarla dolu bir yıl geride bıraktığımı ifade etmek isterim.
Gerçi her yılın başlangıcı ayrı bir umuttur denilir, bizde yeni bir yıla güzel umut ve güzel düşüncelerle başlamak isterdik ancak güne nasıl başlarsanız gününüz de öyle geçer derler bunu da anımsamadan geçemiyoruz. 2024 yılı ve öncesi ekonomide yaşanan olumsuzluklarla yılı tamamlarken yine aynı sıkıntılarla girmemiz hepimizin malumu.
Yılın son haftasında asgari ücretlinin maşının hayal kırıklığının ardından yeni yılın ilk haftasında da emeklilere yapılan zammın TÜİK tarafından açıklanan enflasyon rakamlarıyla milyonlarca emekliyi de hayal kırıklığına uğrattı. Bunca pahalılığa rağmen çok düşük oranda zam alacak emekli yine kira ve geçim derdinde iken yeni yılla birlikte zamlar ardı ardına gelmeye devam ederken ÖTV, harçlar ve çeşitli vergilerde yüzde 44 oranında yürürlüğe geçti bile. Anlayacağımız bu yılın bir önceki yıldan farkı olmayacak gibi!
DENETİMLER VAR AMA!
Günümüzde gıda güvenliği ve sağlıklı gıdaya erişim ciddi bir sorun oldu. Geçtiğimiz haftalarda Türkiye genelinde yapılan denetimler sonucu onlarca gıdada sahtekarlığın yapıldığı sağlığı ve fiyatlarda kazıklandığına tanıklık ettik. Gıdadaki büyük sahtekarlıkların büyük şehirlerde daha yaygın olduğu gerçeği varken bu ürünlerin kentimizde de satıldığı hepimizin malumu.
Günümüzde ne yazık ki markete gidip bir yoğurt bile alamaz hale geldik. Nereden geldiği kimin ürettiği belli olmadığından. Dediğim gibi bu durum sadece Batman'la alakalı değil. Özellikle büyükşehirlerde bu durumun daha vahim ve tehlikeli boyutlarda olduğu kesin. Et ürünlerinde yapılan sahtekarlıkta at etinden eşek etine kadar, tavuk, peynir, bal, zeytin yağı ve onlarca hatta yüzlerce üründe yapılanları ekranlarda izlerken ne yazık ki bir çok ürünün hala raflarda satıldığını görmekteyiz.
Ülke genelinde onlarca markanın sahtekarlığı belgelenirken bu imalatların neden kapatılmadığına ve hale üretim yapmalarına anlam verebiliyor musunuz? Geçtiğimiz günlerde Batman İl Tarım Müdürlüğü ve Zabıta Müdürlüğü yaptığı denetimler sonucu zincir marketlerde bozuk ve tarihi geçmiş tavuk ürünlerinin vatandaşlara satıldığını tespit ettiği zincir marketlere para cezası verdiğini ve ürünlerin de imha edildiğini duyurmuştu.
İnsan sağlığıyla oynayan ve fahiş fiyatla ürün satan bu zincir marketlerin ismini herkes tahmin edebiliyorken neden bunların ismi açıklanmıyor! Caydırıcı cezalar ve süresiz kapatmalar olmadığı sürece elbette bu marketler ve firmalar sahtekarlıklarına devam edecek. Bu sahtekarlar ödediği cezaları bile hemen fiyat etiketlerine yansıtarak açığı buradan kapatmayacak mı? Ne demek insan sağlığıyla oynamak ve fahiş fiyatlarla ürün satmak. Zorlu hayat koşullarında vatandaşın mutfağındaki yangın günden güne büyürken diğer yandan cezalara aldırış etmeyen fırsatçı ve sahtekarlara kim dur diyecek?