NASIL KITLIK OLMASIN?
Nedim ARSLAN
-
Yaşanan pandemi, küresel kriz ve bazı yanlış politikalar sonucunda ekonomideki zorlu süreç uzun süreden beri ülkenin en önde gelen gündem maddelerinden biri. Altın, döviz, enerji ve akaryakıtta yüzde üç yüz üstündeki zamlar sonucunda hayatı çekilmez hale getirirken ev ve arabaları da hayal eder duruma getirdi.
Son iki yılda yaşananlarla birlikte her ailenin günlük ihtiyacı olan sebze ve meyvenin fiyatları da inanılmaz derecede arttı. Yazın ortasında olduğumuz şu günlerde sebze ve meyvedeki fiyatlar vatandaşları tezgahlara yanaştırmaz bir vaziyette. Geçtiğimiz yıllara göre fiyatların bir hayli katlandığı pazarlarda vatandaşlar kışlık ihtiyacının bile alamadı. Son bir haftada bazı ürünlerde fiyatların düşmesi yine de vatandaşı sevindiremedi.
Hayat pahalılığı gittikçe daha da zor hale gelirken yaşananlara da anlam vermek gerçekten zor. Zaman zaman dar gelirli vatandaşlara sunulan Toprak Mahsulleri Ofisi’nde satılan uygun fiyatlı yağ ve pirinç kuyruklarındaki izdiham akıllara durgunluk verecek türde. Her vatandaşın kendi ihtiyacını karşılayacak kadar gıda alımı yapması gerekirken 1 yerine 4 ayçiçek yağı ve pirinç almakta. Önceki hafta Gültepe Mahallesinde açılan Tarım Kredi Kooperatifi’nde de uygulama aynı. İndirim fiyatını duyan ve kapıya erken dayanan bir çok vatandaş adeta kıtlık varmış gibi bir yerine 4'er 5'er malzeme almakta. Durum böyle olunca sonradan gelen bir çok vatandaş ise boş raflarla karşı karşıya kalmakta.
Günden güne artan fiyatlar karşısında sadece etiket fiyatlarını takip eden ve kıtlık olacakmış gibi raflara saldıran, başkasının da hakkına giren bu aç gözlülüğün yanında kul hakkına da girilmiş sayılmaz mı? Geçtiğimiz aylarda bu konuyu Batmanlı gıda esnafıyla konuştuğumuzda, '' Gıdada sürekli fiyat etiketleri değişmekte. Artık bizlerde sattığımız ürünü yerine koymakta zorlanmaktayız. Vatandaş normal sürede ihtiyacı kadar ürün almaya çalışırken son dönemlerde ihtiyacının 4 katını hatta stok yaparcasına ürün almakta! Haliyle fabrikalarda ürün yetiştiremez halde'' ifadelerini kullanmışlardı.
Gerçekten de market ve toptancılara baktığımızda vatandaş savaş ve kıtlık varmış gibi alışverişte. Eski dönemlerde yaşanan kuraklıklar sonucunda kıtlık yaşanırdı. Ama günümüzde aç gözlülük ve hep bana anlayışından ötürü sıkıntının yaşandığını ifade etmek istiyorum. Bir mahalle nüfusuna göre gelen yağ ve gıdalar 20 kişi tarafından satın alınıyorsa geriye kalanlar ne yapsın! İğneyi başkasına batırırken, birazda çuvaldızı kendimize batırmamız gerekmez mi?
Önceki hafta Gültepe Mahallesinde hizmete açılan Tarım Kredi Kooperatifi tanzim mağazasından bahsetmiştik. Türkiye çapında bin 200 civarında şubesi bulunan bu mağazanın Batman’da olmaması elbette büyük bir eksiklikti. 81 ilin çoğunda hatta ilçelerde bile bulunan bu marketin olmayışı yine de memleketin sahipsizliğinden kaynakladığına inanıyorum. Kooperatif yetkililerinin kısa bir süre sonra Batman merkezde 6 şubenin açılacağı beyanatlarına karşı vatandaşların haklı yere sitemleri de gündemde.
Kentin bir çok yerinden Gültepe Mahallesine gitmek zorunda olduklarını belirten vatandaşlar, ''Kendi özel arabamızla Tarım Kredi Kooperatifine gidiş gelişimiz 40 lira civarında. Servisle gittiğimiz de yine 20 lira civarında para harcıyoruz. İndirim söz konusu olduğunda da boş raflarla karşı karşıyayız. Bu olacak iş mi?'' sitemleri çok ta yerinde sanırım. Sadece merkez nüfusu 500 bin civarında olan Batman'da buna benzer tanzim mağaza sayısının arttırılması gerek.
Güzel bir hafta dileğiyle.
