SERMAYE FAİZDE!
SERMAYE FAİZDE!

Nedim ARSLAN
-Son dönemdeki ekonomik durum, özellikle yüksek faiz oranlarının etkisiyle, sermayenin tamamen faize kaymasına neden oldu. Ekonominin genel yapısına bakıldığında, faizlerin cazip hale gelmesi, birçok yatırımcının sermayesini bankalardaki faizlere yönlendirmesine yol açtı. Bu durum yalnızca yatırımcıları değil, aynı zamanda bireysel tasarruf sahiplerini de etkiliyor. Elinde birikim bulunan sıradan vatandaş bile, tasarruflarını bankalardaki yüksek faizlere yatırarak, risk almadan güvenli limanda kalmayı tercih ediyor. Ekonomideki daralma ve piyasalardaki istikrarsızlık ne yazık ki istihdam ve üretime atılan en büyük darbe oldu. Faiz oranlarındaki artış, ekonomik aktörlerin davranışlarını köklü bir şekilde değiştiriyor. Faizler yüksek olduğunda, riskli yatırımlar yerine güvenli ve garantili getiri sağlayan faizli hesaplar daha cazip hale gelir. Bu, yatırımcıların iş dünyasında yeni projelere, yatırımlara ve büyümeye yönelmektense, paralarını faiz gelirleriyle değerlendirmeyi seçmelerine sebep oluyor.
Özellikle imalatçı ve sanayiciler, büyük yatırımlar yapmak yerine bankalardaki faizlere yöneliyorlar. Bu da doğal olarak üretim süreçlerinin ve sanayi sektöründeki hareketliliğin azalmasına neden oluyor. Sonuç olarak, ekonominin temel dinamikleri zarar görmeye başlıyor. Üretim, istihdam ve sanayi çarkları yavaşlıyor. Yüksek faiz oranları, küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeni yatırımlar yapmalarını engelliyor. Bu durum, hem istihdamı olumsuz etkiliyor hem de yerli üretim kapasitesinin gerilemesine yol açıyor. Ekonominin büyümesi için gerekli olan sermaye yatırımları, faizin cazibesine karşı adeta eriyor. Bir başka önemli sorun da, sermayenin üretim yerine, faize yönelmesinin uzun vadeli etkileri. Bu tür bir ekonomik yapı, kısa vadede likidite sağlayabilirken, uzun vadede sanayinin gerilemesine ve bağımsız ekonomik büyümenin yavaşlamasına neden olabilir. Yüksek faizle gelen güvenli kazanç, gerçek büyümeyi ve istihdamı sağlamaktan çok, kısa vadeli kazanç sağlıyor. Bu da ülke ekonomisinin sürdürülebilir kalkınma yolunda ilerlemesine engel oluşturuyor.
Diğer taraftan, sadece yatırımcılar değil, sıradan vatandaşlar da bu durumdan etkileniyor. Bankalardaki faiz getirileri, daha önce yatırım yapmak isteyen ancak risk almak istemeyen vatandaşlar için cazip bir seçenek haline geliyor. Bu da, halkın girişimcilik ve yenilikçi fikirler geliştirme yerine, faize yönelmesini artırıyor. Kısacası, toplumun genelinde sermayenin üretim ve yatırım yerine finansal araçlara kayması, ekonomik canlılığı zayıflatıyor. Hükümetin alacağı önlemler, faize yönelen sermayeyi üretime, istihdama ve sanayiye çekebilir. Özellikle imalat sektörü, yüksek faiz ortamından zarar gören önemli alanlardan biridir. Bu nedenle, sanayi yatırımlarını teşvik etmek, istihdamı artırmak ve üretimi canlandırmak için yeni politikalar geliştirilmesi şarttır. Eğer bu soruna çözüm bulunmazsa, sermaye yatırımlarının gerilemesiyle birlikte sanayi üretimi, istihdam ve ekonomik büyüme hızla daralabilir. Faizlerin cazibesi ile sanayi ve üretimin bu kadar kesilmesi, ülke ekonomisinin büyük bir tıkanma noktasına gelmesine neden olabilir.
Bu da uzun vadede sadece ekonomik sorunları derinleştirmekle kalmaz, toplumsal huzursuzluk ve işsizlik gibi başka problemleri de beraberinde getirir. Sonuç olarak, sermayenin faize kayması sadece kısa vadede kazanç sağlasa da, uzun vadede büyük yapısal sorunlara yol açabilecek bir durumdur. Üretimin ve yatırımların yeniden ön planda olduğu bir ekonomik yapıya dönüş, ancak güçlü bir teşvik ve destekle mümkün olabilir. İstihdam alanlarından yoksun bölgemiz ve kentimizdeki işsizlik günden güne büyümekte.
Güzel günler dileğiyle.