19 Ekim 2024 - Cumartesi

KAN TAHLİLİ KUYRUĞU!..

KAN TAHLİLİ KUYRUĞU!..

Yazar - AZİZ ARSLAN
Okuma Süresi: 6 dk.
AZİZ ARSLAN

AZİZ ARSLAN

-
Google News

Sevgili okurlar... Matematikte sayısı asal çarpanlarının çarpımı şeklinde 24 = 2 x 2x 2 x 3 gibi... Sayılar arka arkaya bir kuyruk gibi dizilir ya...

Haa, kuyruk derken "Nimet Abla" kuyruğundan bahsetmiyorum. Yanlış anlaşılmasın!... O tür kuyrukların sonu ne bu dünyada, ne öte dünyada gelir! Rabbim muhafaza buyursun, ırak eylesin.! Hayat memat meselesi doktorunuz sizden acil kan tahlili istiyor. Hayatımızdaki en önemli kan verme kuyruğu... Ne kadar önemli değil mi? İşte benim demek istediğim de, tam da bu kuyruklar.! Bu yazıyı özellikle sağlığınızı ilgilendiren kuyruklarda iseniz aklınıza geleyim diye kaleme aldım.

Buyurun beraber okuyalım...

Geçen hafta perşembe sabahı, Batman Eğitim ve Araştırma Hastanesi enfeksiyon polikliniği’ne gittim. Benim için rutin kontrollerden biriydi. Bu arada doktor, Fethiye Akgül hanımefendi'den bahsedeyim. Bir kaç kişiye faydam olur ve bazı doktorların da kulakları çınlasın diye.! Doktor Fethiye Akgül hastalarını hatırlar veya hatırlamaz bilemem. Ama hastalarının hastalıklarıyla ciddi ilgili. Üstelik bir o kadar da bilgi sahibi ve mesleğini seven biri olduğunu düşünüyorum. Allah düşürmesin ama;

Hastalarıyla ilgili olan biri tavsiye edilir, ederim yani...

Neyse, konumuza döneyim. Doktor bana şikayetimi sordu. "Rutin kontrol" için geldiğimi söyleyince, benden kan tahlili istedi. Bende hastanenin birinci katına çıktım ve barkot sıra numarası alayım dedim, barkot cihazının çalışmadığını ve kan tahlili sırasına girenler gibi bende sıraya girdim. Sabahın erken saatleri olmasına rağmen hastane epeyce kalabalıktı. Bu durumların ne kadar sıkıcı olduğunu biliyoruz. Biliyoruz bilmesine de, ama sabırla beklemek zorundayız. Benim de, naçizane önerim tam bu noktada başlıyor işte. Zaten bekliyoruz ya, bankalarda kuyruk, otobüs duraklarında kuyruk, marketlerde kuyruk ve birde kan tahlili kuyruğu. Canım memleketim ya, hep kuyrukta kuyruk...

Eeeee, bende kuyruktayım ve kuyrukta beklerken şöyle bir baktım etrafıma insanların birçoğu kafasını cep telefonuna gömmüştü. Bir kaç tane de yaşlı teyze vardı. Hatırlayanınız olur belki, Kemal Sunal'ın şiki şiki baba filminde, minibüsteki gelinini şikayet eden bir teyze vardı ya; işte aynı o teyzeler gibi. Ellerinde cep telefonları yoktu ama gelininden, kızından, komşusundan, romatizmadan ve yürüyememekten şikayet ediyorlardı. Hastanenin bekleme alanı eski bina olması ve kalabalık hasebiyle dardı. Havası da epeyce boğucuydu. Sıram gelinceye kadar bende cep telefonumdan, Hastalar Risalesini tefekkür ederek okumaya başladım. Çünkü Bediüzzaman Said Nursi’nin hastalıklara ve musibetlere yaklaşımı, hayata anlam katmak ve teselli vermek ihtiyacını insanın keşfetmesini sağlıyor. Aklını kullananlara hastalık ve çileden dersler ve ibretler çıkarmayı öğretiyor. Şu ifadeside çok hoş...

Ey âhiretini düşünen hasta! Hastalık, sabun gibi, günahların kirlerini yıkar, temizler. Hastalıklar keffâretü’z-zünub olduğu hadis-i sahihle sabittir. Hem hadiste vardır ki, “Ermiş ağacı silkmekle nasıl meyveleri düşer; imanlı bir hastanın titremesi de öyle günahları silker.”

Ne güzel bir ifade, Bediüzzaman’ın Hastalar Risalesi eserini gençler ve yaşlı insanlarımızın okumasını tavsiye ederim...

Velhâsıl, sıra ağır ilerlerken cep telefonumu kapatıp, cebime koydum. Mümbarek bu kuyruk beni yormaya başlamıştı. Bir kez daha ümitsizce kuyruğun en başına doğru baktım. Bir kıpraşma, ilerleme oluyordu. Hemen benim önümde beklemekten sıkılmış ve arada bir yüzüme bakıp, kuyruk bir türlü ilerlemiyor sürekli bir serzenişte bulunuyordu. Kendisine herhangi bir karşılık vermedim. Anlaşılan bu durumun sonu yoktu. Kendisiyle konuşmaya karar verdim. Abi, dedim zaten sıra numarası yok?” koyun istifi gibi sırada bekliyoruz.

“Bak,” dedim ben gelir gelmez içeriye baktım, içeride 4-5 kan alma bölümleri var. Bu bölümlerde ayrı ayrı hemşire var. En fazla 15 ile 20 dakika sonra sıra bize gelir. Sıkma canını diye moral verdim. Hergün buraya gelmiyoruz dedim...

Adam “Özel hastaneye gitsen böyle değil işte.!” Bu ifadesi üzerine, kendisine “Haklısın” dedim. Mesela taksiye binip hemen gidiyorsun. Ama otobüs durakları tıklım tıklım değil mi?” beklemek gerekiyor.! Özel hastaneler ve Devlet hastanelerinin arasındaki farkta bu dedim.

“Doğru!” dedi keyifsizce. Daha sonra da sesini çıkarmadan, beklemeye başladı. Neyse lafı uzatmayayım kısa bir zaman sonra, sıra o adama geldi ve kan tahlilini verdi. Bende kuyrukta beklerken yanıma geldi. Bana Allah şifa versin ve birde kuyrukta bekleme sabrı versin dedi.

Tebessüm ettim, kendisine teselli ve moral verdiğim adam, şimdi bana teselli veriyordu adeta. Çünkü kendisi için bir kuyruk bekleme çilesi bitmişti.

Neyse uzun lafın kısası. Hastane yetkililerine, burdan çağrım hastaların bekleme sürelerini azaltacak ve kolaylaştıracak yöntemlerin hayata geçirilmesi çok zor olmasa gerek.!?

Velhâsıl, Rabbim teâlâ tüm hastalara acil şifalar versin İnşaAllah...

Selam ve dua ile.

#
Yorumlar (1)
20.10.2024 17:03
Batmana şehir hastanesi gerekli. Mevcut hastanelerin hepsi kuyruk ve yoğunluk var. Artık kaldırmıyor. Aziz hocam Allah razı olsun güzel bir konuyu gündeme getirmişsin.
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları