28 Ağustos 2022 - Pazar

GEÇMİŞE ÖZLEM

Yazar - Nedim ARSLAN
Okuma Süresi: 5 dk.
Nedim ARSLAN

Nedim ARSLAN

-
Google News

1926 Yılında Batman çayının taşması sonucu o zaman yerleşim alanı olan eski Batman (Elmedina) seller altında kalınca Kubin Köyüne taşınmış ve bugünkü Beşiri ilçesi kurulmuştu. Batman çevre il ve ilçeler arasında gözde bir yerleşim merkezi haline gelmişti. 1951 Yılında İluh nahiyesi iken, 1955 yılında Batman adıyla ilçe olan ve 16 Mayıs 1990 yılında il statüsüne kavuşan Batman'da 70 yıl gibi bir sürede çok değişimler yaşanmış.

Bugün Beşiri olarak bilinen (Kubin)'in geçmişi 10 bin yıllara dayanırken, bölgenin ilk yerleşim yerlerinden ve ticaret merkezi cazibesini taşımaktaydı. Önceki yıllarda arkeolog ve tarihçilerin yaptıkları araştırmalar sonucu 5 bin yıl önce yaşanan doğal felaket ve ciddi bir deprem sonrası yerleşim alanı tamamen yok olduğu rivayetler arasında. Petrolün bulunmasıyla çok hızlı bir gelişmeye sahne olan Batman özellikle 90’lı yıllarda yaşanan olumsuz ortama rağmen gelişime devam etti. Bugün merkez nüfusunun 500 binlere dayandığı ilimizde iş hareketliliği, eski canlılığı pekte görünmemekte. Özellikle sanayi ve istihdam konusunda geride kalan petrol kenti işsizlik sıralamasında da üst sıralarda.

Batman'ın geçmişini kısa bir şekilde özetlediğimiz tablonun çok eskilere dayanmadığını görmekteyiz. Yazımızın konusuna gelmek istediğimde benim gibi yaşı 50’nin özerinde olanlar Batman'ın geçmişine tanıklık etmiştir. 90'lı yıllarda şimdiki Gülistan Caddesi (Eski Tekel Caddesi) olarak bildiğimiz yol araç trafiğine açıktı ve işyerleri de belli aralıklarla bulunmaktaydı. Bir çok işyerinin yeri dahi boş arsalardan oluşmaktaydı. Batman merkezden Öğretmenevi ve Atatürk Parkı kentin diğer bir ucundaymış gibi uzak gelirdi bizlere.

Geçtiğimiz hafta bir haber için gittiğimiz Batman Tren Garında ise duygusal anlar yaşadığımı ifade etmek isterim. Geçmişteki yıllarımıza çocukluk mu, gençlik yılları mı desem o yıllar işte! Yani bundan tam da 40 yıl öncesi. En basit örneği Batman Tren Garının dinlenme ve gişe salonu bize adeta bir düğün salonu büyüklüğündeymiş gibi gelirdi. Sabahın 05.00'inde gümbür gümbür yanan kömür sobasının önünde treni beklerken salonda sanki  yüzlerce bekleyen yolcu varmış gibi gelirdi bize. Oysaki geçenlerde uğradığım aynı salonun hiç bir değişime uğramadığı halde bana küçücük bir ofis gibi geldi. Acaba biz mi çok büyüdük, yoksa o zaman her şey bize daha güzel, daha hoş ve daha büyük mü geliyordu.

Evet... O zaman bize her şey daha hoş geliyordu. Sigorta yoktu, iş yoktu, çalışacak alan yoktu, çok büyük ekonomik sıkıntılar olmasına rağmen o zaman yokluklara rağmen tatlı bir mutluluk vardı. Bugün ise sigorta var, iş var, maaş var, ev var, yazlık var, sosyal güvenceler var, ama hiç birimizde sağlık, huzur ve mutluluk yok. Geçmişte 6 ve 15 yaş kuşağında su, tatlı, simit satmayan, ayakkabı boyacılığı, el arabası ve tuğla ocaklarında çalışmayan var mıydı? Nereden nereyeeee…

Geçmişte hiç birimiz ekmek bulamazken şimdiki şatafatlı hayat bile bizi mutlu etmiyor. Bu ne gözü doymazlık. Ben mazime dönerken bugünlere şükrediyorum. Sizleri bilmem. İnsan geçmişi ve geleceğiyle vardır. Ne olursan ol özellikle geçmişini unutma ama geleceğinle de övünme. Bir atasözümüz olduğu gibi, ''ne oldum değil, ne olacağım'' önemli olan bu. Yaşadığımız bu şehrin tozlu ve çamurlu yollarını eskiler hiçte unutmaz. Her yaşın ayrı bir güzelliği olduğu gibi geçmişe özlem hepimizi duygusallaştırırken yaşananlarda film şeridi gibi gözümüzün önünde geçmekte…

Sağlıklı ve güzel günler dileğiyle…

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları