AHLÂKİ DEĞERLER, NEDEN GÜNDEME GETİRİLMİYOR?
AHLÂKİ DEĞERLER, NEDEN GÜNDEME GETİRİLMİYOR?
AZİZ ARSLAN
-Sevgili okurlarım...
Çevremde siyasetle haşir neşir olan tanıdık simalar bana, siyaset, futbol, ekonomi gibi konuları neden daha çok kaleme almıyorsun? Sorusu üzerine...
Kendilerine siyaset konularına doğrudan girmeyi hiç sevmiyorum ve ilgi alanıma koymamaya gayret ediyorum. Siyaset ve güncel konulara nadiren olsa da kaleme almışımdır. Ama benim için esas olan toplumun manevi değerlerine dikkat çekmek.
Dolayısıyla...
Matematiğin babası sayılan Müslüman bilgin Harezmi'ye, insan nedir? diye sormuşlar.
Demiş ki...
İnsan güzel ahlâklı ise: 1 eder.
Yakışıklı ise buna bir sıfır ekleyin: 10 eder.
Varlıklı ise bir sıfır daha ekleyin: 100 eder.
Soylu ve nesep sahibi ise bir sıfır daha ekleyin: 1000 eder.
Fakat "ahlaklı" olan 1 giderse, insanın kıymeti gider, geriye değeri olmayan SIFIRLAR kalır.!!!
Bu ifadelerle siyaset, futbol, magazin gibi konulara değinmek yerine, insanların yaşamlarında özelikle, gençlerin arasında ahlaksızlığın tavan yaptığı bu günümüzde din-diyanet, edep, hayâ konularına değinmeyi ve gündeme getirmeyi kendime bir görev, bir vazife sayıyorum...
Şu hayattın kısaca bir akışına bakın...
Ahlaksız ve edepsizce yetişen gençlerin veya ergenlerin anne - babalarına âsi olmaları, lâf dinlememeleri, her şeye itiraz etmeleri, açık saçık dövmeli, namazsız, sosyal medyada kendilerini ve ailelerini teşhir eden etik olmayan bu olumsuz davranışlarla, karakterlerini ortaya çıkaran gençlerin "güzel ahlâk" sahibi olmaları mümkün değildir. Sonuç olarak suçlu sadece gençler mi? Her zaman söylerim; çocuğun dini ve ahlak eğitimi evinden başlar. Anne ve baba yani ebeveyenler çocuklarının ilk ve en önemli öğretmenleridirler. Eğer çocuklar dini ve ahlaki düzeyde yetişmiyorsa bu tamamen ebeveynlerin ve yetiştikleri ortamın kabahatidir.
Bu bağlam da, ebeveynler için en mükemmel ve rol model hiç şüphesiz ki, Âlemlere rahmet olarak gönderilen, Peygamber Efendimiz (sav)'dir ve güzel ahlâkı “tamamlamak” için gönderildim, buyurmuştur.
Hz. Ayşe’ye (r.anha) sorarlar:
Resûlullah’ın (sav) ahlâkı nasıldı?
Aldıkları cevap şu olur:
“Siz Kur’an'ı okumadınız mı?
Resûlullah’ın (asm) ahlâkı Kur'an’dı.” buyurur...
Peki toplum olarak Kur'an'i bir hayat ve ahlaki olarak bunun neresindeyiz!!!
Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Risale-i Nur - Emirdağ Lahikası adlı bu eserinde ki; ifadelerini ebeveynlerin dikkatine sunuyorum...
"Bir çocuk, küçüklüğünde kuvvetli bir ders-i imanî alamazsa, sonra pek zor ve müşkül bir tarzda İslâmiyet ve imanın erkânlarını ruhuna alabilir. Adeta gayr-ı müslim birisinin İslâmiyeti kabul etmek derecesinde zor oluyor, yabani düşer. Bilhassa, peder ve validesini dindar görmezse ve yalnız dünyevî fenlerle zihni terbiye olsa, daha ziyade yabanilik verir. O halde o çocuk, dünyada peder ve validesine hürmet yerinde istiskal edip çabuk ölmelerini arzu ile onlara bir nevi belâ olur. Âhirette de onlara şefaatçi değil, belki dâvâcı olur: "Neden imanımı terbiye-i İslâmiye ile kurtarmadınız?"
Bu ifadelerle...
Ebeveynler çocukları için imani ve ahlaki değerleriyle rol modelleme stratejisi ile Kur'an'ın tefsir olan Risale-Nur eserlerini hayatlarına dahil etmeleri halinde, çocuklarda daha güçlü ahlaki bir egitim ve sorumluluk duygusunu geliştirmelerine büyük bir rol oynayabilirler. Takdir edersinizki, bu değerlerle yetişen çocuklar hem kendilerine hemde topluma faydalı bireyler olmuşlardır.
Dolayısıyla bana siyaset konularını daha çok gündemine al diyenlere; Bediüzzaman'ın bu ifadesiyle onlara şu cevap vermek istiyorum...
"Eûzü billahi mine’ş-şeytani ve’s-siyaset"
Bu açıdan; ehli iman olan bir müslüman siyasetten uzak. Güzel ahlak farkındalığını hep ortaya koymalıdır.
Rabbim bizleri, güzel ahlâk sahibi olan kullarından eylesin, âmin.
Selâm ve duâ ile.