RUH-Î VÎSAL
RUH-Î VÎSAL
Yusra AYDIN
-Bilinmez hiçlik
'Yan yanayız, yalnız ve dünyanın ortasında
Herkesiz ve hiç kimseyiz. Hiç kimse ve herkes... '
Girizgâhımı, Gökhan Özcan'ın bu değerli dizeleriyle yapmak istedim.
Sonu var olan ve aslında çoğu zaman sonsuz gibi gelen bir kâinata eşlik ediyor beden ve ruhlarımız. Bize dair özenilerek yaratılan şu kâinat birçok gizemi içinde barındırırken; biz, bu sonlu ve çoğu zaman sonsuz gibi gelen yanılgının hangi durağındayız.
Herkesleşen bir hiçiz. Bazen ise hiçlikten doğan bir herkes.
Biz neyiz?
Neredeyiz ?
Parmak izlerimiz, bizi eşsiz bir öz haline getirirken bunu duyumsayamamak hakikatimizi idrak etmede zor bir yol sunuyor bizlere. Yokuşlu bir görünüm elde ettiğimiz bu yolda varlığımıza, benliğimize uzaklaşıyoruz. Üşüyoruz, zorlandığımız bu yolda kendi gerçeğimizde üşüyor ve yalnız, bir başımıza bilinmez bir döngüde gidip geliyoruz. Durmadan, durmadan...
İhtiyacımız olan, içimizde var olan benliğimiz. Derinlerde küstüğümüz ahfamıza kavuşmamız bazen.
Bazenlere, keşkelere sığdırdığımız geniş bir anlamda eziyet gören kalıplarımız, görüş açımızı gün geçtikçe daha da daraltıp bizi bizden erteliyor.
Evet; Bizi, benliğimizden erteleyen yine biz değil miyiz? Yenik düştüğümüz benliğimizi toparlama vaktidir belki de :)
Haydi durma orda; yaklaş, yaklaş. Benliğine, özüne, biraz daha merhametle, şefkatle yaklaş.
Günün notu;
Unutma! Sen Rahman'ın özenerek yarattığı nefessin. Yaratılan olarak sonlu mücadelemizi pak bir şekilde sonuçlandır Rabbim .
Huzurunda bizi mahcup eyleme.
Rauf ismindeki gibi teselli ol ruhumuza, bedenimize.