06 Haziran 2023 - Salı

TOPLUMDAKİ EĞİLİM VE GERÇEKLER..

TOPLUMDAKİ EĞİLİM VE GERÇEKLER..

Yazar - AZİZ ARSLAN
Okuma Süresi: 11 dk.
AZİZ ARSLAN

AZİZ ARSLAN

-
Google News

 

Aile, sadece dünya hayatıyla ilgili bir yaşama biçimi değildir. Onun olumlu olumsuz sonuçları âhirete de uzanır.

İslam Dini, her alanda olduğu gibi evlilik konusunda da, ince eleyip sık dokumaktadır. Çünkü aile, İslam toplumunun can damarı, sarsılmaz temeli konumundadır. Aile yapısı ne kadar sağlam olursa, toplum o denli sağlam ve sağlıklı olur. Ailenin temel taşları, dikili direkleri ise Anne ve Babadır..

Gençlerimizin eş seçme, aile kurma noktasından ve giderek zorlaşan hayat şartları içinde, bütün sonuçlarıyla birlikte meseleyi değerlendirdiğimizde, Sevgili Peygamberimiz “Sen dindar olanını seç!” tavsiyesinin bakış açısının neresindeyiz..

Medine ve  Mekke devrinde, Cahiliyye’nin yük olarak gördüğü ve bu yüzden kuyulara attığı kız çocuklarını İslam, kendilerini koruyanları Cennet’e ulaştıran ilahî bir emanet olarak kıymetlendirdi. Babanın ya da annenin Cennet’e girmesine ya da ondan ebediyyen mahrum olmasına sebep olabilecek bir emanet hükmünü aldı bütün kızlar…
Tek ölçüsü zenginlik olan bir baba, dünyalıklara tamah ederse Allah Teala’dan kendisine emanet olan kızını ömür boyu acı çekeceği dipsiz bir kuyuya atar. 
Kız çocuklarını diri diri gömülmekten kurtaran Peygamber-i Ekber aynı zamanda onları servetin ve şöhretin esiri olmaktan da muhafaza etti. En mesud hanelerin nasıl kurulacağını bizzat zengin sahabilerden evlilik teklifi alan Fatıma binti Kays’a, “Kölenin oğlu Usama b. Zeyd’le evlen!” diyerek gösterdi. Onun izinden yürüyen babalar damatların parasına değil ahlakına baktı. Sultanları, veliahtları geri çeviren babalar, kızlarını velîme vermeye parası olmayan ahlak ve fazilet sahibi damatlarla evlendirdi..

Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimizin sünneti. Rabbimiz “Bekarlarınızı evlendirin.. buyuruyor; buradaki “evlendirin” ifadesi bir yönüyle gençleri, kimsesizleri evlendirmek, yetki sahibi olan kişilerin bu anlamda öncülük etmesi anlamına geliyor..

İslam’la, fakirlikten ya da soydan dolayı evlilik teklifi reddedilen erkeklere moral geldi. Cüleybîb gibi dünya malı cihetiyle de, güzellik cihetiyle de fakir olanların önü açıldı. İnsanlardan da, evlenme teklifinde bulunduğu kadınlardan da bir rağbet görmeyen Cüleybîb bu yüzden evlenememişti. Allah Resûlü onu evlendirerek insanların hayata bakışlarında fiili bir mevzi daha kazanmış oldu. Bu yüzden bir gün Ensar’dan birine “Kızına talibim!” dedi.
Allah Rasûlü’nün, kızını kendisi için istediğini zanneden sahabî,
– Emrin başım gözüm üstüne Ya Resulallah! diyerek sevincini izhar etti.
Allah Rasûlü ise şöyle devam etti:
Onu kendim için istemiyorum.
O halde kim için Ya Rasulellah.
Cüleybîb için…
– Annesiyle istişare etmem gerekir.
Sahabî daha sonra kalkıp hanımının yanına gitti. İçeri girer girmez hanımına şöyle dedi:
– Allah Rasûlü kızını nişanlamak ister.
– Tabi ki, başım gözüm üstüne.
– Kendine değil, Cüleybîb’e…
– Cüleybîb’e mi? Cüleybîb’e ha! Demek Cüleybîb’e.. Hayır! Allah’a yemin olsun ki kızımı onunla evlendirmem.
Sahabî, Allah Rasûlü’ne varıp eşinin bu ifadelerini bildirmek için ayağa kalkmak istediğinde, konuşmaları duyan kız, “Bana kim talip oldu?” diye sordu. Annesi kızını durumdan haberdar edince Peygamber-i Ekber’in ölçülerine göre neş-u nema bulan kız şöyle karşılık verdi:
“Allah Rasûlü beni birine münasip görüyor, siz de buna karşı çıkıyor, O’nun teklifini geri mi çeviriyorsunuz? O beni kime uygun gördüyse, siz de Onunla evlendirin. Zira O bana kıymaz.” Kız, Allah Rasûlü’nün teklifinin geri çevrilmesinin nasıl bir felaket olacağını ifade noktasında şu ayeti okudu: 

“Allah ve Rasûlü bir iş hakkında hüküm verdiğinde, mü’min olan bir erkekle mü’min olan bir kadına, artık o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah’a ve Rasûlü’ne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.” (Ahzab Süresi: 36) 

Kızının; kavmiyetçilik ruhunu gömen, İslam aşkını dirilten ifadeleriyle kendine gelen baba, Allah Rasûlü’ne gidip, olanlardan Onu haberdar etti.
“Sizin ‘Münasiptir.’ dediğiniz, bizce de münasiptir. Kızımızı Cüleybib’le evlendirebilirsin, ya Rasulallah!” dedi.
Allah Rasûlü, “Allahım! Onun üzerine hayırlar yağdır. Kendisine sıkıntısız bir hayat nasib et!” diye dua etti..


Yaşadığımız bu asırda...

Zaman ve mekan itibariyle, 2023 yılı zarfında olma hesabıyle, hayat, sevinçler ve üzüntüler halinde devam ettiğine göre,
Giderek zorlaşan hayat şartları içinde daha dindar insanlara ve onların meydana getirdiği ailelere ihtiyaç olduğu gün gibi âşikârdır.

Hiç kuşkusuz eş seçimi, dost seçiminden çok daha önemlidir. İnsanın en çok etkisinde kaldığı kişilerin başında eşi gelir. Böyle olunca dünya ve âhiret mutluluğu peşinde olanlar için eş seçimi, iyilerle beraber olma niyetinin en ciddi göstergesidir. Eş seçiminde dikkatli davranmayanın dost seçiminde dikkatli olacağını düşünmek mümkün değildir.

Toplumdaki bir gerçeği tesbit etmek, Hemen hemen her devirde evlenecek kimselerin eş seçiminde ölçüleri aynıdır: - "Güzellik, soy-sop, mal ve dindarlık-... Önce gerçeği böylesine ortaya koyan Sevgili Peygamberimiz, bütün sonuçlarıyla birlikte meseleyi değerlendirdikten sonra, “Sen dindar olanını seç!” tavsiyesinde bulunmaktadır..

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Kadın dört sebepten biri için alınır: Malı, soyu, güzelliği ve dindarlığı. Sen (diğerlerini geç), dindar olanı seç. (Aksi halde) sıkıntıya düşersin.” 

(Buhârî, Nikâh 15, Müslim, Radâ 53. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Nikâh 2; Nesâî, Nikâh 13; İbni Mâce, Nikâh 6)


Îmâm-ı Şâfiî (rah) Şöyle Derdi..
 “Şu üç kesime değer verip yüceltirseniz onlar Size gereken hürmeti göstermezler..
Fakât onlara fazla yüz vermezseniz, size değer verirler..
Bunlar; Kadın, Hizmetçi ve Nabatlılardır.”

