BU PAHALILIK NEDEN?..
BU PAHALILIK NEDEN?..
![AZİZ ARSLAN](https://batmanpetrol.com/content/uploads/yazarlar/2024/11/90b30745-4e8a-4c72-9fd5-4bd9e4b8422d-1732989894.jpg)
AZİZ ARSLAN
-Ekonomik krizin yansımaları çarşı pazarın yangın yerine dönüştüğü ve insanların yoksullaşması, alım gücünün düştüğü, hayat pahalılığının hızla arttığı ve halkın %90'nı şikayet ettiğini görebilmekteyiz. Eskiden insanlar çarşı pazara gittiğinde poşet poşet temel gıda maddeleri ve kilo kilo meyve ve sebze ürünlerini rahatlıkla alabiliyordular. Şimdilerde ise her şey ateş pahası ve ihtiyaçlar karşılanamıyor...
Kıymetli okurlarım, hayat pahalılığına ilişkin bizleri yönetenlerin yanlış politikaları veya burjuva sermayedarları, faiz ve fırsatçı tüccarların kazanç hırsları, istikrarsız ekonomik çöküşün üzerindeki yıkıcı sonuçları veya dış güçler, her ne denilirse denilsin, ben farklı bir pencereden değerlendirmek istiyorum.
Neyse uzatmadan izah edeyim...
Büyük âlimlerden biri olan Yusuf El-Kandehlevi; Her şeyin fiyatı artı, her şey çok pahalı şikayetleri ile ilgili şu ifadeleri buyurur:
"İnsanlar ve eşya Allah katında terazinin kefeleri gibidir. Eğer insanın "kıymeti" Allah katında artarsa eşyanın değeri düşer ve eşya ucuzlar. Yok eğer insanın kıymeti Allah indinde düşerse bu kez eşyanın değeri artar ve fiyatlar yükselir."
Yusf El-Kandehlevi sözlerine şöyle devam eder; Allah'ın katındaki değerinizi arttırın! "iman ve salih amel" ile eşyanın değerini düşürün." buyurmakta.
Dolayısıyla, tarihin geçmiş sayfalarına baktığımızda 14 asır evvelki "Asr-ı Saadet" ve telakki eden diğer dönemlerde inanç ve yaşam biçimleriyle yöneticilerin ve müslümanların "takva" ile "yardımlaşma" da tarihinin en zengin ve en iyi olduğu çağ ve çağlarıydı... Özelikle Kur'an ve Sünnet dairesinde hareketle zekâtlarını verecek (fakir) ihtiyaç sahiplerini bulamamaları taktire şayan bir durum söz konusuydu. Şimdilerde ise tam tersini yaşıyoruz. Yöneticiler sağır sultan, zenginler zekat vermez? Sanayiciler üretimini yavaşlatıp yüksek maliyetleri bahane ederek iğneden, ipliğe kadar her şeye zam! Kısacası, hayatın akışını zorlaştıran insanlar her nedense ölümcül hastalıklardan, depremlerden ve afetlerden ibret almaz olmuşlar? Bir yandan da toplumu sarmalayan faiz, zina, tefecilik, dijital bahis ve kumar oyunları, alkol, uyuşturucu, Namaz kılmayan bir gençlik, TV'lerdeki dizi ve kadın programları başını almış gidiyor. Hangi yüzle Allah'tan bolluk ve bereketi isteyebiliriz?...
Demem o ki, gerçek manada hem nefsimize hem neslimize Kur'an ve Sünneti rehber edinerek hayatımızı yeniden gözden geçirmeye ihtiyacımız var...
Bediüzzaman'ın çok dikkat çekici ifadesi aklıma gelmişken sizlerle paylaşmak istiyorum:
"Nimeti İlahiye bir şükür ister ki devam etsin, ziyade olsun. Yoksa, nimet böyle şükür görmezse gider."
Kıymetli okurlarım; Şükür, nimeti değil, nimeti vereni görmek ve emrine uymaktır...
Dolayısıyla, Allah Teâlâ; Bakara Suresi-44 Ayeti Kerimesinde şöyle buyurur:
"Siz kendinizi unutarak diğer insanlara erdemli olmayı mı öğütlüyorsunuz- hem de ilahî kelâmı okuyup durduğunuz halde? Siz hiç aklınızı kullanmaz mısınız?"
Naçizane tavsiyem, bir mikro mercekle bakıp kendimize yönelelim!? Allah katında değerimizi artıralım!...
Daha doğrusu aklımızı kullanma vakti! Gelmedi mi?...
Sözüm, önce bana ve nefsime...
Selam ve dua ile.
![](https://batmanpetrol.com/content/uploads/reklamlar/2025/01/300x300-1737995321.jpg)