DOĞANIN İNTİKAMI VE VALİ CANALP
DOĞANIN İNTİKAMI VE VALİ CANALP
Nedim ARSLAN
-Batman'ın geçmişi çok eski olmamakla birlikte hızlı gelişim ve çarpık kentleşmesi de çok eski zamanlara dayanmıyor. Batman'da yaşı 50 üzerinde olan bir çok vatandaş buna şahitlik eder. Babalarımızdan ve bizimde yaşadıklarımızla birlikte bir çok rivayete göre Elmedina yerleşim birimi 1926-27 yılında Batman Çayının taşması nedeniyle haritadan resmen silinmiş olup İluh köyü Beşiri Kobin ilçesine bağlanmıştır. Öncesi yıllarda da bu ovanın tamamen batak ve sazlık alanlarında yaban hayvanlarının da yaşam alanı olduğu anlatılanlar arasında. 1937 yılında bucak haline getirilen İluh, 1940'lı yıllarının sonu ve 1950'li yılların başında ise bölgede petrolün bulunmasıyla Batman 1950 yılında ilçe statüsüne kavuşturulmuş oldu.
Batman merkeze rafinerinin kurulmasıyla birlikte kentte yeni imar alanları da gelişi güzel çarpık yapılarıyla günden güne büyüdü ve bu büyümeye zamanın yerel yönetimleri hiç bir müdahalede bulunmadı. Yıllar yılı bu düzensiz gelişim devam etti. Kentin imarı ve yapılaşması Batıraman ve Beşiri Kıra dağı eteklerinde inşa edilmesi gerekirken tamda tarımın en verimli ovasında inşa edilmeye başladı. Günümüzde hala Hasankeyf yolundaki Akça (Tilmiz) köyü civarının imara açılmasına ne demeli? Oysa Batman'ın büyük bir dere yatağı üzerinde inşa edildiği ve Batman Barajının tehdidi altındaki en büyük gerçeği de hep unutulup, hep te ihmal edilmekte.
Çok ta uzak tarihlere gitmemize gerek yok. Batman - Silvan karayolunun defalarca Batman çayına yenik düştüğü ve sulara gömüldüğüne defalarca tanıklık etmişiz. Vaziyet bu iken 5 kilometre aşağısında Batman girişindeki 10 katlı binalara imar izni verenlere ne demeli! Şimdi görmüyor muyuz sözde kentin en modern semti olan Gültepe mahallesi sağanak bir yağmur ile çamur ve göle dönüştüğüne hep birlikte tanık olmadık mı?
Gültepe ve Batman'ın yıllar önce Batman çayının kocaman bir dere yatağı olduğunu ve geçtiğimiz yıllarda Esentepe, Bahçalievler ve Dünya Hastanesi civarında yerin dibinden yüzlerce metre genişliğinde obrukların oluştuğunu da görmedik mi? Hal böyle iken hala kum ve sazlıklardan gevşek bir zemine sahip olan Batman'da 15 kata kadar imar verilmesi doğayı hafife almak anlamına gelmiyor mu? Doğa, 50 yıl veya 100 yıl sonrasında bile akar, yatağını bulur ve intikamını da alır. Doğayı hafife almanın bedeli elbette her zamanki gibi çok büyük olmuştur.
CANALP YİNE SAHADAYDI
Batman vilayet olduktan sonra bir çok Vali ile tanıştı. Hepsi de bu kente hizmet etmek için adeta yarıştılar. Edirne'den Batman'a atanan hem Valilik hem de Batman Belediye Başkan Vekilliği görevini üstlenen Vali Ekrem Canalp, her iki vazifesini de layıkıyla yerine getirmek için büyük çabalar harcadığına tanıklık ediyoruz. Bu kente atandığından bu yana ülkemizi yasa boğan ve büyük kayıplara neden olan deprem bölgelerinden günlerce ayrılmayan, ekibi ve yardım kuruluşlarıyla birlikte hareket eden Vali Canalp, bir nebzede olsa depremzedelerin derdine derman olmanın çabası içerisindeydi.
Sonrası bu kentin bütün varoşlarına giderek vatandaşların dert ve sıkıntılarını dinledi. Geçtiğimiz hafta ise Batman'da yaşanan sel felaketinde ise adeta bir AFAD ve bir itfaiye görevlisi gibi felaket bölgesinde ayrılmamaya çalıştı. Batman'da yapılan bütün etkinlikler ve festivallere rağmen Vali Canalp, sel felaketinin yaşandığı bölgeden ayrılmayarak sel felaketinden etkilenen vatandaşların derdine ortak oldu.
Kısacası Vali Canalp yine sahadaydı.