TESETTÜR VE ÇARŞAF DÜŞMANLARI
TESETTÜR VE ÇARŞAF DÜŞMANLARI

AZİZ ARSLAN
-Kıymetli okurlarım; Geçen hafta Denizli'de şehir içi bir yolcu otobüsünde açık bir kadının, Çarşaflı genç bir kadına önce sözlü hakaret ve ardından fiziki saldırısıyla "gidin bu ülkeden sizin gibilerini istemiyorum" diye Sosyal medyada gündem olan o görüntüyü izlerken İsrail'deki siyonist işgalcilerin Filistin'deki Müslüman kardeşlerimize yaptıkları baskı ve sindirmeler aklıma geldi. Acaba mı diye içimden şöyle geçirdim. Ülkemizde Türk vatandaşları olarak gizlenmiş İslam düşmanları olan sebetayist yahudiler olmasın mı? Bu düşüncelerle; Şair ve yazar Neyzen Tevfik'in bu ifadesi aklıma gelmişken dikkatlerinize sunmadan geçemeyeceğim.
Neyzen Tevfik haykırışında:
"Geldikleri gibi gitmediler; kimi itini bıraktı, kimi bitini, kimi de piçini. Yoksa bu kadar soysuzun bizden olması mümkün değil."
Sevgili dostlar; Şurası bir gerçektir ki, yaşadığımız bu asırda, hangi kavimlere benzediğimizi ve nasıl giyinip, giyinmeme ölçüleri ve ahlâki boyutları insanlar için çok önem arz eden bir meseledir. Bu kapsamda İslâm’da elbisenin ismi ve şekli olup olmamasından ziyade mühim olan vasfıdır. Yani, el yüz dışındaki bütün bedeni örtüyor mu, vücut hatlarını belli etmeyecek genişlik ve uzunlukta bedeni kaplıyor mu? kaplamıyor mu? Böylelikle, Allah Teâlâ tarafından net bir şekilde, Kur'an-ı Kerim'de ve Peygamber Efendimize hitaben: "Hanımlarına ve mü'min kadınlara söyle, dışarı çıkarken "cilbablarını" omuzlarına sarkıtsınlar. Bu onların tanınıp eziyet görmemeleri içindir buyrulmuştur.
Dolayısıyla; Tesettür "Çarşaf" tüm bu özellikleri kendinde toplamaktadır. Bazı ibadetlerde şekil şartı olmalı. Namaz, Hac gibi. Tesettür de bir ibadettir. Kadın ve erkek için farklı olan, farz veya sünnet şeklidir.
Hülâsa, zihniyeti çürümüş bu suretlilerin üçüncü cinsiyete, "cinsel" tercihlerinde özgürlük diye meydanlara çıkıp protestolar yapıp ve saygı gösterecek kadar naif ve kibar insanlar görüntüsünü verirken, söz konusu "Çarşaf tesettürü" olduğunda bu kendini bilmezlerin tahammülsüzlüğüne ilişkin sosyal hayata dair, "Allah böyle emrediyor" deyince yüzlerinin rengi değişiyor, burun kıvırıyor ve en üst perdeden laf kalabalığı yapanları özetlemem gerekirse ben de onların şekillerine takıldım şimdi! Şöyle bir beyin jimnastiği yapalım! Sözde kendileri için özgürdürler ya? Hayatın her alanında renkli süslü püslü incecik giysilerle vücut hatlarını bir ambalaj kutusu gibi gösterenler, her platformda daracık pantolon veya tayt benzeri ya da erkekler gibi giyinenler ve ayak bileklerinde at nalı varmışçasına yürürken ses çıkarıp, saçlarını deve hörgücü gibi sallayanların yaşam tarzlarına ilişkin, hiç bir müdahale yapılmasını istemiyorlar! Ama inancı gereği Allah'ın emri olan örtünmek "Çarşaf" giydikleri için, çağ dışı diye fiziki saldırı ve ötekileştirme senaryoları kuran bidon kafalılar; Allah'ın, Ahzab Suresi: 59, Nur Sureleri: 31 ve 60. Ayetlerini açıp, ne ifade ettiğini hiç okudular mı? Bence hayır, hiç okumamışlardır. Peki hiç Peygamber (sav)'nin Hz. Esma'ya ve Hz.Ayşe annemizin de bulunduğu ortamda, (cilbab) Çarşaf biz ümmetin kadınlarına nasıl tarif ettiğini ve nasıl emrettiğini hiç okudular mı? Eminim onu da okumamışlardır. Dolayısıyla herkese nasip olmayan o tesettür "ÇARŞAF" kıyafeti Allah Azze ve Celle'nin emrine en uygun olanıdır.
Bu açıdan Çarşaflı/Tesettür kıyafetli kadınlara saldırıp düşmanlık eden bu sebetayist jargonculara en ağır cezai işlemlerin hayata geçirilmesi için kanunların bir an önce yürürlüğe girmesi önem arz etmektedir.
Selâm ve duâ ile.