GÜNÜMÜZDE YAŞAMAK
Çekilmez bir hâl alıyor dünya çoğu zaman.
Yusra AYDIN
-Zor geliyor yaşamak, varmak bir durağa, gittiği yoldan emin olarak; Zor geliyor. Adilce bir yaşam sürmek. İnsanların eşlik ettiği bu gezegende zor geliyor.
Her gün daha nasıl huzurlu bir yaşam sürebiliriz umuduyla gözlerimizi açtığımız o ânlar, aslında kötülüğün egemen olduğu bu dünyada umutlarımızı hayal kırıklığına uğratıyor. İnsan dışında hayal kırıklığına uğrayan değerlerde varmış. Bunu öğretiyor bu vakitler 'yaşamak' tam manasıyla.
Bir beklenti ile gözlerimizi açtığımız birçok ân, artık beklenti içerisinde de değil. Hiçbir şey olmasın düşüncesinde. Bir can daha kayıplara karışmasın, bomba sesleri dursun, eyleme geçmesin, birileri yaşasın istiyor. Dursun yalnızca insanlar. Doysun artık ruhları, kötülükten. Sussun onları yöneten nefisleri.
Bir tarafta durgunluk tam hakim olacakken başka bir taraf alevleniyor. Döngüye dahil mi bu da.
Hiç yapılmaması gereken ve insanlık dışı kötülük sayılan 'cinayet' herkesin karşılaşabileceği ve kolaylıkla yapılabilen bir eyleme dönüşür oldu.
Çözümü olan durumların dahi intiharla sonuçlanması değerlerimizin, bağlarımızın ne kadar zayıfladığını hatırlatıyor bu aralar.
'Bir insan neler yapabilir' sorusunu yöneltirsek şayet bu çağın insanına. Acı bir dönüşle yapamayacağı hiç bir şey yok diyebiliriz. Çünkü akılların dahi idrak etmede zorlanacağı kötülükler mevcudiyet gösteriyor bir tarafta. Diğer bir tarafta ise acziyetler, kusurlar bedenleri etkisiz bir hale getirebilme cesareti sunuyor. Emanet edilen uzuvlar, aidiyetimiz değilken ondan vazgeçebilme iradesi hangi depresyonun gölgesinde tek çözüm olarak varlığını sonlandırma kararına varıyor; Geride kalanları düşünmeden. Oysa cesaret mücadele ederek sunulmalıydı bize. Hayatını sonlandırabilme çaresizliğe ile değil.
'Ev' kavramına götürüyor bu olaylar beni. Çünkü günün sonunda vardığımız yer evlerimiz ve içinde ortak yaşam sürdüğümüz ailelerdir.
Sevgi dolu muhabbetlerin hasıl olacağı, kelimelerin birbirinden güç alacağı, acıların, zorlukların paylaşılacağı evler günümüzde ne kadar da soğuk. Yalnız ve sessiz. İletişimsizlik hâli en yakınlarımızın karakterini bile tanımamızda müşkül bir durumda bırakabiliyor. Teknolojinin gelişmesiyle değerler zayıflıyor. Her fert ayrı ekranlarda benliğini bulmaya çalışıyor yakınında bulunan varlıkları göz ardı ederek.
Günün notu;
Bireyselleşen neslimiz, kendini konumlandıramadığı kimliğiyle filtreli dünyalardan geçmeye çalışıyor. Yakınında bulunanlardan habersiz ekran arkasında sosyalleşmeye çalıştığı zannıyla yalnızlık yolunda aktifleşiyor.
Aktifleşen, parmaklarımız değil sözcüklerimiz olsun. Gün sonunda vardığımız evlere dönelim. Umutla. Sıcak bir kalple, sevgiyle.