05 Haziran 2021 - Cumartesi

ÇÖLLEŞME, ORMAN, AĞAÇ, SU VE KONYA OVASI

Yazar - M. Latif YILDIZ
Okuma Süresi: 8 dk.
M. Latif YILDIZ

M. Latif YILDIZ

-
Google News

          Sevgili okuyucular; coğrafya alanında lisanslı liselerde bu dersin hocalığını yaptım. 50 yıllık gazeteci olarak çevre, yeşillik, ağaç, tabiat, ekoloji, baraj, maden konularında yapılan yanlışların izini sürdüm, haber ve makalelerimle kamu oyuna bilgilendirdim.

          Bütün çabalara rağmen iktidarlar, egemenler, rantçılar bizi anlamadı. Ve bu gün geldiğimiz noktada bir haber dikkatimi çekti: TBMM Küresel İklim Değişikliği Araştırma Komisyonu’nda, maden izinleri nedeniyle katledilen ağaçlar gündeme gelmiş. Komisyonda açıklanan rapora göre 2015, 2016 ve 2017 yıllarında orman sahasını kapsayan alanlar için toplam 17 bin 900 madene izni verilmiş, 146 bin hektar (205 bin futbol sahası) alan orman niteliğini kaybetmiş. Bu kayıplara baraj, gölet, turizm, fabrika, konut vs. alanları da ilave edin o zaman cennet ülkemizin geleceğinin nasıl yok edildiğini anlarsınız.

           ‘Neden ormana gidiliyor?’

          Gazete haberlerinden edindiğim bilgiye göre TEMA Vakfı Genel Müdür Yardımcısı Hikmet Öztürk harita üzerinden verileri paylaşarak, şöyle demiş: “Türkiye’nin çölleşme riski bulunan bölgelerinin yüzde 29’u çok şiddetli, yüzde 23’ü de orta şiddetli derecede ‘ki bunun şiddetli hale gelme olasılığı yüksek’. Türkiye büyük risk altındadır.” 

          TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç da ormanları korumanın önemine dikkati çektiği konuşmasında şunları söyledi: “Diyelim ki bir tesis yapılacak ve ülkenin gerçekten ihtiyacı var, ona kimsenin itirazı olamaz ama Toprak Koruma Kurullarında görüyoruz. Neden Hazine arazisine doğrudan yapılmak yerine orman arazisine gidiyor? Yani burada bir sıkıntı var. Tamam, orman kendi eski haline geliyor ama çok uzun zaman alıyor biliyorsunuz. ‘Bir tane ağaç kesip üç tane diktik’ demeyelim, o bir ağaç yerine gelene kadar 100 yıl geçiyor.”

          İbrettir, Hasankeyf’in gömülmesinde büyük katkısı olan ve adı verilen Ilısu Barajının mucidi komisyon başkanı AKP’li Veysel Eroğlu; Ataç’ın sözleri üzerine araya girerek “Yok, bir tanenin yerine en az beş tane diktik” diyerek evlere şenlik bir savunma yapıyor.

          Değerli okuyucular, bu makaleyi yazmaya karar verince amacım Konyalı gazeteci olarak “Mavi Tünel”, Göksu nehrinin Konya Ovası'na aktarılmasını sağlayan tünel projesi ve ovanın çölleşmeye doğru giden tehlikeyi dile getirmekti. Söz konusu haberi okuyunca girişi felaketi çağrıştıran “Çölleşme” konusu üzerinde birlikte yazmayı uygun buldum. 

          Konya ovasını sulayıp, çölleşmesini en az yüz yıl öteleyecek olan “Mavi Tünel” için İlk etüt çalışmaları 1960 yılında ben Konya’ya gelmeden 10 yıl önce start almış. 1973’te bölgesel Yeni Konya; yaygın ( ulusal) Günaydın gazetelerinin temsilcisiyim. Kayınpederim Konya Ziraat Müdürlüğünde başteknisyeni görevinde. O günün Tarım Bakanı Bahri Dağdaş ile sınıf arkadaşı sulama projenin önemini ondan dinledim. 

          Bir yandan tünel, diğer yandan ovada mevcut hububat üretimini artırmak için uygulamaya konan “ birim hektarda verim artışı” projesinin de ( başakta dane artışı ve dolgunluk artırma projesi demektir) başına kayınpederim Esat Bey’i getirmişler. Gerek “birim hektarda verim artışı” gerekse de yapılmak istenen tünelin inşaatı için çokça haber yaptım, makaleler yazdım. Nihayet 2009 yılında tünel inşaatına başlandı. Nisan 2012 itibarıyla açılışı yapılan tünelden 22 Mayıs 2015 tarihinde ilk kez su akışı sağlandı. 

          Yani tünel 6 yıldır bitmiş. Bitmiş olmasına bitmiş ancak milyonlarca çiftçiyi sevindirecek, ülkeye ekonomik katkı sunacak Göksu suyundan Çumralı çiftçiye Beyşehir gölünden yıllardır verilen suya cüzi tünel suyu ilave edilerek verilmiş. 

          Oysa proje tamamlandığında Konya, Karaman, Ereğli, Nevşehir, Aksaray; yani iç Anadolu’yu kapsayacak proje ile Türkiye’ye başta hububat ve başka ürünler yetiştirilecek ve Konya ovasının çölleşmesi engellenerek kendi kendimize yetinecektik.

          Üzgünüm ki tünelin sulama suyu projesi kaplumbağayı aratan bir hız ile ilerliyor. Bu aksama yüzünden iç Anadolu çiftçisine gram su verilmedi. 2021 üretim sezonunda beklenen yağışlar da gelmeyince bu sene Konya Ovasında başta düden gölü ve yanındaki küçük göl kurudu. İklim krizi ve yeraltı suyunun düzensiz kullanmak Konya ovası tamamen bitiriyor. Kuraklık yüzünden hububat ürününde büyük oranında düşüş bekleniyor. Yağış rejimi de değişti; gökyüzünü kaplayan simsiyah bulutlara rağmen yeryüzüne damla yağmur yağmadı. Covit salgınına kuraklık eklenince ürün alamayan çiftçiler perişan. 5 Günlük Ankara- Konya seyahatim sırasında tarlaların, hububatın ve çiftçinin acıklı durumunu yakından gözlemledim.

          Değerli okuyucular. Size karşılaştırma yapmanız için biraz bilgi vereyim. 1970’te yani 51 yıl önce Türkiye’de buğday rekoltesi 21 milyon tondu. Bu rekoltenin büyük bölümü Konya ovasında üretilirdi. 51 yıl sonra yani 2019 yılında hububat üretimi 17,8 milyon tona inmiş. Türkiye’nin nüfusu 1970’te 35 milyon üretim 21 milyon. 2019 da nüfus 82 milyon üretim 17,8 milyon tona inmiş. 

          Nüfus artışına karşı hububat düşüşünün getireceği tehlike ortadadır. Türkiye’nin hububat ambarı Konya için zorlu ve pahalı bir proje olsa da yapımı için ekonomik ve siyasi engeller aşılarak Göksu nehrinden milyon dolarlar harcanarak MAVİ TÜNEL yapıldı. Sonunda 2015 te tünelden su aktı. 2019 da tünelden akan ilk sudan Konya şehir merkezine ve bir miktar Çumra’ya Beyşehir gölü sulama suyu olarak veriliyordu. Kuraklık nedeni ile o su da çiftçiye verilmez olmuş. 

          Peki, 6 yıldır yangın yerine dönen. Yağış rejimi kötü giden, yer altı suları tükendiği için obruklar oluşan iç Anadolu ovası sulama suyu proje neden bitirilmiyor ya da bitmiyor? 

          Türkiye’yi hububat açısından dışarıya avuç açmaktan ve yükselen döviz kurundan kurtaracak sulama ağı ne zaman bitecek merak konusu. Kurak geçen mevsim sonucu bıçağın kemiğe dayandığı bu günlerde çiftçiler feryadını duyurmak için Konya- Ankara yolunu trafiğe kapattılar. 48 yıl aktif gazetecilik yaptığım Konya’da çiftçinin feryadını ve Ormanlarımız keserek çölleşmeye yol açan projeleri dile getirmeyi görev bildim. Konya ve Karadeniz’den yüzde 75-80 oy alan AKP bu önemli ve ülke için hayati olan sulama projeyi tamamlamayı, ormanları yok etme projelerini durdurmayı düşünüyor mu? Sevgilerimle. 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları