SEÇİMLER ÖNCESİ SESSİZLİK VE BÜYÜKŞEHİR OLMAK
SEÇİMLER ÖNCESİ SESSİZLİK VE BÜYÜKŞEHİR OLMAK
Nedim ARSLAN
-
Yaklaşık iki aydır asgari ücretin açıklanmasının ardından memur, SGK ve BAĞ-KUR emeklilerinin maaş artışı ile birlikte Türkiye genelinde gözle görülebilir bir sessizlik söz konusu. Bu sessizlikle birlikte konuşulan tek konu elbette ki ekonomik sıkıntılar. Evet, yaşanan bu sessizlik normal mi, yoksa seçimlerden sonra kopacak zam fırtınalarının sessizliği midir bilinmez ama bilinen bir gerçekte var ki, günümüzdeki başkanlık sistemi çözüm değil, hep sorun yaratıyor. Bu sistem adeta aslanı kediye boğduracak kadar işlev görmeyen bir sistem. İşte söz konusu bu sistem nedeniyle A'dan Z'ye tüm partilerde bir belirsizlik, bir kararsızlık söz konusu.
Yaklaşan seçimlerde Hangi küçük parti hangi büyük partiden kaç belediye başkanlığını sızdıracak diye hesap yapıyor. Ona göre kazanma ihtimali milyonda bir bile olmayan partiler sırf diğer güçlü partilerden bir şeyler koparmak için kendi adayları ile seçime giriyorlar. Tabi büyük partiler de bu tavrın boş bir blöf olduğunu bilmekte ama yine de risk almaktan çekiniyorlar. İşte bu tavır ve tutumlar Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü bir lideri bile bazı küçük partilerle pazarlık yapmak zorunda bırakıyor.
Hal böyle iken kim kazanacak, kim kazanmayacak belirsizliği piyasaları olumsuz yönde etkilediği açıktır. Son dönemlerdeki sessizlik piyasalarda yaprağın bile kıpırdamasına neden olmuş durumda iken herkes önümüzdeki seçimlere yönelmiş durumda. A'dan Z'ye hiç bir siyasi partinin derdinin ekonomi olmadığının da altını çizmek isterim. Büyük partiler, küçük partilerin oyuna talip iken küçük partiler ise tıpkı milletvekili seçimlerinde kazandıkları meclis kürsülerini belediye seçimlerinde de kazanma hayali peşindeler. İşte bu olumsuz tabloda ne yazık ki ülkenin istihdam ve ekonomisini olumsuz yönde etkiliyor.
Seçim atmosferine girdiğimiz bu günlerde bir çok siyasi partinin milleti değil, kendi çıkar ve menfaatleri peşinde koştuğu hepimizin malumu. Bunu ne yazık genelde gördüğümüz gibi yerelde de yaşamaktayız. Yani partilerin tabanı ve ilkelerine kulak asan yok. Eskiden olduğu gibi öyle gelmiş öyle gider misali! Bir ülkede sessizlik ve belirsizlik hiç bir zaman hayra alamet olmamıştır. Kısacası A' den Z'ye tüm siyasi partilere omurgalı bir siyaset rant ve parti yandaşlığı değil, ülkenin ve yerelin geleceğini her şeyin üstünde tutmalarının gerektiğini düşünerek bir siyaset yapmalarını tavsiye ederiz.
BÜYÜKŞEHİR OLMAYA HAZIR MIYIZ?
Son birkaç yıldır kentimizde olumlu hizmet ve çalışmalar olduğunu gözlemekteyiz ve bu olumlu hizmetlerin devam ettiğini de biliyoruz. Yöneticilerimizin Batman'ın büyükşehir olabilmesi için canla, başla sahada olduklarına da şahitlik edebileceğimizi ifade etmek isteriz. Elbette büyük başın büyük derdi de olur misali acaba biz Batmanlılar olarak sosyo-ekonomik ve kültürel açıdan büyükşehir olmaya hazır mıyız? Bilindiği gibi büyükşehirde kiralar, giderler, vergiler kısacası her şey daha büyük olur. Yani içecek bir suyunuz bile daha pahalı olur. Büyükşehir olacaksanız ilk önce istihdam, sanayi ve ticari açıdan her şeye hazır olmalısınız.
Coğrafi olarak, nüfus olarak elbette kent olarak bazı büyükşehirlerden hiçte aşağı değiliz ama gel gelelim ki, sanayi ve istihdam açısından kocaman sorunlara da sahibiz. Endişemiz şudur ki, biz büyükşehir yolunda yürürken yolun sonuna gelmeden yorulmaktır. Yöneticilerimiz büyükşehir yolunda yürürken büyükşehre giden yolların temel taşlarını birer birer hiç acele etmeden sabırlı bir şekilde döşeyerek gitmelidirler. Petrolün bulunmasıyla ünlenen Batman, Türkiye'de petrolün ilk bulunması itibariyle, coğrafyasıyla uzun zaman önce büyükşehir statüsüne kavuşturulmayı hak etmişti. Büyükşehire kavuşturulmak istenen Batman bu statüyle birlikte istihdam alanları ve yaşanabilir bir kent dokusunu da elden bırakmamalı.
Güzel günler dileğiyle.
