EKONOMİK KRİZLER, ÇOK GÜÇLÜ HÜKÜMETLERİ AL AŞAĞI ETMİŞTİR
EKONOMİK KRİZLER, ÇOK GÜÇLÜ HÜKÜMETLERİ AL AŞAĞI ETMİŞTİR
AZİZ ARSLAN
-
Sevgili okurlarım her ne kadar yazımın başlığı biraz tedirgin edici olsa da siyaset ile ekonomi ilişkisi birbirini etkileyen ve tetikleyen, oldukça karmaşık ve karşılıklı süreçleri içermekte. Eski kuşak olanlarımız, Turgut Özal'ın Ana Vatan Partisini hatırlarlar. O dönemlerde güçlü bir iktidar partisiydi. Şimdilerde ise bir tabela partisi hâline dönüşmüştür. Bu açıdan ülkeyi yönetenlerin izledikleri ekonomik politikaların krize dönüşmesiyle, bir düşüş eğilimine geçtikleri ve seçmenlerin sandıkta ceza kestikleri hep görülmüştür.
Ülkemiz ekonomik olarak zor bir süreçten geçtiği bir gerçek...
Lakin, politikacı, gazeteci ve ekonomistler, Türkiye’de ciddi bir ekonomik kriz olduğunu ifade ediyorlar. Kimi derin bir kriz, kimi sefalet batık bir kriz diyor. Ancak hangisi “derin” hangisi "batık" olduğuna dair, bir fikir beyan etmem mümkün değil. Çünkü ben bir ekonomist değilim...
Ama şunu açık net bir şekilde ifade edebilirim.
Çarşı pazar yangın yeri ve ateş pahası...
Bu tartışmasız bir gerçek.!
Doğruyu söyleyenleri dokuz köyden kovarlar...
Olsun yinede ben ifade edeyim. Beni kovan kovsun.! Çünkü gerçekler hep acı söyler.
Ak Parti izlediği ekonomik politikalarıyla kendisini ve seçmeni zor toparlayabileceği görülüyor...
Gündem ekonomi, her yerde konuşuluyor. Bende ifade edilenleri aktarıyorum. İnsanlar alım gücünün çok düştüğünü ve derin bir sefalet içinde olduklarını açık bir şekilde siyasilerin yüzüne haykırıyorlar. Ama bu haykırışları da duyan yok gibi...
Bir yandan çiftçiler haykırıyor ve yol kesip protesto ederek tarım neredeyse bitti bitecek diyorlar. Özellikle küçük üreticiler ekim yapamaz halde olduklarını. Gübre, tohum, mazot, sulama vb. giderleri yükselirken düşük fiyatların dayatıldığı tarım ürünlerinin maliyetleri kendilerini kurtarmadığına ilişkin feryat figan ediyorlar.
Kira konusu ayrı bir muamma o konuya hiç girmeyeyim. Hava ve kara ulaşımı sık sık zamlanıyor olması, elektrik, doğal gaza yapılan zamlar, hele asgari ücretli ve emekli memurların hali pür melali sözcüğünün gerçek anlamıyla perişan. Fiyat artışları ise hızlı bir şekilde sürüyor. Maaşlar dışında zamlanmayan şey yok. Her şey ateş pahası. Faiz artışları ve kredi kartlarıyla borç çevirenlerin sayısı oldukça yüksek olduğu ifade edilmekte...
Siyasetçiler iktidara talip olurken istikrarlı bir profil konjonktürün etkilerini ve rollerini ortaya koyarak ekonomide nelerin yapabileceklerini açıklarlar ve ona göre seçmenlerden oy isterler. Bu argümandan hareketle, AK Parti 2002 ile 2008 yıllarındaki başarılı ekonomik politikalarını 2025 yılı içinde hayata geçirir mi, geçirmez mi bilemem ama şunu ifade edeyim. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın bir an önce danışmanları dahil ve çevresindekilerini bir gözden geçirmeli...
Özetle söylemek gerekirse siyasetle ekonomi iç içedir. Başarılı ekonomik projeleri hayata geçiren ve halkın refah alım gücünü artıran iktidarlar hep ayakta kalmışlardır.
Naçizane tavsiyem...
Yapılması gereken en önemli şey, hata ve kusurunu görmek. Kusurunu görmeyen ilerleyemez.
Şair diyor ya; "Sözde senden kaçıyorum dolu dizgin atlarla..."
Dolayısıyla, Tabandaki "SEÇMEN" senden kaçtıkça kaçar...!
Selam ve dua ile.
