ADALETİN ÜSTÜNLÜĞÜ...
ADALETİN ÜSTÜNLÜĞÜ...

AZİZ ARSLAN
-Çağımız toplumları, insanların yaşam haklarını, yasalar ve uluslararası sözleşmelerle garanti altına almıştır. Bu haklar: yaşam hakkı, ifade özgürlüğü, öğrenim hakkı, mülkiyet hakkı, yasa önünde eşitlik, adil yargılanma hakkını meşru zeminde arama, masuniyet hakkı ve Anayasa güvencesi...
Dolayısıyla toplumda Adalet, Hak (Hukuk) söz konusu olduğunda milletçe hepimizde (maalesef) hiç düşünmeden peşin hükümlü olarak insanları yargılama huyumuzdan hiç vazgeçmeyiz. Söz konusu, muhatabını doğru yola davet etmekten çok, onu çıkarımıza göre kullanırız!?...
Sevgili okurlarım...
İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır. Buradan sözü herkese lazım olan adalet kavramına ilişkin bir çakalın hikâyesini dikkatlerinize sunmak istiyorum...
Çakalın biri aç kalınca kasabaya inmiş. Sütçünün süt çanağını devirmiş, sütü de içmiş, fırıncının tezgâhından ekmeği kapmış yemiş ve nihayetinde bir kasabın vitrininden kocaman bir but kapıp bir güzel mideye indirmiş. Çakalın ve etin kokusunu alan kasabanın tüm köpekleri toplanmış, çakalı yakalamak için ardı sıra koşturmuşlar...
Çakal önde, köpekler de arkada, amansız bir kovalamaca koşuşturmaca başlamış ama bir süre sonra, sütçünün köpeği yorulup takibi bırakmış. Bir müddet daha geçince de bu sefer fırıncının köpeği, çakalı takibi bırakmak zorunda kalmış...
En son, kasabanın çıkışına yakın bir yerde kasabın köpeği de pes etmiş ve yorgunluktan dili bir karış dışarıda geriye dönmüş...
Çakalın arkasında bir tek demircinin köpeği kalmış. Çakal önde demircinin köpeği arkada ısrarlı bir kovalamaca devam ederken kasabanın dışına çıkılıp kırlara varıldıktan sonra da, tepelere doğru ilerlerken çakal dayanamamış, durmuş ve demircinin köpeğine öfkeyle seslenmiş; Yahu arkadaş, sütçünün sütünü içtim tamam, fırıncının ekmeğini yedim o da tamam, hadi kasabın etini kaptım ama buna rağmen onlar bile pes etti peşimi bıraktı da, Lan ben demirciye ne yaptım ki bir türlü ayrılmıyorsun peşimden? demiş...
Çakalın anlamadığı şu: Demircinin köpeği menfaat peşinde değil, sadece adalet peşinde... Seni cezalandırmam için bana zarar vermen şart değil. Sen, başkalarına zarar verdiğin için suçlusun” diyor demircinin köpeği bunun savaşını veriyor...
Sevgili okurlarım, farkında mısınız? Son zamanlarda Adalet kavramını çok konuşuyoruz ve eleştiriyoruz. Bir ebeveyn olarak çocuklarımıza en çok neyi öğretmeliyiz? denildiğinde hiç kuşkusuz ADALETLİ olmayı ciddi biçimde öğretmeliyiz. Çünkü Yüce Allah teâlâ Kur’an-ı Kerimde şöyle buyurmaktadır:
"Ey İnananlar! Allah için adaleti ayakta tutup gözeten şahitler olun. Bir topluluğa olan öfkeniz sizi adaletsizliğe sürüklemesin; adil olun; bu, Allah'a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah'tan sakının, doğrusu Allah işlediklerinizden haberdar'dır."
(Maide Suresi Ayet-8)
Bu mealde devlet yöneticilerinin, karar vericilerin sorumluluğu kat ve kat daha fazladır. Çünkü Kur’an’ın ana esaslarından biri, adâlet ilkesine dayalı ve hukukun üstünlüğünün kabul edildiği sosyal bir düzene işaret etmekte...
Adalet konusunda; Bediüzzaman Hazretleri, Risale-i Nur eserlerinde hakiki adaletin en güzel şekilde kısımlarını ve tarifini günümüz idrakine izah etmiş, adaletsizliğin bütün dengeleri ve cemiyeti alt üst edeceğini defalarca belirtmiştir. Ve müsavatsız adaletin adalet olamayacağını ve bu iki dikkat çekici ifadesini kıymetli okurlarım dikkatlerine sunmak istiyorum...
“Evet, adalet iki şıktır: Biri müsbet, diğeri menfidir. Müsbet ise, hak sahibine hakkını vermektir. İkinci kısım menfidir ki, haksızları terbiye etmektir.”
“Düstur-u nübüvvet “Kuvvet haktadır, hak kuvvette değildir” der, zulmü keser, adaleti temin eder.”
Sevgili dostlar...
Adalet, Allah’ın Adl isminin tecellisidir. Kur’ân’ın dört esasından biridir. Hayatın olmazsa olmazıdır. Sosyal hayatın sigortasıdır. İnsaniyetin gereğidir, ihtiyacıdır. Zira toplumda yaşadığımız birçok uygulamayı, birçok sorunu vicdanımızın adalet terazisinde tartıp ona göre bir değerlendirme yapmıyorsak, bizlere de bir gün adalet lazım olacağını asla unutmamalıyız ve daima hatırda tutmalıyız...
Çünkü; Allah adâletle hükmetmeyi emreder.
Selam ve dua ile.