EKONOMİK BUNALIM VE YERELİN ÇÖKÜŞÜ
EKONOMİK BUNALIM VE YERELİN ÇÖKÜŞÜ
Nedim ARSLAN
-
Yükselişi bir türlü önlenemeyen enflasyon ve akaryakıt zamlarından sonra, her gün ve hatta her saat bile hayatımızın her alanında değişen etiketler ve hayat pahalılığından insanlar adeta bunalım içerisinde. Günümüzde artık 5-10 milyon lira sermaye sahibi olan vatandaşta kendini güvende hissetmiyorsa ve yarınından kuşkuluysa, asgari ücretle çalışanın, sadece 7 bin 500 lira ile geçinmeye çalışan emeklinin bir de hiç iş güç sahibi olmayan vatandaşın halini bir düşünün!
Son zamanlarda ülkemizde ve kentimizde yaşanan onlarca üzücü olaylarla karşılaşıyoruz ki; aile içi kavgalar, sokak çatışmaları, 500 bin lira için tavuk keser gibi adam öldürmeler, zamlardan çarşı-pazardan alış veriş yapmadan dönen ve haftalık alış veriş yerine günlük ve gramlı alışverişler, günlük olarak değişen fiyat etiketleri, zamlara inanmak istemeyen ve sonunda cinnet geçiren vatandaşlar, kiracı ve ev sahibini karşı karşıya getiren yüksek zam sonrası işlenen kavga ve cinayetler, yine kiracı ve ev sahiplerinin mahkemelere taşınan binlerce dosya, bunlar ekonomik sıkıntıların getirdiği ve yaşattığı bunalımlar değil midir?
Son zamanlarda başta döviz ve akaryakıta gelen yüzde yüzlük artıştan sonra hayatımızın her alanındaki yeme, içme ve tüketim maddelerinde iğneden, ipliğe zamlar gelirken ve halen de gelmeye devam ediyor olması insanların ruh halinin ne kadar kötü olduğunu hepimiz tahmin etmeliyiz. Neden diyeceksiniz, hemen hemen hayatımızın her alanında çayhanelerde, minibüslerde, parklarda, işyeri ve ev sohbetlerinde konuşulan tek konu ve gündem şüphesiz ki ekonomi ve zamlar.
Düşünün artık istemsizde olsa herkes ekonomist oldu ve de olmak zorunda. Örneğin okula giden daha 12 yaşındaki bir öğrenci bile geçen yıl 50 kuruşa aldığı bir suyu 5 liraya alıyorsa, minibüse binen bir vatandaş 3 liraya bindiği minibüs 9 lira ödüyorsa nasıl ekonomist olmasın! Hiç bir geliri olmayan ve sadece aybaşlarında emekli maaşı 7 bin 500 lira olan bir emekli kirada oturuyor ise nasıl bunalım içerisine düşmesin, bunu siz söyleyin lütfen.
Ülke geneli İstanbul ve Ankara'da normal bir daire kirası bile 15 bin ve 30 bin lira arasında seyrediyorsa, Batman'da bile ev kiralarının 6 ila 18 bin lira arasında seyretmesine ne demeli? Elbette bunun doğuracağı sonuçlar pekte iç açıcı olmayacağı gün ışığı gibi ortada. Artık kim ağzını açarsa ilk kullandığı cümle bu gidişat nereye varacak diyor. Yaşanan zam yağmuruyla her şeye zamlar gelmeye devam ederken vatandaşın ruh hali nasıl bozulmasın ki?
YERELDE BÜYÜK ÇÖKÜŞ
Dünya genelinde yaşanan pandemi ve ekonomik kriz sonrası bir çok meslekte ciddi sorunlar yaşandı ve yaşanmaya da devam ediyor. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşanan olumsuzluklar bir çok alanda daha ağır izler bıraktı. Döviz ve akaryakıtta yaşanan büyük artışlar hayatımızın her alanında yaşamı daha da güç haline getirirken bir çok meslek grubunda da çok ciddi sıkıntılara neden oldu.
Pandemi öncesi Türkiye'de yaşanan kriz, deprem ve günden güne devam eden zamlar hayatı daha da çekilmez hale getirirken bir çok meslek grubu iş hayatından çekiliyor. Bunlardan sadece biri de ne yazık ki yerel gazetelerdir. Artan maliyetler karşısında ilan ve reklam hakkı olan gazeteler bile tek tek kapanırken bir de hiç ilan ve reklamı olmayan gazetelerin halini siz düşünün.
Bunlardan en basit bir önek. Adana'nın 105 yıllık yerel gazetesi. Yaşanan ekonomik koşullardan olumsuz yönde etkilenen bu gazete Temmuz ayı itibariyle yayın hayatına noktayı koydu. Bir asrı deviren bu gazete gibi ülkenin dört bir yanında yerel gazeteler bir bir kapanmakta. Yaşanan bu acı ve üzücü olay daha çok gazetenin de kapanacağının adeta habercisi...
Güzel bir hafta dileğiyle…
