NAMAZSIZ GENÇ NESLİN ÇÖKÜŞÜ!..
NAMAZSIZ GENÇ NESLİN ÇÖKÜŞÜ!..
AZİZ ARSLAN
-
Yaşadığımız bu asırda, ebeveynler çocuk eğitiminde davranış biçimleri her ne kadar aileden aileye değişse de, ebeveynlerin yaptıkları büyük hatalardan dolayı telafisi olmayan sonuçlar doğurmakta. Bu açıdan çocuk eğitimi çok geniş ve kapsamlı bir konu. Ancak ebeveynlerin sorumluluk üstlenmesi gereken yerde, olumsuz davranışların sergilenmesi sonucunda, çocuklar olup biteni gözlemleyerek söyleneni değil de, daha çok hal ve davranışları modelleyerek öğreniyor olmaları işte tamda burada "ağaç yaş iken eğilir" sözü anlam kazanmaktadır.
Ebeveynler çocuklarına karşı aşırı sevgi davranış biçimleriyle yaptıkları hatalar:
Allah'ın emri olan..."Takvâ elbisesine bürünmek" (A‘râf suresi -7/26) Ayettinin, bu çağrısına karşın çocuklarınıza süslü, püslü açık saçık vücut hatlarını gösteren elbiseler giydirdiniz...
Anne, baba yaaaa, canım çok sıkılıyor Sezen'lerde kalmama izin verin diye, ağlayan kızınıza izin verdiniz. Sonra Sezen'lerde ne oluyor ne bitiyor takip etmediniz...
Oğlunuz ve Kızınız, sevgililer edinirken gece yarılarına kadar tenha yerlerde sarmaş dolaş gezinirken, ne anniş ve nede babiş olarak ses çıkarmadınız. Biz gençliğimizi yaşamadık ama onlar yaşasın dediniz ve ses etmediniz...
Sabah ezanını hiç duymayan ve yataklarında mışıl mışıl uyuyan çocuklar yetiştirdiniz...
Çocuklarınıza hafta sonu evde özel öğretmen tutarak matematik, ingilizce öğrettiniz. Ama, Allah’ın emri olan, Namazı ve Kur'an'ı öğretmediniz...
Ramazan ayında, çocuklarım zayıflar, hastalanır diye, onlara Oruç tutturmadınız...
Say, say bitmez...
Çocuklarınızın tüm isteklerini yerine getirdiniz pekala size soruyorum, şimdi siz iyi bir anne ve baba mı oldunuz.? Çocuğunuz sizin istediğiniz gibi bir evlat mı oldu.? Bu çocuklarınız ilerde size baş kaldırdığında, asileştiğinde, sizi maddi ve manevi zorluklar içinde bıraktıklarında, siz ebeveynlere aklınız neredeydi şimdiye kadar denilmeyecek mi?...
Bediüzzaman Hazretlerinin çok dikkat çekici ifadesi şöyle:
"Bir çocuk küçüklüğünde kuvvetli bir ders-i imani almasa sonra pek zor ve müşkül bir tarzda İslâmiyet ve imanın erkânlarını ruhuna alabilir."
Ey Ebeveynler.! Allah aşkına yapmayın! Böyle yapmaya devam ederseniz sonra, kendine özgüveni olmayan, Namazsız, şükürsüz, mutsuz, saygısız, dünyadan bihaber, amaçsız, gayesiz, hiç bir hedefi olmayan ve zihninde bozucu fikirlerle karşınızda asi çocuklar olarak dururlar. Sonra ahu vah.! Neden çocuklarımız bu halde diye kendinizi kahretmeye devam edersiniz. Bu açıdan çocuklarımıza ilkönce, Allah’ın emir ve yasaklarını, Namazı ve Kur’an-ı kerimi öğretmeliyiz...
Peygamberimiz Efendimiz (sav) şöyle buyurmakta:
"Sabah namazının iki rekat sünneti, dünya ve dünyadaki her şeyden daha hayırlıdır." buyurmuştur...
Bu düşüncelerle, telefon ve televizyonunun başında sabahlayan veya uykusundan uyanamadığı için üniversite sınavını kaçıran bir çocuğunuz üzüntüsünden, kahrından, üstünü ve başını parçalıyor. Siz ebeveynlerde çocuğunuzun bu davranışına karşın, dünyadaki tüm mal varlıklarınızı kaybetmiş gibi üzülüp göz yaşı döküyorsunuz.!?
Ey ebeveynler sabah namazının farzı ve sünneti, televizyonun veya telefonun başında uyumak kadar önemli değil mi? Dünya ve içindeki tüm hazinelerden daha değerli olan sabah namazı ve sünneti sabah uykusundan ve üniversite sınavı kadar ehemmiyet taşımıyor mu? Bu açıdan çocuklarınızın ebedi ahireti için çok üzülmeniz gerekmiyor mu! Siz akıl sahibi olan ebeveynler için ibret konusu değil mi?
Sevgili ebeveynler bu ayeti kerimeyi'de dikkatlerinize sunmadan geçemeyeceğim:
"Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. O ateşin başında gayet katı, çetin, Allah’ın kendilerine verdiği emirlere karşı gelmeyen ve kendilerine emredilen şeyi yapan melekler vardır."
(Tahrîm Suresi Ayet-6)
Bu açıdan anne ve babaya Allah'ın emaneti olan çocukların dini eğitimi konusuyla alakalı kıyamet gününde çocuklar ebeveynleri için ya şefaatçi, ya da şikâyetçi olacaklardır...
Dolayısıyla bu hakikatleri okuyan ebeveynler, eğer iç aleminizde bir şeyler değişmez ve iç dünyanızda bir şeyler kıpırdamaz ve kalbiniz de başka türlü atmıyorsa, bu yazımı okumamış farz edin.
Selam ve dua ile.
