ÖLÜM KÖPRÜSÜ VE TELEF OLAN BALIKLAR
Nedim ARSLAN
-
Kent merkezinin tam dibinde; Batman-Diyarbakır karayolunun bağlantı noktasındaki ve Batman çayı üzerindeki köprü adeta 'ölüm' köprüsü gibi. Yaklaşık 30 yıl önce hizmete açılan köprüye hala alternatif bulunamadı. 30 yıl önceki trafik akışı ile bugünkü trafik akışı aynı olabilir mi? 30 yıl önce Diyarbakır'dan Batman, Van, Siirt, Bitlis ve Muş illerine ulaşım sadece Silvan ilçesi üzerinden sağlanıyordu. Batman-Diyarbakır yolu Bismil üzerinden açıldıktan bu yana kullanılan yol hala aynı.
Birçok kente nasip olmayan dere tam da Batman kent merkezinin dibinden geçiyor. Batman çayı, Batman’a adeta can suyu veren bir dere iken ne yazık ki zaman zaman acılarla dolu tabloları da karşımıza çıkarıyor. Batman tarımının sulama alanlarına büyük katkı sunan bu dereden zaman zaman alınan kumlar nedeniyle birçok alan tuzak halini alıp onlarca gence mezar oluyor. Son zamanlarda Batman çayında ıslah çalışmaları sürerken yaşanılmaması gereken olaylar da dur durak bilmiyor.
Dicle ve Batman çayında her yıl yaz aylarında gerçekleşen boğulmalar birçok ocağa ateş düşürdü. En son, geçen yıl yaz aylarında Almanya'dan Batman'a tatile gelen ailenin dramına şahit olmuştuk. Bu boğulma olayında amca ile yeğen boğularak hayatını kaybetmişti. Bu dramın ve daha birçok dramın yaşandığı Batman çayının üzerindeki köprü de aynı acılara sahne olmakta. Yolun çok dar ve mesafenin uzun oluşu trafik kazalarına davetiye çıkarıyor. Gün içinde binlerce aracın bu yoldan geçtiğini biliyoruz. Sıkıntılı bir yol ve binlerce aracın bu yoldan geçmesi… Bu denklemde elbette kaza meydana gelecektir. Siirt'in yanı sıra yine Van, Bitlis, Muş, Mardin gibi birçok ile ulaşım sağlayan bu köprü ne yazık ki 30 yıldır değişmedi.
30 Yıldır ayakta olan ve her gün onlarca tehlikenin yaşandığı bu köprüde trafik hareketliliği günbegün artarken daha iyi bir ulaşım sağlamak veya alternatif üretmek çok mu zor? Birçok kazanın yaşandığı bu köprüde geçtiğimiz hafta üç aracın çarpışması ve araçların dereye uçması sonucu 11 yaşındaki Faruk Gün ve 27 yaşındaki Eskişehirli mühendis Ercan Kılınç hakkın rahmetine kavuştu.
Zaman zaman batı illerindeki hizmetlere gıpta ile baktığımızı bu sütunlarda sıkıla sıkala dile getiriyoruz. Birçok kent merkezinin girişine kilometrelerce kala çift taraflı ışıklandırmalar eşliğinde geniş bulvarlardan geçişler sağlanıyorken Batman-Diyarbakır yolunda, Hasankeyf yolunda ve Beşiri yolunda dualarla seyir etmek zorunda kalıyorsunuz.
Ne demeli ki…
BALIK KATLİAMI
Geçtiğimiz hafta içerisinde Türkiye'nin bir çok ilinde başlatılan ağaç dikme kampanyası gelecek için umut ve nefes olurken, Hasankeyf Ilısu Veysel Eroğlu Barajı havzasında yaşananlar birçok vatandaşı derinden üzdü.
Son zamanlarda baraj gölü havzasındaki suların çekilmesinin ardından yeniden birçok alan gün yüzüne çıktı. Olayın en dramatik tarafı ise Sinan ve Zillek köprüsü mevkiindeki alanlarda suyun tamamen kuruması nedeniyle yüzbinlerce balığın telef olmasıdır. Bu haberi kentteki birçok yerel basın kuruluşları manşetlerine taşırken, Batman Çevre Gönüllüleri de olayın takipçisi oldu. Dernek Başkanı Hasan Argünağa, birçok kamu kurumunu arayarak olayın vehametini dile getirtti ve kurumları harekete geçirerek olayın takipçisi olacaklarını da belirtti.
Bir kurum ise adı geçen alanın kendilerine ait olmadıklarını bahane göstererek topu başka kuruma atmış! Allah aşkına, şu mantığa bakın! Orada yüzbinlerce balığın yaşadığı bilinmesine rağmen ve hiçbir 'can suyunun' bırakılmadığı alanda balıklar nasıl telef olmasın? Türkiye'nin en büyük barajlarından birini inşa ediyorsunuz ama balıkların ve canlıların yaşayabileceği kadar suyun hesabını yapamıyorsunuz!
Olan her defasında mazluma oluyor, kılıf her ne kadar farklı olsa da…
