29 Eylül 2024 - Pazar

DEVLET MALI DENİZ, YEMEYEN..!

Sevgili okurlarım makale yazım biraz uzun ama sizi temin ederim, zevkle okuyacağınızı garanti ederim...

Yazar - AZİZ ARSLAN
Okuma Süresi: 6 dk.
AZİZ ARSLAN

AZİZ ARSLAN

-
Google News

Türk Dil Kurumu, atasözleri ve deyimler ibaresinde... Devletin malı deniz, yemeyen domuz.?!!

Halk nazarında ise... Devletin malı deniz, yemeyen keriz.

Bu atasözünün sözleri yanlış anlaşılmasın. Aslında atasözü devlet malını yiyenleri uyarıyor...

Dolayısıyla amacım dil bilgisi üzerinden laf cambazlığı yapmak değil. Toplumun dili yanında sosyolojik bakış açısını ortaya koymak.

Bu açıdan; kamu-kurumlarının en büyük hastalığı liyakatsizlik, kamu malını hor kullanmak, mesaiden çalma, (bir) kişinin yapacağı işi (Beş) kişi yapıyor olması ve (beş) kişinin yaptığı işi'de mesaiden çalarak, (1) kişinin üstüne yığılması gibi. Birde, Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın meşhur bir lafı vardı. Benim memurum işini bilir... O hünerli işini bilen memurlar ve israf savurganlığı. İşte bu hastalıklar devlet kurumlarını sarmış durumda.

Gerçekten öyle...

Kimi devlet memurları kendi evlerinde yapamadıkları israfı ve şatafatı iş yerlerinde yapıyor.

Devlet dairelerinde, okul, yurt, hastane gibi yerlerde yapılan hizmet ve yenilikler fark edilir derecede arttı. Dolayısıyla bu alanlardaki israflarda arttı.

Eğitim ve öğretim okul açılışının ilk haftasıyla birlikte bir yakınımın kayıt işlemlerini yapmak için müdür yardımcısının odasına girdim. Masanın büyüklüğü ve şıklığı, mini buzdolabı, çay semaveri bir yana, dikkatimi çeken klima oldu... Klima çalışıyor olmasına rağmen makam odasının pencereleri açık olması beni vicdanen çok rahatsız etti. Çünkü Allah korkusu olmadıktan sonra ve kafa yapısı değişmedikçe, benim o anki müdahalem hiç bir şeyi ifade etmezdi ve müdahale etmediğim için de, vicdanen çok rahatsız olduğumu buradan ifade etmiş olayım.

Ama bu israf konusu hemen hemen tüm kamu kurumlarında mevcut diyebilirim...

Bazı kimseler, makamın verdiği yetki fırsatlarını kullanarak; "Devletin malı deniz..." ifadesiyle gözünü kırpmadan kendi çıkarlarını gözeten, bu vicdansızların sayısı hızla çoğalmakta.

Ama bilinmesi gereken bir şey daha var. Çalışan idareci ve memurların aldığı maaş ve kullandığı imkânlar (Beytul Mal) Devletin Hazinesinden geldiği için, yetim hakkı var, fakir fukaranın hakkı var, millettin hakkı var olduğunu ve Hz. Ömer'in "iki mum" hikâyesini beynine kazmayan, kullandığı her imkânı, yetki, selahiyet ve malzeme konusunda 85 milyona hesap vereceğinin bilincinde olmayan idareci ve memurun; elinde bereket, evinde huzur kalır mı.! Oysa sıcak suyun, harareti kesmediği, susuzluğu gidermediği gibi haram ve kul hakkına karışan para da o kişinin karnını doyurmaz, gözü de gönlüde aç kalır...

En basit şeyler için birbirine teşekkür etme ve helalleşme nezaketi gösteren insanlar, devletin onca imkânına karşın ne kadar da nankör ve sadist olabiliyorlar.

Bundan dolayı, Devlet malını çalıp çırpanlar, mesaiden çalanlar. araç ve gereçlerini kendi malları gibi özel işlerinde kullananlar. İhalelerde haksız kazanç elde ederek devleti zarara uğratan insanlar ahiret hesap gününde, 85 milyon insanı haciz memurları gibi karşılarında görecekler... Bir anda onca sevapları 85 milyon insan kapışacak, haczedilecek ve sevaplarından bir şey bulamayan da günahlarını onların sırtına bırakıp gidecekler...

Ne korkunç bir manzara değil mi.?!!

Devlet memuru olup, olmamak elinizde ama devlet-kamu malını kendi malınız gibi kullanıp ve istifade etmek elinizde değil. Çünkü size ait değil...

Devletin malı millettin malıdır...

Dolayısıyla, Kamu-kuruluşlarında, Okul sıralarında, Hastane koltuklarında, Cami şadırvanında, parktaki çiçeklerde, kamelyadaki masada, piknik yerlerinde vs vs. Devletin sınırları içinde gözlerini açan her vatandaş, o devletin, bir "kolluk memuru" gibi devlet malını korumalı...

O hâlde;

İsraf ve kamu hakkına dikkat!

Ayrıca gizli hırsız da olmayın.!?

Ne mesaiden çalın ne de haksız yere bir toplu iğne alın...

Sakın ola ki, bu ifadelerim hemen bir yerlere çekilmesin! Kamu malını çalıp çırpan ve ziyana uğratan kişi, babam dahi olsa bunu gündeme getiririm.! Ha şu da unutulmasın. Ben devletin resmi bir avukatı değilim. Ama bu işin içerisinde olan herkes kendi savunmasını net bir şekilde Allah'a verecektir. Ahiret ve hesap gününden de kaçış yok bunu bilesiniz...

Aksi durumunu düşünenlere, bu Ayeti Kerimeyi dikkatlerine sunuyorum:

"Kim emanete (devlet malına) hıyanet ederse, kıyamet günü, hainlik ettiği şeyin günahı boynuna asılı olarak gelir."

(Âl-i İmran Suresi Ayet -161)

Devletin malı deniz; yemeyene ne dersiniz?

Ne demeliyiz diye.? Düşünüyorsunuzdur!

O zaman size bu ifadenin inceliğini, bu Hadis-i Şerif ifade etsin...

"Yönettikleri insanlara, ailelerine ve sorumlu oldukları kişilere karşı adaletli davrananlar, Allah katında, Rahman'ın yanında nurdan minberler üzerinde ağırlanacaklardır."

Velhasıl...

Rabbim kamu malını koruyan Hz. Ömerlerin izinden giden yönetici ve çalışanların sayısını arttırsın.

Amin... Amin...

Selam ve dua ile.

#
Yorumlar (3)
Muhammed
01.10.2024 16:13
Güzel yazı kaleminize sağlık aziz bey
Meçhul
29.09.2024 22:18
Elinize sağlık, kaleminize kuvvet, çok güzel bir yazı olmuş. Sayın yazarım.
Destan
29.09.2024 17:20
Kurumlarda israf çok... Güzel bir yaz kaleminize sağlık
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları