GENÇLİK YOKSA GELECEK DE YOKTUR...
GENÇLİK YOKSA GELECEK DE YOKTUR...

AZİZ ARSLAN
-Gençler arasında uyuşturucu madde kullanım oranlarına ilişkin yapılan bir araştırmada ülkemizde; Uyuşturucu oranı son 10 yılda %400 artarken, kullanım oranı ise ilk okul yaşlarına kadar düşmüş durumda.
Alkol kullanım oranı gençler arasında %25,
Erkek/Kız; 12 ile 25 yaş arası sigara içme oranı %29,9.
Meclis Çocuk ve Gençlerdeki Şiddeti Araştırma Komisyonu’nun raporuna göre; Gençlerin yüzde 6,2’si kumar, yüzde 22,4’ü de şans oyunu oynadıklarını tespit etmiştir.
Devlet Denetleme Kurulu'nun raporunda yer alan bir araştırma ise; 18 yaşın altında bulunan gençler, yoğun bir şekilde şans oyunu oynadıklarına tespit etmiştir.
Oranlar şöyle:
Sayısal Loto %28,4'ü,
Piyango %25,9'u,
İddia %25,9'u,
Hemen Kazan oyunu %19,8...
Bir de resmi olmayan illegal bahis oynama oranları ise, uzmanların ifadesiyle %32,5 olarak belirtilmiştir.
Bir diğer kötü alışkanlıkta; Medyanın ahlaksız dizi filmleri ve kontrolsüz internet kullanımı gençliğimizi mahvediyor. Bununla birlikte gayri meşru birliktelikler artıyor. Aile'ye bağlılık disiplini ise gittikçe azalıyor. Bir toplumun geleceği ve en büyük enerjisi gençliktir. Bin yıllık medeniyetlerle beslenmiş, mayası imanla yoğrulmuş bir milletin %99’u Müslüman olan bir ülke de gençlerin geçtiği yollara çeşitli mayınlar döşenmiş ve bu mayın tarlasına giren gençlerimiz maalesef telef olup gitmekte...
Peki bu vahim yaşananlar karşısında! Bizler ne yaptık?
-Sessiz kaldık.
-Eğitim sisteminde ki değerleri budadık.
-Ahlakı kişisel tercihe, maneviyatı da sekülerleştirdik. Oysa geleceğimiz olan bir nesli uçuruma ittik. Gençleri bu mayınlı tarlalardan kurtarmak için, eğer şimdi harekete geçmezsek; Tıpkı şehirleri imar ederken nesli ihya etmeyi ihmal edersek, ihmâl ettiğiniz nesil imar ettiğiniz şehri tahrip eder ve gelecek nesiler kendi mezarını hazırlar.
Bunun en güzel örneği de;
Peygamberimiz sallallâhu aleyhi vesellem'dir...
Efendimiz (sav);
"Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim"... diye, buyurmaktadır.
Kısaca ifade etmem gerekirse; Ahlak ve maneviyat, sloganıyla gerçek manada "samimi" bir şekilde devlet destekli projelerle İslami bir eğitim seferberliği" başlatılmalıdır. Özelikle; Eğitim ve Öğretim müfredatında Risale-i Nur eserlerinin ders olarak okutulması ve hayata geçirilmesi durumunda gelecek nesillerin âdeta bir pırlanta gibi nâdide ve kıymetli bir parça haline gelecek bir gençliğin inşası söz konusu olacaktır. Bu açıdan en büyük vazifelerimizden biri, gençliği doğru tanımak ve dini diyanetinin olması gerektiği gibi, en isabetli, en verimli ve en donanımlı bir şekilde geleceğe hazırlaya bilmektir. Bu manada; Devlet yöneticilerimize ve ebeveynlere büyük görevler düşmektedir.
Hülâsa, sorumluluk bilinciyle; Kur'an-ı Kerim'in bu meali, ülkeyi yöneten yöneticilerimize ve ebeveynlerin dikkatlerine sunmak istiyorum.
"Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır."
(Tahrim Suresi Ayet - 66/6)
Kıymetli okurlarım...
Ayeti Kerime'nin ikazını göz önünde bulundurarak; İnsan hayatının sadece bu dünya hayatından ibaret olmadığını, "ahiret" adı verilen ölümden sonraki bir hayatın varlığını da gözler önüne sererken yöneticilerin yönettiği insanlardan ve ebeveynlerin de aile sorumluluk cihetiyle huzûr-i ilâhîde (kıyâmet gününde) hesap verecekleri unutulmamalıdır.
Selam ve dua ile.