21 Haziran 2022 - Salı

KÜRDLER SEÇİM VE SÖYLENTİLER

Yazar - M. Latif YILDIZ
Okuma Süresi: 6 dk.
M. Latif YILDIZ

M. Latif YILDIZ

-
Google News

Son günlerde Türk Medyasında Kürdler hariç Kürdler adına ahkâm kesen çok kişi, TV, siyasi aktör ve kurumun yorum ve söylentileri o kadar çoğaldı ki sormayın gitsin. 

Deniliyor ki, Ayhan Bilgen: AKP’nin Kürt sorununda yeni bir süreci başlatabileceğini söylemiş ve dikkatleri İmralı’ya çekmiş.

Yaygın medyanın bütün bileşenleri, aktörleri, siyasileri ( yandaş-muhalif) hemen hepsi ya sessizliğe bürünmüş ya da dezenformasyona soyunarak Kürdsüz Kürdleri ekranlarda, gazete sayfalarında çekiştirip duruyorlar. 

Neden mi? Sebep ve niyet bellidir.

Cumhuriyet ve Millet ittifaklarının bütün bileşenleri ile bunların dışında olan yüzlerce siyasi partinin beklentileri aynı. ( Ki bazı Kürd partileri da buna dâhiller ) Çantada keklik Kürd oylarına konma hayali kuruyorlar.

Ülkeyi kasıp kavuran akaryakıt fiyatları, yüksek enflasyona, hayat pahalılığı, göçmenlerin oluşturduğu sorunlar. ( Bu arada dünya göç gününde Afganlıları uçağa bindirip idama gönderenlere söyleyecek çok sözüm var amma neyse!) Adaletsiz gelir dağılımı, eşitsizlik, zulmün egemenliği, hukuksuzluk, eşitsizlik; demokrasi alanında batağın girdabına düştükleri için halkı cambaza bak diyerek Kürd sorununda 40 yıl yaptıkları gibi oyalıyorlar. 

Öte yanda yapılıp yapılamayacağı bile belli olmayan seçime doğru gidiyor muyuz; gitmiyor muyuz belirsizken, her şey hareket halinde, çürüme sürecinde ve ortalık toz duman.

Böylesi bir süreçte Kürd meselesi sorunların tam ortasında ve en tepede durmasına engel olamadıkları için ne yapacaklarını bilemez halde tam bir şaşkınlık ve panik içindedirler.

Aklı başında objektif düşünen sağlıklı kafaların “paniğe gerek yok” dediği ve Kürt faktörünün eninde sonunda devreye girmesi kaçınılmaz olduğu bilinci içinde ki şimdi tam da bu oluyor.

Evet, kabul etsekte etmesekte; içimize sindirsekte, sindirmesek de, ret ve inkâr duvara toslamış 40 yıllık yanlış politikalar çökmüştür. 

Şimdi iktidar ve muhalif partilerin hepsi, HDP’den ve İmralı’dan bir beklenti içine girmişler, giriyorlar. Ama ne tuhaf ki bütün gerçekliklere rağmen kimse Kürdlerin ve büyük temsilcileri HDP’nin beklentilerini sormayı ya akıl edinmiyor ya kale almıyor; ya da onlar ile konuşmaktan ödleri kopuyor. O yüzden bazı Türk yazarlar ve medya erbabı; “Kürtler adına HDP mi yoksa İmralı mı konuşma hakkına sahiptir?!..” Sorusunu sorup duruyorlar.

Köşemde Kürd meselesini yorumlayabilecek bilgi birikimi ve tecrübem var olmasına var da; Objektif gazetecilik yanım ağır bastı. Bu soru üzerine Kürd gazeteci ve yazar olarak görüşümü bildirmekten çok Kürdlerin görüşünü almak üzerime farz oldu: Kürd meselesini Kürdler ile konuşmayıp ahkâm kesenlerin aksine konunun uzmanı bir kaç Kürd ile konuşayım dedim. İşte o birkaç insanın ortak düşünce ve de yorumları:

“Kürtler vardır, var olduklarına göre Kürt sorunu da vardır. Ama bu konuda sorunun muhataplarından çıt çıkmıyor. Ne zaman ki sandığa gitmenin hesapları yapılıp, anketler ekranlara yansıdı; medya Kürdsüz Kürd’ü konuşmaya başlar. Öyle ya  nasıl oldu ise Kürdler anahtar ve dahi kilit parti olup çaktıkları için kerhen hatırlanmış oldular. 

Hiç kimse Kürdler üzerinden siyasi ahkâm kesmesin ve de Kürdler adına konuşmasın. 

85 milyon TC vatandaşı içinde en siyasi, en politik birey şüphesiz Kürdlerdir. Öyle ki, Son 40 yıl yok sayılarak, dövülerek, sövülerek, içkence görerek, hapsedilerek ve dahi öldürülerek iliklerine kadar her şeyi yaşayan ve öğrenen bir toplum oldu. O yüzden Türkiye’de aklı başında tek seçmen Kürd seçmenidir. Belki tuzu kuru, bir yerlerden beslenen yüzde 8-9 fire verir, verebilir. Amma yüzde doksan “kendime oy vereceğim” şiarı ile sandığa giden tek seçmendir. Bu böyle bilinsin. Öyle, kapatarak, hapsederek, dışlayarak; iktidar ve muhalefetin Kürd oylarına göz dikmeleri beyhude bir çırpınış, çaresizlik ve bekleyiştir. 

Bu ülkenin 2023’ten sonra geleceğini Kürdler belirleyecek buna her siyasi parti, sosyal çevre, devlet ve dahi komşu ülkeleri yönetenleri ve milletler kendilerini buna hazırlasınlar Kürdlere ve de kendi ülkeleri ile insanlarına en büyük iyiliği yapmış olurlar. Bölgede ve de Türkiye’de iç içe geçmiş halkların evlatlarını bir birine öldürterek sonuç alınmamış, alınmaz.  

Bu gerekçeler ışığında Kürd meselesinde ayakları yete basan, bütün tarafların kabul edeceği bir proje ve yol haritasına ihtiyaç duyulduğu göz ardı edilmemeli. Birlik, beraberlik, gerçek, samimi kardeşlik için buna tam da şimdi her zamandan daha çok ihtiyacımız var.

Ortadoğu; Türkiye’nin huzuru ve geleceği için tek yol yüz yıl önce inkâr edilip İngiliz oyunlarıyla suni sınırlarla 4 parçaya bölünerek bir birinden kopartılan 50-60 milyon insanın demokratik ve insani haklarını vermekten geçiyor. 

Geçmiş yüz yılda bu ülke, bu bölge ve bu coğrafya çok şey kaybetti. Yeni bir yüz yıl daha silah, kavga, savaş, gençlerin ve insanların ölümü ile zaman kaybetmenin hiç kimseye faydası olmaz diyerek uyarıyorlar. Ve de insani, vicdani görevlerini yerine getirenlere ben de bu yazım ile aracı oluyorum. Yetkisi olan her kesin ve de 85 milyon TC vatandaşı; 4 ülkeliyi yönetenler ile halklarının bu görüş ve çağrıya kayıtsız kalmamasını diliyorum.

Elçiye zeval olmaz. Kalın sağlıcakla.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları