Böyle gelmiş, böyle gider!
Nedim ARSLAN
-Bu kentin bahtı öyle kara ki, tıpkı sayesinde ünlendiği petrol gibi. İlçe konumundan bu güne kadar yönetilenleri tarafından bir çok alandaki hizmetler çıkar ve menfaat hesapları üzerinden yapılmış. Şehre atanan bazı idareci ve bürokratların dışında birçok idareci yan gelip yan yatmış. Günübirlik hesapların dışında suya-sabuna dokunmadan tayin ve görev sürelerini tamamlamanın hesaplarından hizmete vakit ayıramadıkları gün ışığı gibi aşikar.
Yıllardır Batman Vali Yardımcılığı’nı yürüten ve son iki yıldır Batman Belediyesi Başkan Vekilliği’ni yapan Ertuğ Şevket Aksoy 'un yaptığı hizmetler kentte büyük değişimlere neden oldu. Vizyon projeler, yeşil alanlar, altyapı hizmetleri, mezarlık ile altyapı hizmetlerinde kentin merkezinden tüm Batman'a yayıldı. Birçok platformda kendisinin Batman'da kalıcı olmadığını, devletin bir görevlisi olduğunu, bugün var yarın olmayacağını dillendiriyor. Batmanlı bir vatandaşın da batı illerinde olan tüm olanaklara sahip olma hakkını dile getiren Aksoy’un görevinin son gününe kadar Batmanlılara gece-gündüz en iyi hizmeti sunacağının çabasında olacağını belirten bir idareci. Bizim de istek ve arzumuz böyle başarılı idarecilerin kente daha çok hizmet etmesidir.
"SAHİPSİZ BATMAN"
Yerel basında "Sahipsiz Batman" deyimine rastlamak çok doğal bir hal aldı. Neden sorusuna gelince cevabı konumuzun başlığında zaten. Böyle gelmiş, böyle gider. Bugüne kadar hizmete dayalı birçok alım bazı kurum ve idarecilerin keyfiyetinde yürümüş. Şu doğrudan üç teklifle işler kılıfına uydurulmuş! Birçok alanda küçük ve orta ölçekli esnafın, imalatçının ticaretini geliştirmek, desteklemek adına şehrin esnafını desteklemek yerine aksine önleri kapatılmış. Oysa her alanda üretken olan ve ticarette başarılı olan Batman esnafının hakkı gasp edilmiş.
İdarecilerin çevreleri ile yere-göğe sığdıramadıkları yabancı firma hayranlığı yıllardır süregeliyor. Ankara-İstanbul firmalarına özel tasarladıkları tasarım ile yapmacık sözleşmeler özel hazırlanan siparişler havada uçuşuyor. Düşünün bir karton çantayı, bir bez çantayı, bir kalem, bir anahtarlığı, bir kitapçığı bile Batman'da üreten firmalar varken bu tür işler Ankara ve İstanbul'daki firmalara özel ilişkilerden ötürü özel sipariş edilir.
Üç doğrudan teklif kılıfına uydurulur. 600 bin nüfuslu bu şehirde istihdam yaratan, vergisini ödeyen, bu ekonomik darboğazda ticaretini yürütmeye çalışan sahipsiz esnafın hali ne olacak? Batman'da onlarca Esnaf Odası, Ticaret Temsilcileri, İşadamları, sözde yatırımcı oda ve esnaf derneklerinin görevini merak ediyorum. Bu kadar duyarsızlığı da pes doğrusu. Bu sahipsizlik değil de ne? Siz söyler misiniz lütfen…
ÇOK KÜLTÜRLÜ BİR BİRİM...
Batman Belediyesi’nde öyle bir birim var ki; sormayın gitsin... Bu servis sınırları aşmış durumda. Batman ve Güneydoğu’ya sığmayan Batman Belediyesi Kültür Servisi Ankara ve İstanbul firmalarının adeta gözbebeği. Çünkü Batman'dan işler direkt Ankara-İstanbul hattı... Kültür mahallesinde bulunan Kültür Servisi adeta darphane, çalışanları bile nefes alamaz durumda. Çünkü burası çok hareketli ve çok bereketli. Buradan iş almak her esnafın haddi değil veya iş yapmak her şey ilişkilere bağlı. Altın bile üretin oradaki yetkilinin gözünde altın değil, teneke üretiyor görünürsünüz.
Tabii bu servisin de bağlı bulunduğu bir yetkili bir Başkan Yardımcısı var. Üç Belediye Başkan Yardımcısı’nın bulunduğu Batman Belediyesi’nde en hareketli ve randevu için en kalabalık olan kapı belli. Tüm alımların, tüm yetkinin hangi kapıda olduğu hareketli oluşundan belli zaten. Etkinlik ve spor alanlarıyla ünlü bu kapı, arkasındaki Başkan Vekili yerine göre yetimin hakkından ve dürüstlükten de söz eder. Sırf egolarını tatmin etmek için olmadık olumlu ve olumsuz işlere imza atan Başkan Yardımcısı’na kim daha çok yalakalık yaparsa ibre ondan yana olur. Şehrin ekonomisini, geçmişini, kültürünü düşünen kim? Bu memlekette düzen bu. Böyle gelmiş, böyle gider...
TAZİYE YEMEKLERİ
Son dönemde Batman basınının gündemlerinden biri de taziye yemekleri konusu. Yörenin en güzel adetlerinden taziye geleneği yıllardır süre gelmekte. Geçmiş yıllarda evlerde ve çadırlarda süren taziyeler ev halkı için çok eziyet olmaktaydı. Bugün gelinen noktada kuruluş ve hayırseverler tarafından inşa edilen taziye evleri adeta bir nimet. Sigara ikramından, üç günle sınırlanan taziyeler bir standarda oturmuş ama bakıyoruz ki, taziye yemekleriyle ilgili her gün ayrı bir demeç, ayrı bir açıklama gelmekte.
Çeşitli STK temsilcileri sırf bizim de bir açıklamamız olsun diye adeta yarıştalar. Konu ile ilgili yerli-yersiz açıklamalar yeter ki gündem olsun. ‘İşin içinde rant mı var’ sorusu geliyor akıllara. Yıllardır gelenekselleşen taziye kültürü yörenin değişmez gelenek, görenek örf ve adetlerinden biridir. Yas döneminde acılı olan ailelere destek olmak akraba, eş dost ve yakınlara düşer. Taziyeye şehir dışından gelen misafirlere ve acılı aileye yemek ve ikramlar sunulmaz mı? Şehir merkezinde yapılan yüzlerce etkinliğe destek sağlanırken, taziyelere yemek desteğinin tartışılması ne kadar doğru olur?