TEBESSÜM ETMEK BEDAVA
TEBESSÜM ETMEK BEDAVA
AZİZ ARSLAN
-
Çok yıllar önce, kabri nur olsun, rahmetli Annem bazen bana "güzel giyinmeyi ve kendini sevip beğenmesen, sanki yüksek bir yerden düşeceksin" derdi şaka yolluyla, bende çok güler ve tebessüm ederdim.
Mütemadiyen insan önce kendisini sevmeli, güzel giyinmeyi bilmeli ve kendisiyle barışık olmalı...
Bu açıdan kendimle hep barışık olduğumu düşünüyorum. Hem de, ciddi bir barışıklık...
Mutluysan, mutlu edersin!...
Bazı insanları görüyorum mutsuzlukları yüzlerinden okunuyor. Kısacası hayatın yüzüne bakmayı bilmeyen, bardağın boş tarafına bakmaktan, göz mimikleri oynarda oynar. Bu insanların bakışları, sanki hasımlarına baktıkları gibi bakarlar...
Üzülüyor insan! Hiç sevmediğim bir durum?...
En çok'ta şehir içi otobüs ve minibüste karşılaşırım. Hem de birçoğu indi ve bindi yaparken. Kimi iki lafın belini kırar, kimi de her zaman ki gibi "selamsızları" oynar. Bu asık suratlı insanlar, tıpkı bir piranha balığı gibi dokunsan hemen ısırıp dövüşemeye kalkışacak?...
Kıymetli okurlarım, yolcuların durumunu ifade ederken, yolculuk esnasında çok ilginç anlara da şahit oluyor insan. Şöyle ki, çarşıda zaruri işlerimi halettikten sonra, eve dönmek için ev istikametime giden otobüse bindim. Bir durak ötede otobüse binen bir adam dikkatimi çekti. Üstü başı perişan bir haldeydi. Dilenen bir ihtiyaç sahibi olduğu her halinden belli oluyordu ve oturacağı yeri bir türlü gözüne kestiremiyordu, ikili koltuklarda birer kişi oturmasına rağmen, üstü başı uygun olmayan bu adam'a yer vermemek için yüzünü buruşturanlar ve surat asanlar kendilerini büsbütün belli ettiriyordular. Gerçekten hoş olmayan bir tavır sergileniyordu. O adamın yüz ifadesine baktım bir mahcubiyet içinde ayakta kala kaldı?!...
Bende kendisine bir işaretle gel yanıma otur dedim. Gelip yanıma oturdu ve kendisine güller bir yüzle tebessüm ettim. Bir mahcubiyet içinde benimle hiç konuşmadı. Bende o mahcubiyetine karşın üzülüp, incinmesin diye kendisiyle konuşma muhabbetine girmeden sesiz kaldım...
Belki tuhaf bir soru olacak ama; En son ne zaman dilenen bir insanla konuştuk? Hayat hikayelerini ve elde etmek istedikleri nelerdir diye.!? Bu düşüncelerle; Otobüs durakta durdu. Otobüsten inen adam bana güle güle dedi. Bende güle güle Allah'a emanet ol tebessüm ettim kendisine.
Tebessüm etmek bedava dedik ya...
Dolayısıyla, Peygamber Efendimiz (sav)'nin tebessümle alakalı bu güzel ifadesini sevgili okurlarımın dikkatine sunuyorum...
“Verecek bir şeyimiz yok Ya Rasülallah” diyenlere de; Efendimiz (sav) şu cevabı vermiş:
"İnsanlara tebessüm etmeniz de bir sadakadır."
Kıymetli okurlarım; Yüce Rabbimizin şu nimetine bakar mısınız. Herkese güler yüzle davranmayı sadaka vermiş gibi sevapla mükafatlandırıyor...
Bediüzzaman Hazretlerinin bu güzel ifadesini dikkatlerinize sunmadan geçemeyeceğim:
"Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen, hayatından lezzet alır."
Naçizane tavsiyem...
Tebessüm, Cennet bahçelerine açılan bir kapıdır. Kim, hangi bahçeden feyz almak istiyorsa oranın kapısını çalsın.
Selam ve dua ile.
