01 Şubat 2025 - Cumartesi

DİNİ İNANÇ DUYGULARI ÜZERİNDEN DOLANDIRICILIK...

DİNİ İNANÇ DUYGULARI ÜZERİNDEN DOLANDIRICILIK...

Yazar - AZİZ ARSLAN
Okuma Süresi: 5 dk.
AZİZ ARSLAN

AZİZ ARSLAN

-
Google News

Kendilerini polis, savcı, asker, banka çalışanı, sigorta temsilcisi olarak tanıtan veya hesabınızdan/kredi kartınızdan bilginiz dışında para çekilmesi gibi, dolandırıcılık boyutundan bahsetmiyorum!? İnsanlık tarihi boyunca suret-i hak, dindar görünerek Allah ve Kur'an adına aldatma ve dolandırıcılık istismarının en etkili ve en yaygın yöntem olarak kullanıldığı bu konu hakkında bir şeyleri yazıp dillendirmek istiyorum. Şöyle ki, tiyatro sahnesinde gayet maharetli ve rollerini müthiş bir şekilde sergileyen oyuncular vardır. İzlerken hayran kalırsınız, vaktin nasıl geçtiğini anlayamıyorsunuz...

Sevgili okurlarım, dolandırıcılık konusu ile tiyatro sahnesi ne alaka diyebilirsiniz! Ez cümle izah edeyim! Tiyatro sahnesinde oyuncular rol gereği yeteneklerini sergilerken kimi izleyiciler için bir kahkaha atma, kimi izleyiciler içinde bir ibretlik. Ben ibretlik oyun sahnesinde akrabalık ilişkileri üzerinden dolandırıcılık ve kul hakkını gözler önüne sermek istiyorum...

Dolandırıcıların özellikleri ve yetenekleri bilhassa dindar rolünde helal/haram hassasiyetiyle sosyal çevre ortamında veya akrabalık ilişkileri üzerinden güven zeminini hazırlayarak iş yapma bahanesiyle size ciddi kazanç elde edecek bir teklifle geliyorlar! Sizde bu teklifin cazibesine inanıp, buna karşın evinizi satıp bugünkü parayla "Üç Milyon TL." Civarında bir para veriyorsunuz ve kısa bir zaman sonra dolandırıldığınızı öğreniyorsunuz!?...

Peki bu davranış biçimi aptallık mı? Tabi ki hayır, bizler içgüdülerinden ziyade dini duygularıyla hareket eden varlıklarız. Dini duygularımızı bir aldatma aracı olarak kullanan bu vampir dolandırıcılara karşı içimde müthiş bir öfke var. Şimdi bir şey desem mi, demesem mi? Neyse bu dolandırıcılara, Peygamber Efendimizin veda hutbesini hatırlatmak istiyorum:

"Ey insanlar! sizden ayrılma vaktim oldukça yaklaşmıştır. sizden birine vurmuşsam, işte sırtım gelsin vursun..."

"Birinizin malını almışsam, gelsin hakkını alsın..."

"Sakın hak sahibi, şayet kısas talebinde bulunursam, Resûlullah bana darılır diye düşünmesin! bilmelisiniz ki, benden hakkını isteyene darılmak benim fıtratımda yoktur..."

"Benim yanımda en sevimliniz, hakkı varsa, gelip benden onu isteyen kimsedir. Yâhut helâl edendir. Ben rabbimin huzuruna üzerinde kul hakkı olmadan varmak istiyorum..." diye buyurmuş.

Âlemlere rahmet olarak gönderilen bir Peygamber kul hakkı hassasiyetinin önemini vurgularken! Her nedense hakkınızı gasp edenden, hakkınızı istediğiniz halde hakkınızı vermemekte direnen ve toplum içinde haram diye domuz eti yemez ama kul hakkına geldi mi domuzun etini yiyer gibi kul hakkını yemektedirler...

Dolayısıyla, çoluk çocuğunuzun nafakası olan birikimlerinizi iş yapma vaadiyle Allah ve Kur'an üzerine yemin ederek ve akrabalık güvenini oluşturarak bir çırpıda tüm birikimlerinizi elinizden alıyorlar. Bu vampirler ne kadar rahat ve kolaylık ipine sarılıyorlar. Çalışarak helal kazanç varken kul hakkını yiyerek ateşten gömlek giyiyorlar. Kul hakkı, Allah hakkından önce gelir. Birisinin malına ya da canına zarar vermek, iftira atmak, korkutmak, aldatmak, borcu ödememek veya süresini uzatarak bekletmek gibi bu davranışlar insanı ahirette kimbilir nasıl bir azaba sürükler!...

Allah Resûlü (sav) bir gün ashâbına:

Müflis kimdir, biliyor musunuz? diye sormuş. Onlar:

Bize göre müflis, parası ve malı olmayan kimsedir, şeklinde cevap vermişler. Bunun üzerine Resûlullah şöyle buyurmuş:

Şüphesiz ki ümmetimin müflisi şu kimsedir: Kıyamet günü namaz, oruç ve zekât sevabıyla gelir. Fakat şuna sövdüğü, buna zina isnâd ve iftirasında bulunduğu, şunun malını yediği, bunun kanını döktüğü ve şunu dövdüğü için iyiliklerinin sevabı şuna buna verilir. Üzerindeki kul hakları bitmeden sevapları biterse, hak sahiplerinin günahları kendisine yükletilir ve neticede Cehenneme atılır.

Sevgili okurlarım, ne dehşet verici bir durum!?...

Hâsılı her Müslüman hesap gününü düşünerek hareket etmeli. Kul hakkına girmiş ise, vakit geçirmeden ne pahasına olursa olsun üzerinde ki kul hakkını ödemeli ve helalleşmeli, sonra da tövbeye sarılmalı...

Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle:

"Eyvah, aldandık! Bu hayat-ı dünyeviyeyi sabit zannettik! O zan sebebiyle ömür sermayesini boşa sarfettik!" diyecekler!

Mütemadiyen merak ettiğim konulardan birisi de; Kul hakkı yiyenler geceleri rahat uyuya biliyorlar mı? Veya Allah'a hesap verecekleri günü hiç düşünüyorlar mı?

Velhâsıl...

Rabbim! Bizleri huzurun da kul hakkı olmadan ve tövbesi makbul mümin kullarından eylesin... Amin.

Selam ve dua ile.

#
Yorumlar (4)
Destan
02.02.2025 00:28
Dini duyguları istismar eden ve kullanan çok insan var. Aziz hocam, peki Allah'a nasıl bir hesap verecek bu dolandırıcılar
Zafer
01.02.2025 23:59
Değerli Abim yüreğine sağlık, müthiş ve yerinde bir açıklama olmuştur.. Tebrikler.
01.02.2025 22:34
Din duygular üzerinde dolandırıcılık... Çok anlamlı ve mağdur insanlara tercüman olmuşsunuz Aziz bey...
N.Nur
01.02.2025 22:30
Çok güzel bir makale.. Aziz bey ifadeniz çok orijinal Domuz eti haram diye yemezler. Ama kul hakkını domuzun eti gibi yiyerler. Maalesef toplumda dini istismar eden çok..
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları