15 Haziran 2025 - Pazar

BABALAR GÜNÜNDE BABAM

BABALAR GÜNÜNDE BABAM

Yazar - M. Latif YILDIZ
Okuma Süresi: 5 dk.
M. Latif YILDIZ

M. Latif YILDIZ

-
Google News

Babam aydın, çağ ötesi düşünen alim, bilge kişilikti. Çocuk ile çocuk, genç ile genç, yetişkin ile yetişkin gibi diyaloğu kurabilen biriydi.    Ticarethanesi yeri geldiğinde medrese, yeri geldiğinde okul, yeri geldiğinde tıpkı üniversite anfsi idi. Köylü, şehirli, işçi, memur, melle, Seyda, Şeyh, Beg, Belediye Başkanı, yöneticilerin buluşma; küçük kürsü ve masalarda daire şeklinde otururlardı. Yerel, bölgesel, dünya meselelerini; günlük çevre ve de şehircilik olayları ile inanç sohbetleri yaparlardı. 23 yaşıma kadar bir çocuk, bir genç ve de öğretmen, gazeteci olarak sohbetlerini dinledim, izledim.
Dedem çok sertmiş, babamın kızdığına hiç şahit olmadım. Evde meydana gelen en büyük olaya bile sağ duyu, sakin ve sabır ile yaklaşıp sorunu anında hal ederdi. 
Bizi çok severdi. Kürd gelenek göreneklerin yanlış uygulamasının etkisi ile belki bizi kucağına alıp doya doya sevip, bizim ile oynamadı amma yaklaşımı ile sevgisini hissettirirdi. Ramazan ayında sahur yemeği biter bitmez Kuran’ını açar belagat arapça şivesi ile okur. Sonra mealini kendi Seyda ve bilge kişiliği ile yapar, ardında güzel bir yorum ( tefsir ) ile günün anlamına göre açıklama yaparak o yaşımızda eğitirdi. Ezan ile birlikte bize imamlık yapar bizle birlikte annem de o cemaatte yerini alırdı. 
Babam kadına çok değer verir, özellikle anneme çok geniş yetkiler verdi. Evin alışverişini annem yapardı. Her sabah evden çıkar çıkmaz “Emine deyne min çıkasa? (Enine bu borcum sana ne kadar?)” der ve de annem ne kadar nakit istese fazlasını verir öyle dükkana giderdi. Babam çok çalıştı, çok yoruldu, erken kaybettik. O ileri ve aydın ufku ile faki, medrese yerine bizi evindeki medresede islam dini, Kuran ve diğer ilim konusunda eğittiği gibi zamanın TC okulları demeden çocukları okul okusun diye çaba harcadı. Öyle ki Ortaokuldan sonra mesleki liselere girmek için sınavlar vardı. Ben ve rahmetli ağabeyimi Malatya Ziraat, Diyarbakır Öğretmen Okulu ve Elazığ Sanat okulu sınavlarına götürdü. Babam sadece bizim evin direği, kesemiz, bütçemizin merkezi ticareti ile güneydoğu şehirlerini arşınlayan çalışkan bir esnaf  değildi. O zamanlar Batmanda köyden ya da dışardan gelen misafirlerin otel ve lokanta gibi hem bir yerler yoktu, hem de ayıp sayıldığı için bahçe içinde bir oda, hol ve mutfağı misafir yeri olarak inşa etmiş; akraba, eş, dostu orada ağırlardı. O yıllarda misafirsiz tek günümüz geçmezdi. O muhteşem abideyi 10 Nisan 1980’de sere gir (eski cezaevi) mezarlığında annesinin koynunda toprağa verdik. Her 10 Nisan’da onun için mesleğim gereği duygu, düşüncelerimi makalem ile dile getiririm. 
Biliyorum günün anlamı açısından çok duygusal hem de içten bir bağ kurmak açısından çok kişinin anlamayacağı babalar günün ruh halini içindeyim. Kalpten gelen ses
ile diyorum ki; 
**Canım Babam,**
Sensiz geçen 55 yılda her Babalar Gününde, içimde tarifsiz bir boşluk var. Ama biliyorum ki sen kalbimde yaşıyorsun; hatıraların, sesin, bana kattıkların her an benimle. Senin bana “deli oğlum” diyen özel sevginle büyüdüm, öğrettiğin değerlerle hayata tutundum. Bugün hâlâ karar verirken, “Babam olsaydı ne derdi?” diye içimden geçiriyorum. Varlığını kaybetmemin üzerinden 55 yıl gibi  uzun süre geçse de etkin kalıcı ve sonsuz.
Bu Babalar Günü’nde çok uzakta olduğum için kabrine bir çiçek, bırakamasam da, bir yasin okuyamasam da duyduğum sevgiyi gökyüzüne yolluyor ve rahmet diliyorum. İyi ki Seydaye  Melle Abdulkerim benim babamdı, iyi ki senin evladın oldum.
**Seni çok özlüyorum. Babalar Günün kutlu olsun, Allah rahmet etsin...** Bütün babaların babalar gününü kutluyorum. ❤️

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları