NEREDEN NEREYE! YAŞANMIŞ BİR YOL HİKÂYESİ
NEREDEN NEREYE! YAŞANMIŞ BİR YOL HİKÂYESİ
M. Latif YILDIZ
-
Oğlum Ömer Whatsap ’tan bir video yolladı. “Tünelden geçiş.” “Hasankeyf tüneli” adını koymuşlardı. Tünelin geçtiği yol ile ilgili 65 yıl öncesinden başlayan yaşanmış bir yol hikâyem var. Bu gün siz okuyucularım ile bunu paylaşacağım.
Yıllar önce Difne boğazı adı verilen yol hikâyesinde yaşadığım onlarca anım gözümde canlandı. Difne yol hikâyem kısaca şöyle:
Batman, Hasankeyf, Gercüş, Midyat ve Mardin’e Hasankeyf üzerinden o yıllarda tek ulaşım güzergâhı Difne boğazı ( Üçyol ) olan köyde geçen yol ile tanışmam 1950’li yıllarında oldu. Difne Köyüne Gercüş yönünden Batman’a gelindiğinizde yolun sol tarafı kilometrelerce yükseklikte dağ kanyona doğru uzanan 2 – 3 km uzunluğunda kaya parçası ile karşılaşırsınız. Yüz yıllarca kaya dibi Difne geçidi ( Bina Late. Bihork’a Difne ) ismi verilmiş.
Söz konusu yolun tarihsel geçmişini Hasankeyf’in 25-30 yıldır Belediye Başkanı olan Abdulvahap Kusen’in bildikleri ile tamamladım. Hasankeyf - Bağdat İpek yolu gazelhanın asli yolu bin yıllar önce Reşiye (Karaköy’den) geçiyormuş. Yani bin yıllar önce kullanılan yol Mağaraların ortasındaki kalyondan Karaköy üzerinden geçerek Bane Sor ( Kırmızı toprak) bölgesinde Mervaniye ( Akyar ) köyünün karşısında Gercüş, Midyat, yoluna bağlanıyormuş.
Cumhuriyet döneminde ise araç yolu olarak tünel yapılan Difne geçitine paralel 2. Kalyondan geçermiş. Difne köyü altında Dicle vadisine dik inen 2. Kalyonun Hırbe İsmail denilen dereden geçerek Mervaniye köyü üzerinden Gercüş’e bağlanıyormuş.
Yaşamımda yer edinen Difne köyü yakınında kaya dibi yol hikâyem ise şöyle.
Yüz yıllar önce kaya kütlenin Hasankeyf’e Mervaniye’den (Akyar) köyünden su getiren kanalın yaya ve kervan yolu haline getirilmiş yol hikâyesini yazacağım. Hasankeyf – Bağdat yolunun farklı güzergâhlar hikâyesini ise başka bir yazımda dile getireceğim.
Batman’ı Mardin’e Hasankeyf üzerinden bağlayan Difne geçidinde kayanın dibi oyularak geçen yolun yüz yıl önce üç insan ve iki katır yan yana zor geçermiş. Bu satırların yazarı onlarca defa Difne boğazını yaya olarak bazen tek başıma bazen akrabalarım, bazen de dayım, amcam, dedemin katır ve eşek kervanları ile geçtim.
İloz ( Özler) ve Cimelin ( Kozlu ) köyünden gerek birey gerekse de toplu kervanlar ile Difne boğazı yolunu kullanırdık. Gercüş’ten Batman’a gelirken 2 kilometrelik ve 3-4 metrelik yolun hemen sağında dik 100 metreyi aşkın kalyona inen uçurum vardı. İlkokul 3 ten itibaren Gercüş’ten Batman’a yaya olarak gidip, geliyordum. Sonra kaya dibini yani Difne boğazının o tehlikeli yolunu genişleterek uçurumun bulunduğu tarafa 50 santimlik duvar ördüler.
Yol biraz geçişe elverişli hale getirildikten sonra tek tük olsa araçlar kullanıyordu. En çok ta Gercüş’ten sabah yolcu alıp Batman’a gelen; akşam olunca Gercüş’e dönen Azdinin kamyondan bozma otobüsü vardı ki köylülerin ve ilçe halkının Batman’a ulaşım sağlayan tek aracıydı. O yıllarda Hasankeyf köprüsü de henüz yapılmamıştı.
Yolcular Dicle’ye yüz metrelerce dikey uzanan kaya dibinin sığ yerinden ( Kürdçe adı bor olan) yaya ve kervan ile suyu geçerlerdi. Kış aylarında ise çarşının yanı başında El Rızk camisine yüz metre uzağında kaya dibine inişte yolgeçen hanının solunda yer alan rampada iskele kurulurdu. Azdin’in kamyon otobüsü ve yayalar coşan Dicle nehrini tahtadan yapılma kayık (sal) ile geçerlerdi. Kamyon otobüs ve kayık ile okulun tatil edildiği her Nisan ayında ( O zamanlar okullar Nisanda tatil olurdu) köye gider, Eylül ayında Batman’a geri dönerdim.
Yıllar sonra Hasankeyf köprüsü yapılınca Şahin ve Laguna aracımla kaya dibini biraz düzenlenmiş, genişletilmiş ve de asfaltlanmış yolundan geçme imkânım oldu. Nerden nereye dedikleri bu olmalı. Yolun tarihine eklenen tünelden geçişim ise henüz nasip olmadı.
Tünelden de nasip olup geçersem 65 yılık yol hikâyesini tamamlamış olacağım. İşte böyle değerli okuyucularım. Ömrümde yaşadığım bir yol hikâyesini oğlumun gönderdiği bir video sayesinde hatırlayarak yazmış oldum.