DOĞU TAKIMLARININ KADERİ!
DOĞU TAKIMLARININ KADERİ!
Nedim ARSLAN
-
Yıllar yılıdır spor liglerinde yaşanan 'öfke ve kin' ne yazık ki devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Bursa'da oynan Bursaspor ve Amedspor maçında bu üzücü olay yeniden yaşandı ve yaşatıldı. Yıllar öncesinde olduğu gibi halen Doğu illerini temsil eden futbol takımlarına yapılan muamelenin düşman takımlarına yapılmadığına şahitlik etmekteyiz.
Yıllar öncesinden gelen bir anlayışla Diyarbakır, Batman, Van, Mardin, Siirt ve Cizre takımlarının tüm batı illerinde 'Düşman' olarak lanse edilmesi anlaşılır gibi değil. Batı illerinden bölgeye gelen konuk takımlar ise bölgemizin bir çok kentinde yaptıkları müsabakalarda kendi evindeki rahatlığını yaşarken, Doğu temsilcileri olan deplasman maçları ise resmen bir cehenneme dönüşmekte. Bunu yıllar önce yaşadık ve yaşamaya da devam ediyoruz ne yazık ki. Bursa'da oynanan maçta Diyarbakır temsilcisi Amedspor'un ismini bahane ederek sahayı cehenneme çeviren anlayışa ne demeli? Dediğim gibi yıllar önce Yozgat, Kayseri, Bursa, Sakarya, Adana ve ülkenin çeşitli vilayetlerinde buna benzer olaylar yine yaşanmaktaydı, mevzu demek ki isim falan değilmiş. Diyarbakır Amedspora yapılan muamelenin aynısı defalarca liglerin en 'centilmen' takımı olan kentimiz takımı Batman Petrolspor'a da yapılmıştır. Daha gür ses ve güçlü bir yönetime sahip olan Amedspor sesini duyururken ne yazık ki Petrolspor'un yediği dayak ve hakaretler ev sahibi takımların yanına kar kalıyor.
Evet 6 Şubat'ta iki büyük afeti üst üste yaşadık, 11 ilde yaşanan binlerce canın yanında Diyarbakır şehri de 500'e yakın can kaybetti. Bu acılar içinde olan ve hala yasını bile üstünde atamayan Diyarbakır ne yazık ki Bursa deplasmanında da büyük bir depremle sarsıldı. Ülke yaşanan depremin şokunu bile üstünden atamazken, binlerce can kaybında ülke sınırlarını aşan destek kampanyalarıyla yaralar sarılmaya çalışılırken, Yunanistan ve Ermenistan bile 'kardeşlik' mesajları verirken Bursa'nın yaptıklarına bir bakın! Bölge ve ülke halkı 'yek' vücut olurken, Bursaspor'un 'bir başsağlığı pankartı' bile yapmaması düşündürücü değil midir? Oysa Doğu ve Güneydoğu illerinde yok denecek imkanlarla futbol liglerinde mücadele vermeye çalışan takımlara destek olunması gerekirken yaşadıklarına bir bakın.
Futbolu bir kenara bırakın dünyada yaşanmış iki büyük felaketin ardından depremde Diyarbakır'ın 500 insanın saygısına bu olumsuzluklar yaşanmamalıydı. Bu ezeli rakipler arasında geçmişe dayalı bir öfke varsa bile bu ötelenmeliydi. Ama ne yazık ki Bursa taraftarı bu saygıyı göstermedi. Sadece Bursaspor'a dokundurmayacağız elbette lafımızı. Diyarbakırspor'un da önceden yaptıkları bellidir, onlarda Diyarbakır'a yakışmayan hareketleri zaman zaman yapmışlardır ama bu kin ve nefret nereye kadar? Spor ve futbol kardeşlik demekse bunun neresindeyiz? Karşılıklı ana avrat küfür ve karşılıklı taş atmak futbol değil, kin ve nefret tohumu ekmeye dönüşmekte. Bunun adına da futbol değil, savaş denilir. Bu ülkenin takımları da futbol değil, savaş yapmış sayılırlar. Emin olunuz ki bu yaşananlar geri kalmış, Afrika ülkelerinde bile yaşanmamıştır. Yıllardır süre gelen bu kin ve öfke herkesi derinden üzmekte. Yöneticilerin bu karşılıklı kin ve nefrete çare bulması elzemdir.
Yıllardır yeşil sahalarda hep bir üst lig mücadelesi veren Doğu takımları kıt imkanlarla mücadele ederken deplasmanlarda karşılaştıkları sorunlar onları ne yazık ki liglerden soğutur hale getirmekte. Buna şahitlik edebilirim ki Batman'a gelen tüm konuk takımlar kendi evinden daha rahat bir şekilde sahaya çıkıp futbol oynamakta, çiçeklerle karşılanıp güzel bir şekilde uğurlanırlarken deplasmanlarda ise tam tersi bir durumla karşılaşırlar. Şimdi diyebiliriz herkes kendine yakışanı yapar. Ama bu kin ve öfkeyle nereye kadar?
Güzel günler dileğiyle.
