GEÇİM DERDİ BÜYÜRKEN UMUTLAR ZAM TAKVİMİNE KİLİTLENDİ
GEÇİM DERDİ BÜYÜRKEN UMUTLAR ZAM TAKVİMİNE KİLİTLENDİ

Nedim ARSLAN
-Son yıllarda yaşanan ekonomik sorunlar, başta sanayici ve üretim yapan büyük, orta ölçekli birçok iş insanını ve piyasaları ne yazık ki olumsuz yönde etkileyerek iş hayatını ve yaşam koşullarını köklü biçimde değiştirdi. Geçtiğimiz yıllarda dünya genelinde etkili olan Covid-19 salgını, on binlerce can kaybına yol açarken yalnızca sağlık alanında değil, ekonomik ve sosyal hayatta da derin yaralar açtı. Salgının ardından yaşanan ekonomik sıkıntılar, dalga dalga tüm dünyaya yayıldı ve birçok ülkede ciddi tahribatlara neden oldu. Uzun süredir hem küresel ölçekte hem de ülkemizde yaşanan bu olumsuz tablo, enflasyonun da etkisiyle hayatı her geçen gün daha da zorlaştırdı. Bölgemiz özelinde baktığımızda ise istihdam alanlarının yetersizliği en büyük sorunların başında gelmeye devam ediyor.
Kentimizde işsiz gençlerin sayısı her geçen gün artarken, üretim alanlarının daralması bu sorunu daha da derinleştiriyor. Dünya genelinde büyük sanayi devleri dahi üretimi kısma yoluna giderken, bölgemiz ve kentimizde tablo çok daha vahim bir hâl almış durumda. Üretim ve istihdama katkı sunan kesim ciddi sıkıntılarla boğuşurken, ekonomide yaşanan bu kırılgan süreç hayatın her alanına sirayet etmiş durumda. Yaşananlar yalnızca iş dünyasını değil, çalışanı ve emekliyi de doğrudan etkiliyor. Bugün binlerce asgari ücretlinin aldığı maaş, ne yazık ki hâlâ açlık sınırının altında kalıyor. Artan hayat pahalılığı, geçim derdini her geçen gün daha da ağırlaştırıyor.
RAKAMLAR YİNE ETİKETLERE YANSIYACAK!
Her yıl olduğu gibi yıl sonuna doğru olduğu gibi, bugün de asgari ücretli milyonlarca çalışan için kritik bir sürecin içine girilmiş bulunuyor. Bununla birlikte milyonlarca emekli de maaşlarında bir iyileştirme beklentisi içerisinde. Artan maliyetler karşısında ayakta durmakta zorlanan küçük esnaf, yükselen vergiler ve kiralarla baş etmeye çalışıyor. Batman gibi bir kentte bile ev kiralarının astronomik rakamlara ulaşması, dar gelirli vatandaşın omuzlarındaki yükü daha da artırıyor. En düşük emekli maaşı 17 bin lirayı dahi bulmazken, bu hayat pahalılığı karşısında emeklinin nasıl bir yaşam mücadelesi vereceği ciddi bir soru işareti olarak ortada duruyor. Çarşıya, pazara inemeyen; temel gıda ve ihtiyaç maddelerini karşılamakta zorlanan çalışanlar, asgari ücretliler ve emekliler oldukça zorlu bir dönemden geçiyor. Asgari ücretin belirleneceği komisyonun çalışmalarına başlamasıyla birlikte, tüm gözler ve kulaklar buradan çıkacak sonuca çevrilmiş durumda.
Artan enflasyon, yükselen hayat pahalılığı ve alım gücündeki hızlı erime, toplumun her kesiminde derin bir endişeye yol açmış durumda. Asgari ücretli ve emekli için açıklanacak her rakam, sadece bir maaş artışı değil; mutfağa giren ekmeğin, ödenen kiranın ve sürdürülebilir bir yaşamın karşılığıdır. Bu nedenle beklenti nettir: Geçici çözümler değil, hayatın gerçekleriyle örtüşen, insan onuruna yakışır ve kalıcı düzenlemeler. Aksi halde, geçim sıkıntısı sadece bireyleri değil, toplumun tamamını derinden etkilemeye devam edecektir. Yeni yıl için belirlenecek asgari ücretli ve emeklinin netleşecek rakamı ne olursa olsun fiyat etiketlerine yansıması yine en büyük gerçek olacaktır.
Güzel günler dileğiyle.