28 Mayıs 2024 - Salı

KUTSAL TORAKLARDA İZLENİMLERİM

KUTSAL TORAKLARDA İZLENİMLERİM

Yazar - AZİZ ARSLAN
Okuma Süresi: 7 dk.
AZİZ ARSLAN

AZİZ ARSLAN

-
Google News

 

Hac farizamı yerine getirmek için... 
15 Mayıs 2024 Çarşamba günü İstanbul uçuşlu başlayan yolculuğumuzla Cidde-Mekke kutsal topraklara gelmek nasip oldu. 

Siz sevgili okurlarım. Kâbe-i Şerifte ne yapılır? Nasıl davranılır? Kısaca bu kutsal beldede yaşananları hissetirmeye ve özetlemeye çalışayım. 

Suudi Arabistan, Cidde Havaalanına indikten sonra pasaport ve vize işlemleri kontrol noktalarından sorunsuz olarak geçip havaalanı dışına çıkınca gündüzün sıcağını adeta bir asfalt-beton buğusu ile karşılaştık. Cidde'den, kara yoluyla Mekke-i Mükerremeye gelerek kalacağımız otele yerleştik. Otelden otobüsle “Lebbeyk Allahümme Lebbeyk. Lebbeyke lâ şerike leke Lebbeyk. İnne’l-hamde ve’n-ni’mete leke ve’l-mülke. Lâ şerike lek.” Nidalarıyla Kabeye yakın, Gazze otoparkına geldik. Bir kilometre civarı yürüdükten sonra Harem-i Şerife Kâbe'nin bulunduğu alana girdik. Kabenin dış avlu duvarlarının ve iç kısmı moderen mimarı bir işleyiş motifinin çalışmaları hızla devam ettiği ve teknolojik müthiş bir ses düzeni. Her alanda gözetleyen kameralar ve izdihamın önüne geçilecek çıkış alanları mevcut. Ama az ileride olan, Beytullah (Kabe) kalbim her adımda hızlanıp çarpıyor adeta. Adım attıkça insanın gelişini bekleyen Kâbe size baktığını hissedebiliyorsunuz. Mahşeri kalabalık ilerliyoruz ve ilerledikçe bir heyecan ve hasretle beklediğim Kâbe karşımda. Bir duygu seli bir heyecan kimi heyecanlandırmaz ki? Kâbeyi görür görmez aklıma Furkan suresi 77. ayet geldi. Duanız olmasa ne ehmiyetiniz var. 

Kâbe’yi ilk gördüğünüzde yaptığınız duanın kabul edilebileceği hep söylenir. Ama Allah katında geçerli olan şey ne kadar güzel sözlerle dua ettiğin değil, ne kadar samimi dua ettiğin olsa gerek şöyle bir dua içimden geldi. Ey kalbimin sahibi olan Rabbim! Bu günahkâr kulun hayattayken senin evini ziyarete geldi. Kâbe’de şüphem yok ki bilen sensin. Sen beni, benim seni sevdiğimden daha çok sev. Bana, Anne ve Babama, aile fertlerime, çevremdeki sevdiklerim olan akraba, dost, arkadaşlarıma cehennem ateşi ve kabir azabı göstermeden Cenneti nasip eyle.” 

Bir süre durup “Allah’ım sana ve seni bana sevdiren sana ve peygamberimiz (sav), bana sevdiren sana tüm acizliğimle şükürler olsun.” Sonra bir durgunluk. Huzurun sesi ile gözyaşları içinde bu aciz kulunu ve Ümmeti Muhammed'i affet, bizleri bağışla. İslam-i aleme birlik ve beraberliği ver. Zulüm altındaki Gazzede/Refahta/Filistinde ve bilumum dünyanın her yerinde bulunan mazlum kardeşlerimize yardım et. Siyonist işgalci yahudi vampirlerini halak et.
Müslümanları, Selahaddin Eyyubi misali islam şemsiyesi altında birleştir ve bu zalimleri bozguna uğratacak zaferleri müslümanlara nasip eyle. Kâbede bu dualarla yakınımda olanlarında amin diyerek eşlik etmeleri ve şunu da ifade etmek isterim ki hissettiklerimi tam olarak bu güzelikteki hac ziyaretimi ifade etmemde inançla ilgili, nerede ne yaptığınızı, sizin ruhunuzda ne anlama geldiğini bilmekle ilgili duyguyu özetlemem gerekirse; “Anlatılmaz, Yaşanır.” 

Bu açıdan; Kendime karşı dürüst olmak istiyorum. Bu nefis var ya, bu şeytan… İçimi bir tek Kâbe’de yoklayamadı. Huşu içindeki  namaz ve duanın bir tarifi yok. Ancak yaşayan bilir. Bizi Kâbe’yle buluşturup şeytanı kalbimizden uzaklaştıran ve namazımızı kıymetlendiren Rabbime hamdu senalar olsun. Çünkü kutsal beldelerde namaz insana öyle bir lezzet yüklüyor ki; siz sonraki vakti sabırsızlıkla bekliyorsunuz.  

Kâbe’nin avlusunda, tavaf ederken sağımda-solumda, önümde-arkamda bulunanları ve kendimi düşündüm. Aynı elbiseler, beyazlar içinde kefeni andıran ve kimsenin ne ismi ne kimliği ne rütbesi belli. Dünyayı yönetenlere, Bediüzzaman Hazretleri'nin şu ifadesi birden aklıma geldi: Mevki ve makamlar kabir kapısına kadardır. Bu ifadelerle Ey Aziz Arslan dedim, Allah herkese meydan okuyor. “Haddinizi bilin!” diyor. Bakın! İşte bütün kimlik, rütbe ve mülklerinizi ayaklarımızın altında eziyor ve hiçseçleştiriyor. Anladım ki hayatımın rahatlığı şatafatlı yaşantımı, mal-mülk ne varsa feda edemem dediklerimi ezip durdum tavaf boyunca. Hayatımızı zehirleyen ve yollarımıza tuzaklar kuran ve sağımızda, solumuzda, arkamızda ve önümüzde bulunan bütün şeytanları susturup pranga zincirlerine vurdum adeta. 

Ve Kâbe.
En güzel siyah örtüsüyle, gittim, Kâbe’ye tutundum. Öyle heyecanlandım ki... Ey Allah’ım Peygamber Efendimizin ümmetine layık bir insan olmamı nasip et. Tavaf'ı bitirip iki rekat namaz kılıp, zemzem suyunu içtikten sonra, Say yapacağımız. Safa ve Merve alanına geldik. Safa tepesinden dua ve niyet getirip say yapmaya başladık. Say tavafını bitirdikten sonra saçlarımızı kestik ve umremizi bitirip, kaldığımız otele döndük. 

Kutsal topraklarda nasıl davranmalıyız? 

Kutsal topraklarda 17'nci günümüzü doldururken. Tavaf ve umre yaptığımız süre içerisinde Hac ya da Umre’nin mana boyutundan en azami şekilde istifade ederken insanların sabır ve iletişim noktasında tahammül sınırları çok gergin olduğunu gördüm. Aslında Hac ve Umre, Cenâb- Hakk’ın insanları her yıl dâvet ettiği evidir. Bu dâvet, Hazret-i İbrahim ile başlamış ve insanlardan tarih boyunca bu dâveti işitenler, kafile kafile icabet etmişlerdir. Her makamın bir teşrifat programı olduğu gibi Mekke ve Medine’yi ziyaret edeceklerin de bu yolculuk esnasında birtakım hususlara dikkat etmesi gerekmektedir. Öncelikle hacca ve umreye niyet edenler, bu topraklara niçin gittiklerini çok iyi bilmelidirler. Allâh’ın bir emrini ifa, en büyük ibadetlerden birini edâ ve günahlarından temizlenme fırsatı olarak görmelidir. Bu vazifenin esası, incinmemek ve incitmemektir. Orada hangi vesileyle olursa olsun, insanların gönlünü sızlatacak ve kalp kıracak hareketlerden kaçınmak gerek. Bu açıdan; Karşıdaki insanlar tamamen haksız bile olsalar, insanların eziyetlerine katlanmak ve onları kırmamaya büyük bir özen gösterilmelidir. 

ARAFATI BEKLEMEK... 

Haccın farzı üçtür:
1- İhram,

2- Arafat’ta vakfe yapmak,

3- Kâbe’yi tavaf etmek. 

Haccın vacipleri ise şunlardır:
1- Müzdelife’de vakfe yapmak.

2- Şeytan taşlamak. 

3- Saçı tamamen kestirmek ya da kısaltmak.

4- Safa ile Merve arasında sa’y etmek.

5- Veda tavafı yapmak. 

Hac'ın bu beş şartını yerine getirebilmek için arafata 20 günden fazla bir süre kaldığından ve arafata çıkmayı ve hacı olmayı hasretle beklemekteyiz. 

Mevlam kutsal toprakları görmeyen müslümanlara da görmeyi ve Hacı olmayı nasip eylesin İnşaAllah. 

Selam ve dua ile.

#
Yorumlar (3)
.
28.05.2024 17:36
Allah tüm dualarınızı ve ibadetlerinizi kabul etsin inşallah.
Muhammed
28.05.2024 14:52
Rabbim kabul etsin bizlere de nasip etsin inşallah
Mek
28.05.2024 07:30
Allah kabul etsin inşallah
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları