BUNU YAPAN ALLAH’A VE RESÛLÜNE SAVAŞ İLAN ETMİŞTİR
BUNU YAPAN ALLAH’A VE RESÛLÜNE SAVAŞ İLAN ETMİŞTİR

AZİZ ARSLAN
-Kıymetli okurlarım!
Yazıma başlamadan önce itiraf edeyim, “Faiz" konusu ile alakalı bu tarz yazılarımda belirttiğim hususlarda bir ilahiyatçı olmadığımı ve görüşlerimin yalnızca beyin fırtınası yapmaya dair kişilerin ilgisini çekmektir.
Dolayısıyla, ahlâki çöküş ile birlikte bankalara yatırılan ve çekilen faiz paraların midelere akan (Haram)'ın tadı kişilerin damaklarında kredi raporlarının amel defteri olmuşken, birilerini yanlış etiketlemekten ve zan altında bırakmaktan Allah’a sığınırım.
Hülâsa!!!
%99 Müslüman olan bir ülkede azımsanmayacak derecede toplumun gözdesi "FAİZ" olmuş. Yazılarımı takip eden ve okuyan bilir (riba) faiz konusunu açık bir dille gündeme getirip hep eleştirmişimdir.
Dini inancı bir derece olan bir kimse için en birinci mevzu, faiz mevzusudur. Bu "faiz" mevzusunu düşündükçe şahsen beni dehşete düşürmektedir.
Günümüz; Türkiye’sinde %99 Müslüman olan insanların örneğin; dairesini, dükkanını, tarlasını satıp veya yastık altında ki birikimini % 47 faiz oranıyla bankaya yatırıyor.
Mesela bir kişinin mevcut 32 günlük faiz kazancına ilişkin elde edeceği faiz kârı oranı şöyle.
Bakiye: 1.551.000.
(Bir milyon beş yüz elli bir bin)
Faiz oranı: %47
Faiz kazancı: 50.991,78.
(Elli bin dokuz yüz doksan bir lira, yetmiş sekiz kuruş)
Yani meselenin özü ortada; Suya sabuna dokunmadan, faize yatırılan rakam büyüdükçe, elde edilecek faiz kar oranı da büyümekte.
Dolayısıyla, en basitinden faize hücum eden sözde Müslüman bu kişiler faizden elde ettiği haram kazancı hiç çekinmeden ailesine çoluk çocuğuna yedirmekte! Ne dehşetli bir günah? İşte bu zehirleyici "faiz" niteliği ile iştigal edenlere, Kur’an-ı Kerimin Bakara Suresi 278/279 mealinde Allah şöyle buyurmakta: "Ey iman edenler! Eğer inanmış kimselerseniz, Allah’tan korkun ve faizin geri kalanını terk edin. Bunu yapmazsanız, Allah ve Resulü ile savaş halinde olduğunuzu bilin."
Hülâsa; Bu âyete çok dikkat etmek gerekir! Şöyle ki: Kur’an’da hiçbir günah için, Allah’a ve Resûlüne karşı savaş açma tabiri kullanılmamıştır. Allah’a ve Resûlüne karşı savaş açma ifadesi sadece faiz yiyenler için kullanılmıştır. Faizin Allah katında ne kadar büyük bir günah olduğunu ifade etmeye herhalde bu kadarı yeter ve artar bile? Şimdi ey faiz yiyen kişiler! Yemiş olduğunuz faiz sebebiyle nasıl bir savaşın içine girdiğinizin farkında mısınız? Şimdi faize bulaşarak Allah’a ve Resûlüne savaş ilan etmiş oldunuz. Allah ile savaşan hiç galip gelebilir mi? Resûlüne savaş açan biri hangi yüzle Allah’ın Resûlünden şefaat isteyebilir? Böylesine şiddetli bir tehdit karşısında insanın ürpermesi gerekmez mi?
Dünyada olduğu gibi, Ülkemizde de inatla korunup ve kurumsallaştırılan haramlardan birisi de ribadır, yani faizdir. Bu kirli çark, bankalar aracılığıyla zındıka komitelerinin (yahudi sistemi) olan ve para baronlarının önemli bir kazanç kapısıdır. Bu hususta Bediüzzaman diyor ki:
"Âyet-i Kur’âniye, âlem kapısında durup, ribâya "Yasaktır!" der. "Kavga kapısını kapamak için, ribâ kapısını kapayınız!" diyerek, insanlara ferman eder." diye buyurmuştur.
Ezcümle, faiz kazancı kolay ve güzel diyenlere "zakkum" ağacının çiçekleri de dünyada ne güzel değil mi? Pembe pembe.
Cehennemdeki zakkum ağacı ile bu çiçeğin isim benzerliği varmış! Siyah ve dikenliymiş ve tadı da çok kötü ve acıdır. Kutsal Kitabımız Kur'an Kerim öyle diyor.
Faiz alıp-verenlerin kulağına küpe olsun!
Bazen nutku tutulan insan olur ya,
Eli yazmaya gitmeyen insan olmaz mı?
Bana müsaade, tıkandım.
Velhâsıl; Kendini bilen Rabbini bilir.
Selâm ve dua ile.