RAMANLI, ‘SİLAH VE ŞİDDET KÜRTLERİN HAK ARAMA YOLU DEĞİLDİR’
RAMANLI, ‘SİLAH VE ŞİDDET KÜRTLERİN HAK ARAMA YOLU DEĞİLDİR’

AZİZ ARSLAN
-HÜDA PAR Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, geçen hafta basın mensuplarıyla yaptığı toplantıda, Batman'ın sorunları ve halkın istekleri yanı sıra toplumsal barışın sağlanmasına ilişkin, Devlet Bahçeli'nin Abdullah Öcalan'a yaptığı çağrısına ilişkin basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Ramanlı, Toplumsal barışın sağlanması için alınacak her adımı destekleyeceklerini, silah ve şiddet Kürtlerin hak arama yolu olamadığını 40 yıllık tecrübede bunu gördük. Kürt meselesinin silah ve şiddet boyutunun işi çıkmaza soktuğunu ve imkansız bir hale getirdiğini. Silah ve şiddet Kürtlere zarar verdiğini ve bu süreçte atılacak adımlar ne olur, örgütün silah bırakması, normalleşme ve toplumsal barış için hangi düzenlemeler yapılır, bunu zaman gösterecek diye ifade etmişti...
Sevgili okurlarım, Türkiye’nin en önemli ve en büyük sorunlarından biri, Kürt sorunudur. Ne yazık ki, Ülkemizde siyasal ve akademik konularda Kürt sorununu soğukkanlı bir şekilde hem neticesini hem de dayanağını ortaya koyma cesaretini gösterememiştir. Her ne kadar, Ak Parti Hükümeti, çözüm süreci ile Kürt sorunu çözümüne ilişkin yaptığı hamleler nihayetinde hedefine ulaşamamıştı... Dolayısıyla, Kürt sorunu çözümünde siyaset arenasında, Devlet Bahçeli'nin çağrısıyla Abdullah Öcalan’a, örgütü lağvetmesi koşuluyla, umut hakkı için başvurması ve TBMM’de DEM Parti Grup toplantısında konuşun çağrısı üzerine, Türkiye'de büyük bir yankı uyandırmıştı. Bahçeli’nin bu çağrısına Türkiye de halkın büyük çoğunluğunun desteklediğine inanıyorum...
Devlet Bahçeli'nin bu çağrısına ilişkin dış ve iç mihraklar tarafından sabote etmek isteyenler elbet olacaktır. Çünkü Türkiye’nin Kürt sorununun çözümünde terörle mücadele güvenlikçi politikalar tercih edilmesi nedeniyle son 40 yılda 3 trilyon dolar harcandığı ifade edilmektedir. Bu durum Türkiye’nin ekonomisine muazzam zararlar verirken ve binlerce insanımızın ölümüne sebebiyet vermiştir. Özellikle Kürt meselesini eksenli silahlı çatışmalarla Türkiye’ye maddi bedeller ödetmek ve problem alanı inşa etmek isteyen ve Orta Doğu'yu kan gölüne çeviren İngiliz ve Yahudilerin aparatı ve dünya jandarmalığını yapan ABD perde gerisinde bozgunculuk rolünü oynamaya devam edecektir...
Dolayısıyla, hükümettin veya rol alan aktörlerin Kürt sorunun çözümünde rasyonel akılcı politika ve pragmatik bir esneklikle ele alınmasıyla ciddi bir katkı sağlamasıyla birlikte bu sürecin nihayetine ulaştığında ülke ekonomimiz bölge istikrarının ana merkezi haline gelecektir.
Bu süreç her ne kadar sancılı olsa da önemli bir yol kat edilirken, DEM Partisi gerek Ak Parti, MHP, CHP, DEVA, Yeniden Refah, Gelecek ve Saadet Partilerini ziyaret ederken her nedense, Hüda Par ziyaret edilmedi. Hüda Par, Türkiye siyasetinde etki alanlarını ilerleten dindar muhafazakâr ve Kürt seçmen tabanı olan bir siyasi parti. Dolayısıyla, Hüda Par Batman Milletvekili Serkan Ramanlı 2024 Mahalli ve İdareler Seçimlerinde Batman Belediye Başkan Adayı iken, Kurmanciyi (Kürtçe) dilinin resmi dil olmasını deklare etmesi, eğitim ve öğretim müfredatında ders olarak okutulmasına ilişkin kardeşlik vurgusunu yıllardır bölgede kimsenin dile getiremediğini siyaset arenasında gündeme getirmesi ve Devlet Bahçeli'nin çağrısına ilişkin, Ramanlı... Toplumsal barışın sağlanması için alınacak her adımı destekleyeceklerini ifade etmesine rağmen, DEM Partisinin, Hüda Par'ı ziyaret etmemesi hiç şık olmadığını buradan ifade etmiş olayım...
Sevgili okurlarım; Bediüzzaman'ın bu ifadelerini dikkatlerinize sunmadan geçemeyeceğim:
Bediüzzaman, hem Türkleri hem de Kürtleri çok iyi tanımaktadır. Her iki milletin kardeşlik bağlarını, birlik beraberliğini, saygı ve hürmeti bir arada tutabilecek ve diller üzerinden gayet veciz bir şekilde şu tespitlerde bulunmuştur:
"Lisân-ı Arabi vâcip, Türki lâzım, Kürdi câiz."
Bediüzzaman Hazretlerinin çok orijinal ve hayran kaldığım bu ifadeleri ne anlama geliyor veya bizlere ne gibi bir mesaj vermekte? Bu nedenle ilgili Devlet Kurumlarımızın ve samimi Türk ve Kürt kardeşliğinin pekiştirilmesi için Bediüzzaman'ın eserlerindeki çözüm önerilerine kulak verilmesi ve hayata geçirilmesi büyük önem arz etmektedir.
Velhâsıl...
Yunus Emre'nin ifadesiyle:
İlim ilim bilmektir,
İlim kendin bilmektir,
Sen kendini bilmesen,
Bu nice okumaktır...
Selam ve dua ile.