GÜNDEM YİNE EKONOMİ
Nedim ARSLAN
-Uzun zamandan beri yaşanan ekonomik kriz son zamanlarda etkisini daha da göstermeye başladı. Hayatın her alanında gittikçe hissedilmeye başlayan ekonomik kriz etkisini daha da derinleştirmekte. Bir süre önce farklı metot ve uygulamalarla kontrol altına alınmaya çalışılan döviz ve altın fiyatları son günlerde daha da bir şahlandı.
2 Buçuk yıl aradan sonra yaşanan pandeminin son bulmasıyla ekonomide yaşanan kriz yeniden gerçek yüzünü gösterdi. Bir çok dünya sanayi devinin de yaşananlarla birlikte batması söz konusu iken bu tehlike çanlarının daha da devam ettiğini hala görmekteyiz. Özellikle son bir yılda gıdaya yansıyan fiyatların yüzde 200, 300 hatta 400'e katlandığını hepimiz görmekteyiz. Gıda ile birlikte onlarca sektörde girdi fiyatlarının da günden güne katlanması sonucu bir çok üretim ve üreticinin de bitmesine neden oldu. Enerji ve doğalgaz fiyatlarının seriye bağlanması sonucu istihdam ve üretime vurulan en büyük darbeler olduğunun inancındayım. Değimi yerindeyse iğneden ipliğe her şeye gelen zamların sonucu olarak otomobil ve inşaat sektörüne de vurulan büyük darbeler oldu. Bu yaşananlar elbette istihdamın bitmesi ve işsizliğin büyümesine neden olurken bu ülkede çalışan memurun, işçinin, esnafın, emeklinin ve asgari ücretlinin mutfağındaki yangının büyümesine neden olurken çalışmaya ve işi olmayanın da hayatını çekilmez hale getirmesinin en büyük etkeni oldu. 2 buçuk yıl süren Covit-19 hastalığının ardından tüm dünyada ve ülkemizde enflasyon ve hayat pahallılığın olduğu da gün ışığı gibi aşikardır.
ENFLASYON YOK, HAYAT PAHALILIĞI VAR
Gün be gün artan fiyatlar karşısında şaşkına dönen vatandaşlar ne yapacaklarını düşünürken sayın Cumhurbaşkanının 'Enflasyon yok, hayat pahalılığı var' sözü hayretle karşılandı. Çünkü hayat pahallılığı eşittir enflasyon. Nasıl enflasyon olmaz da hayat pahallılığı olur bu anlaşılamaz elbet. Pahalılık küreseldir söylemi ne kadar doğru? En basitinden litresi 28 lira olan yakıttan 15 lira vergi alınıyorsa o zaman tüm yaşam malzemelerinin nakliye üzerinde yapıldığı için zamlar kaçınılmaz oluyor, bu da demektir ki hayatın her alanında yüksek vergiler pahalılığa neden olmakta. Hal böyle iken zamların arkasının da kesilmeyeceği hepimizin malumu.
Yaşanan bu darboğazda çiftçiler de bir hayli dertli. Yıllarca çiftçilik yapan insanlar her gün artan akaryakıt ve gübre fiyatlarından ötürü arazilerini süremez hale geldi. Bu da tarım ve üretimin dibe vurmasına neden olurken hayat pahalılığına da büyük etken oldu. Haliyle üretimin olmadığı bir ülkede tamamen dışarıya bağımlı bir hale geleceksiniz. Yaşamınızın tamamı dışarıya bağımlılığınızdan ötürü zamlanacak. Bu da enflasyon ve hayat pahalılığının artacağının en büyük kanıtıdır. Kısacası ülkemiz ve bölgemizde yaşanan bu ekonomik kriz gelecekle ilgili endişeleri daha da arttırırken ve istihdam kapılarını kapatırken işsizlik oranlarında da tavan yapmasına neden oldu.