12 Nisan 2025 - Cumartesi

ÖVÜNECEK NEYİMİZ VAR Kİ?..

ÖVÜNECEK NEYİMİZ VAR Kİ?..

Yazar - AZİZ ARSLAN
Okuma Süresi: 3 dk.
AZİZ ARSLAN

AZİZ ARSLAN

-
Google News

Kıymetli okurlarım, mutlu olduğum veya rahatsız olduğum konuları toplumun faydasına olanları yazıyorum. Yazdıklarıma ilişkin, siz okurlarımdan ciddi dönüşler alıyorum. Bizzat arayanlara ve özelden mesaj atanlara cevabım şu oldu: Yazılanlar hiç kimseyi etkilemiyorsa boşa yazılmıştır. Mütemadiyen yazılarım da toplumsal yaralara işaret ve dikkat çekmeye çalışıyorum. Dolayısıyla, ya doğruları söyleyeceksiniz, ya da susacaksınız. Tabii ben susmayarak, doğruları yazmayı seçtim. Hülâsa, bu konuya bir nokta koyarak, kaleme aldığım övünecek neyimiz var ki? konusunu dikkatlerinize sunmak istiyorum.

"Bu gidiş nereye?!" (Tekvir Suresi Ayet-26)

Sevgili dostlar; Ayet çok dikkat çekici! Nitekim, insanlar da yaratılıştan gelen beğenilme, övülme ve takdir edilme duygusu vardır. "Yüzünüze karşı biri sizi överse üzerine toprak atın." diyen bir Peygamberin ümmeti olarak bu hadisin zıddına hareket etmekle çelişkilerimizin hadi-hesâbı yok. Hakikat bu iken, insanların çoluk-çocuk, eş-kardeş, ev, araba, arsa, mevki-makam daha bilmem ne varsa! Hiç ölmeyecek gibi, mantıksız içgüdüleri kovalayan tıpkı sinemalarda gişe rekorları kırmış bir filmin yönetmeni gibi, övün de, övün, bu övünmeler bitmiyor. Şaşalı ve endamlı yürüyüşlerimiz, araçlarımıza biniş-inişlerimiz, hele o makam koltuklara oturuşumuz, şahsımıza münhasır, helal den mi? haram dan mı? Bir görsek midemizin içindekilerini "midemiz kaldırmaz"... Hele bağırsaklarda olanı ise, her yere bırakılmaz? Ya kalbimizdeki fitne, fücûr, fesat, Gıybet! Ameller hepten kesat. Övünecek neyimiz var ki? İşte biz buyuz...

İfade ettiğim veya ifade edemediğim pek çok madde için övülmeyi "cehalet" sayarım da "ilminden" ve "ibadetinden" dolayı övünen insana ne ifade edeceğimi bilemiyorum... Sanki sırat köprüsünde yürüyor gibi. Bir tarafta taat, bir tarafta isyan. Bir taraftan riya, diğer tarafta övünç ve hazin ameller? Oysa her şey emanet, her şey ödünç? Ne kadar meyyal olduk övmeye ve övülmeye! Belki de bir atımlık nefes, bir adımlık heves kaldı ölmeye?... Kimin, nerde, ne halde, nasıl ölümle final yapacağı belirsiz. Övünecek neyimiz var ki? İşte biz buyuz...

Kıymetli okurlarım; Bediüzzaman Hazretlerinin bu ifadesini her zaman görebileceğimiz bir köşeye çerçeveletip asmalıyız...

Bediüzzaman'ın ifadesi şöyle:

"Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı taktirde fâni dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme!"

Ezcümle, nefsin insan üzerindeki etkisiyle, ben elde ettim, ben yaptım, ben kendi gücümle kazandım! Diye nasıl övünebilir? Övgü ve sena, medih ve teşekkür onları bize ihsan edene olmalı değil mi?!...

Allahım! Övünecek mevki-makam-mal-mülk-çoluk-çocuk-soy-sop illetinden ve onursuz gururdan, yersiz övgüden, yanıltan öngörüden, hadsiz sözden, doyumsuz kötü nefisten, her türlü necisten, Sana sığınırız...

Âmin...

Selam ve dua ile.

#
Yorumlar (5)
Abdurrahim KAYA
13.04.2025 13:11
İnsanlar günahları ile övünüyor, sevaplarıyla alay ediyorlarsa, şeytan yüreklerinde tavaf ediyor demektir. Mevlana Celaleddin-i Rumi
A
13.04.2025 12:45
Tebrik ederim çok güzel bir yazı olmuş.
Ali
13.04.2025 12:33
Muazzam tespitler aziz bey kaleminize sağlık
Destan
13.04.2025 00:00
çevremde övünen o kadar insan varki, nasıl tarif etsem diye? Sayın yazarım sen ifadelerime tercüman olmuşsunuz… başarıların devamını diliyorum
M
12.04.2025 23:45
Aziz hocam, gerçekten okunacak gerçekleri yazıyorsunuz. Allah sizden razı olsun.
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları