SOYKIRIM'IN 233. GÜNÜ

Suskunlukların hapsedildiği edildiği bir döngü.

Rotanın değişmediği ve yine değişmekten çekinmediği, utanmadığı bir siyonist trafiğinde kalakalan hikayeler, acziyetler, çocuklarla donatılmış masumiyetler mevcut.

Mevcudiyetler, yokluklarla azalıyor gün geçtikçe.

Bedenlerin acı çekip etkisiz hâle getirilmesiyle, galip olabileceğini düşünen bir düşünce kıtlığı var.

Oysa insan yalnızca beden değildir.

Her insan, ayrı bir alemdir. Alem niteliğinde olan bir varlığın değersiz bir muamele ile bu dünyadan bağını koparmak zorunda kalındığına şahit oluyoruz.

Aylarca, günlerce, dakikalarca...

Ortak değerlerin, tüm dünyaya yansıtıldığı ancak bunu savunan kitlenin yanından bile geçmediğini görüyor, hissediyoruz.

'Evrensel' kelimesinin yanlılığına şahit olup mücadelemizi tamamlayamıyor, hayata devam etmek zorunda kalıyoruz.

Güç ve soya bağlı yaşayış gösteren bu tarz topluluklar, geleceklerini garanti altına alacağını düşünürken varlıklarını daha da acı verici bir azaba yaklaştırdıklarının farkında değiller.

'Güvence' adı altında kullandıkları sözleri bile tutamıyor, yalanlıyorlar.

Hangi taraftan bakarsak bakalım iyi olana dair bir sıfat barındırmıyor 'insan' adı altında yaşayan bu varlıklar.

Koca bir boşluğa mahkum edilmiş bir durumda olduklarından habersiz; o boşluğu, başka insanların huzurunu bozarak doldurmaya çalışıyor hatta çabalıyorlar.

Tarihe bir dönüp bakınca, Nazi soykırımından farksız bir döneme şahit oluyoruz. Değişen, yalnızca medeniyet ve maalesef tüm dünyayı düşman yapabilecek potansiyele sahip IRK hakikati.

Acı olan şu ki; Tarih arşivlerinde kendi insanının bile büyük bir soykırımdan geçtiğini en iyi şekilde bilen bu topluluk, kendi tarihindeki acıya bile saygı duymadan daha beterini, teknolojinin geliştiği bu dönemde utanmadan, vicdansızca, arsızca sürdürebilme cesaretinde bulunuyor.

Tarihte 'kristal gece' şeklinde adlandırılan bu soykırımda bile birçok yönetici, insanlığa karşı işlenen suç ve zulümden yargılanabiliyorken gelişmişliğin, iletişim ve teknolojinin en üst seviyede olduğu bu dönemde yitip giden onca insan için nedense hiçbir maddi eylem uygulanmıyor.

Mesele; bir yahudiye , müslümana verilen değer de değil.

Mesele , göz göre göre Sivil bir İNSAN'IN güvenliğinin sağlanamaması. Bebeklerin, kadınların, yaşlıların, güvenlik arz eden hastane ve refah bölgelerinin dahi vahşice yok olması.

Günün notu;

Vicdan sahibi olmanın zorlaştığı ahir zamana eşlik etmek.

İnsanlığın sıfırlanıp canileştiği bir döneme şahit olmak.

Katında küçük bir yer olan dünyamızda zulüm altında kalan, zor şartlarda kendini savunamayan kardeşlerimizin yardımcısı ol Allah’ım.

Kısık sesleri yükselt.

Zalim topluluğun azabını arttır.