ANIZ VE BOĞULMA SEZONU BAŞLADI!
ANIZ VE BOĞULMA SEZONU BAŞLADI!
Nedim ARSLAN
-
Yıllardır yazılıp çizilen konulardan biri olan 'Anız' yangınları yerel basının öncelikli gündemi haline gelirken bu yangınların bir türlü ardı arkası kesilmiyor. Türkiye ve bölgenin de başlıca sorunu olan anız yangınlarının adeta pilot bölgesi haline gelen Batman'da durumlar daha vahim bana göre. Tarım, teknoloji ve her alanda büyük gelişmeler ve incelemeler en ileri boyuta gelirken bizler hala anız yangınlarını tartışıyoruz ve anız yakanlara göz yumuyoruz.
Yakılan anızların hem doğayı kirlettiğini, toprağı verimsizleştirdiğini en acısı da binlerce canlının ölmesine neden olmasına göz yumuluyor. Çok basit cezalarla gündeme gelen açıklama ve duyuruları adeta takmıyor bazı gözü doymaz çiftçiler. Sırf üç-beş lira daha fazla para almanın uğruna memleketi adeta cehenneme çevirmeye devam ediyorlar. Batman'daki bir çok yerel gazetenin öncelikli gündemi olan bu anızlar bunca yazılanlara rağmen ne anızı yakanlara ne de bu şehri yönetenlere seslerini ulaştıramadılar demek ki, duymalarına rağmen duymazdan gelip anız yakmaya devam ettiler.
Bu şehri yönetenler yılda bir kaç cılız beyanatlarının dışında anız yakan insanlara karşı ne yazık ki caydırıcı bir önlem alamadılar. Bu da üç-beş lira fazla kazanmak için anızı yakan ve tekrar eken para düşkünlerini dizginleyemiyor. Her toplumun yaşam biçimi yasaları o topluma göre yapılmalıdır. Caydırıcı cezalar olmazsa anızlar yanmaya devam edecek, hayvanlar ölecek, doğa zarar görecek ve insanlarda zarar görecek.
Yıllardır Batman ovasını adeta cehenneme çeviren, yüzlerce yaşlısı, hastası ve çocuğu olan bu kentin vatandaşları evinin kapısını ve penceresini açamaz hale gelirken, Batman-Van, Siirt-Mardin-Diyarbakır ve çevre illerin bağlantı noktası olan karayolunda onlarca kazaya, can ve mal kaybına sebebiyet veren bu anız yakanlara kim dur diyecek? Bu konu sadece Batman yerel basınını, Batman Valiliği’nin ve Çevre Derneği’nin değil. Kentteki tüm STK'ları, Bürokratları, Milletvekillerini ve hatta tüm halkı ilgilendiren bir konudur.
Elbette her tarlaya bir bekçi veya bir jandarma dikmekle çözülmeyecek bu sorun. Eğer insanlar, vicdanlarının sesini çiğneyerek milyonlarca canlının birkaç kuruş için canına kıyıyorsa bu insanlara da büyük yaptırımlar yapmak şarttır. Mesela o tarlanın ekilmesine izin verilmeyebilir, tarla sahibine devlet bankalarından verilen tarım kredisi ve desteklemeler kesilebilir. Bu konuyu Batman ve Bölge Milletvekilleri TBMM'ye taşıyarak bir KHK ile yasa haline getirebilecek. Bu sorun sadece Batman'ın değil, tüm bölgenin hatta Türkiye'nin sorunudur. Sonuç olarak ha anız yaktın, ha bir cana kıydın bana göre arada hiç bir fark yok.
ANNE VE BABALAR SORUMLU DEĞİL MİDİR?
Yaz aylarının başlamasıyla ne yazık ki boğulma sezonu da açıldı. Batman'da büyük bir sorun haline gelen boğulma vakaları tüm önlemlere ve çabalara rağmen ne yazık ki önlenemiyor. Uzun yıllar önce Batman çayındaki kum ocaklarının Batman çayını adeta bir bubi tuzağı haline getirmesi sonucu 1 metrelik su bir anda 10 metrelik derinliğe ulaşabiliyor, bu da yüzme bilmeyen vatandaşların kum ocaklarının kazmış olduğu çukurlarda hayatlarını kaybetmeye neden oluyor.
Yüzme havuzları ve sosyal alanların yeterli olmadığı Batman'da ne yazık ki gençlerimiz serinlemek için soluğu akarsularda alıyor. Yaz aylarında yaşanan boğulma olayları sadece Batman’a özgü olmadığını hepimiz bilmekteyiz. Bu acı tabloda anne ve babaların da ihmali göz ardı edilebilecek gibi değil. 10 yaşlardaki çocukların çay ve sulama kanallarında ne işi olabilir? Eğer oralarda oluyorlarsa bunun tek sorumlusu da anne ve babalar değil midir? Dört tarafı suyla çevrili olan Batman'da boğulma olaylarını da sıfıra düşürmek imkansız gibi bir şeydir. Bundan dolayı biz vatandaşlar, anne-babalar ve Batman'daki yetkililer bu konuya önem ve hassasiyet göstermeliyiz.
