GİDİŞAT KÖTÜ!
Nedim ARSLAN
-Yaklaşık olarak iki yıldan bu yana ölümcül etkisiyle dünya coğrafyasında etkili olan Covit 19 salgın hastalığı öncesinde başlayan ekonomik kriz daha da etkili olmaya başladı. Hastalık öncesi ve ardındaki süreçle birlikte 3 yıllık bu zorlu sürecin faturası sanayici, esnaf ve çalışanın yanında elbette bütün vatandaşlara çıktı. Salgın hastalıkla birlikte kısıtlamalar dahilindeki bütün süreçlerde en büyük sıkıntıyı çeken büyük, küçük ve orta ölçekli esnafların yanında büyük sanayi devleri de birer birer batmaya mahkum oldu ne yazık ki.
Kaybettiğimiz büyük değerlerimizin yanı sıra adeta unutulmayla yüz tutan gelenek ve göreneklerimizde ne yazık ki yaşanmıyor artık. Salgın hastalık ve ekonomi olarak ülkemiz ve bölgemize baktığımızda durumun daha da vahim olduğunu görmekteyiz. İş alanları, sanayi ve istihdamda istenilen düzeyde olmayan şehrimizde ise durum daha da kötü ne yazık ki. Daire, işyeri ve emlak fiyatlarının en yüksek olduğu illerden biri olan Batman'da ise gösterişli günler devam ediyor. Turizmde hiçbir varlık gösteremeyen kentimizin komşu illeri ise turizmde altın yıllarını yaşıyor. Şanlıurfa, Diyarbakır ve Mardin'in yanında küçücük bir ilçe olan Midyat'ta bile yerli turist hareketliliği beldelerine büyük katkılar sunuyor.
70'Lİ YILLARA MI DÖNDÜK?
Son günlerde döviz ve altının ateşi daha da yükselirken durumlar daha da kötüleşti. Bu süreçte parası olan sermayesini ikiye katlarken, esnaf ve üretici ise sermaye tüketti. Bunun en büyük yansımaları ise elbette vatandaşa oldu elbette. Üç kuruş parası olan dar gelirli vatandaş ise çarşı ve pazara gidemez oldu. Zam üstüne zam alan gıda ve bütün ürünlere fahiş zamlar gelince mutfaklardaki yangınlar daha da büyüdü. Çarşı ve pazara giden vatandaşın boş filelerle evlerine dönmek zorunda kaldı. Bu yansımalar sürerken bir çok markette de kota uygulaması başladı.
Sınırlı sayıda ürün alabilen vatandaşlar adeta 70'li yılları yaşamış oldu. Yaşananlar karşısında şaşkınlıklarını gizleyemeyen vatandaşlar da gidişatın iyi olmadığını görerek geleceğe pek de umutlu bakamıyor. Hal böyle olunca çarşı-pazarda, esnaf, üretici, çiftçi ve vatandaşın yanı sıra genç yaştaki çocuklar döviz ve altının hesabını yapar oldu. Gittikçe daralan piyasalar karşısında umudunu yitiren küçük esnafın ise pek yaşama şansının kalmadığını da belirtmek istiyorum. İşsizlik oranlarının en yüksek olduğu iller arasında olan kentimizde ise durumun daha da vahim olduğunu hepimiz görmekteyiz. Dileğimiz uzun süreden beri yaşanan bu sıkıntıların son bulması, bölgemiz ve kentimiz için güzel yatırımların bir an önce hayata geçirilmesi olacak.
Güzel bir hafta dileğiyle.