GENÇ NESİLİN ÇÖKÜŞÜ...
GENÇ NESİLİN ÇÖKÜŞÜ...

AZİZ ARSLAN
-Dini değerlerin kaybolduğu çok ilginç bir asırda yaşıyoruz. Bu asır ahir zaman mı? doğrusu bilemiyorum. Ama Peygamber Aleyhisselâm Efendimiz ahir zamanda gerçekleşecek olan hadiselerle ilgili ifadelerinin çoğunlukla vuku bulduğunu göre bilmekteyiz. Ancak yaşadığımız bu zaman diliminde gençlerin dinle ilişkilerinin gittikçe zayıfladığı ve sosyal medya mecralarında cahilliğin verdiği cesaretle öğünen gençlerde ateizm, materyalizm, deizm ve bilmem daha ne "...izm"lerin revaçta olduğu bu sapkın düşüncelerin arttığını ibretle göre bilmekteyiz.
Durun daha bitmedi...
Haya ve ahlaktan yoksun çarşı pazarlarda vücut hatlarını teşhir eden edene?!..
Cadde ve sokaklarda silahlı mafyavari çeteler, uyuşturucu madde kullanan zombilerle dolup taştı?!..
Hırsızlık, bahis, kumar, içki, fuhuş almış başını gidiyor.
Kıymetli okurlarım! Sokaklarda, caddelerde, çarşı-pazarlarda, kaffelerde, parklarda gençlerin hâli pür melali bu olumsuz hallerine ilişkin; Aileler bu durum karşısında nasıl bir yol ve yöntem uygulayacaklarını bilemiyorlar! Çünkü klasik yöntemler bu gençleri kazanmaya yetmiyor ve daha da uzaklaştırıyor. Manevi eğitim almamış, kötü alışkanlıklarla birlikte helal dairesi dışına çıkmış gençlerin içler acısı durumlarına ilişkin; Risale-i Nur'da geçen bir izahattı dikkatlere sunmak istiyorum:
"Hususan gençlik darbesini yiyip taze ve şirin ömrünü hapiste geçirenlerin, Nurlar’a ekmek kadar ihtiyaçları var. Evet, gençlik damarı akıldan ziyade hissiyatı dinler. His ve heves ise kördür, âkıbeti görmez. Bir dirhem hazır lezzeti, ileride bir batman lezzete tercih eder; bir dakika intikam lezzeti ile katleder, seksen bin saat hapis elemlerini çeker. Ve bir saat sefahet keyfiyle, bir namus meselesinde binler gün hem hapsin, hem düşmanının endişesinden sıkıntılarla ömrünün saadeti mahvolur. Bunlara kıyasen, bîçare gençlerin çok vartaları var ki, en tatlı hayatını, en acı ve acınacak bir hayata çeviriyorlar."
Kıymetli okurlarım! Neden toplumun hiç yüzü gülmüyor? sorusu var ya? İşte, o sorunun cevabı burada. Çocuklar ve gençler toplumun aynasıdır. Dolayısıyla bir ülkenin geleceğine ilişkin; iyi bir ekonomisi veya sahip oldukları yer altı ve yer üstü zenginliklerden ziyade, iyi bir gençlik potansiyelinin alt yapısının oluşturulması gerekmektedir. İyi yetişmiş genç nesilleri olmayan ülkelerin geleceği de olmaz! Bu açıdan ülkemizi yöneten yöneticilerimizin eğitim ve öğretim müfredatında Risale-i Nur eserlerinin okullarda ders olarak okutulması halinde gelecek nesillerin iyi yetişmesine büyük bir katkı sunacaktır.
Hülâsa...
Konuyla alakalı bizi yönetenlerin dikkatlerine şu notu da ilave etmek istiyorum.
Güneşin doğuş saati olduğu gibi (kıyâmet) dürülüş saati de var.
Geç olmadan uyanmak gerek.
Vesselâm.