Şimdi hayata tercübe edilmiş ve altı çizilmiş bilgilere bir göz atalım..

Arap Kadınları, Kızlarını Evlendirecekleri Zaman..

Şu Şekilde Kocalarını denemelerini kızlarına öğretirlerdi..

 “Yavrucuğum! zifafa girmeden önce Kocanı dene! mızrağının dipçiğini çıkar. Eğer buna ses çıkarmaz ise kalkanında et döversin. 
Şâyet buna da, Bir şey demezse, kılıcıyla kemik kırarsın. 
Buna da sabır gösterirse, Sırtına semeri vurup Üzerine binersin. Çünkü O, Tam Bir Eşektir!”

Arapların Hikmet Ehli Zâtlarından Esma b. Hârice el-Firâzî.. 
(Buradaki Esma ismi babaya ait bir erkek ismidir.) 
Evlenip, zifafa girecek olan kızına şu öğütlerde bulunur..

 “Yavrucuğum! Eğer Annen hayatta olsaydı, O Seni benden daha iyi terbiye edebilirdi..
Annen olmadığı için şu anda seni benden daha iyi terbiye edecek kimseyi bulamazsın.!

Sözlerimi iyi dinle, Artık doğup büyüdüğün yuvadan Çıkıyorsun, Hiç tanımadığın birinin Hayat Arkadaşı Olacaksın... 

Sen ona, Yeryüzü gibi ol, 
O da sana gökyüzü gibi olsun..

Sen ona istirâhat yeri ol, 
O da sana direk olsun..

Sen ona câriye ol,
O da sana köle olsun.. 

Bir şey isterken çok ısrârcı olma ki, Sana kızmasın. 
Ondan fazla uzak kalma ki, Seni unutmasın.
Sanden uzaklaştığında, Sen ona sokul, uzak durduğunda sen de, Belli bir mesafede dur. Onun burnunu, kulağını ve gözünü kötü şeylerden koru. Kocanın burnu senden sadece Güzel kokular koklasın, Kulağı sadece güzel Sözler işitsin ve Gözü sana baktığında Sadece Güzellikler görsün..”

Arapların ileri gelen kabilesinden biri oğluna şu tavsiyelerde bulunur, “Şu Altı Sınıf Kadın ile Evlenme.!

Fazla Şikâyet, Minnet Eden,
Keskin Bakışlı Olan, 
Çok berrâk olan ve çok konuşan Kadın.”

Bu Sözülerin Açıklaması Şöyledir:

Fazla şikayet kadın çoğunlukla kişinin başına belâ olur. İnlemesi sızlanması ve şikâyetleri hiç bitmez.

Fazla minnet eden kadın kocasını hep minnet altında bırakır, “Sana şunu bunu yaptım, Şöyle yapacağım, böyle yapacağım..” der durur..

Keskin Bakışlı Kadın Keskin Bakışları ile Gördüğü her şeye yönelir ve Her şeyi almak ister canının istediği herşeyi alması için kocasına baskı yapar.

Çok berrâk Kadın ise yüzündeki güzellik 
iki manâya gelir. Birincisi; yemek konusunda huysuz olan veyâ ahlâkının kötülüğü sebebiyle herkesin gözüne batan ve kafa şişirir, sivri dilli ve ağzı bozuk olur.

Bu konuda nâkledilen bir Rivâyette şöyle denilir:

Allahû Teâlâ CC Hazretleri; 
Sözü uzatarak konuşan geveze kimselere gazâb eder!

[Tirmizî, Birr, 71; Ahmed, Müsned, II, 369; İbnu Hibban, Sahîh, No: 482; Begâvî, Şerhu’s-Sünne, No: 3395; Ebû Nuaym, Hilye, III, 97.]


İslam, evliliğin uzun ömürlü olması için iyi bir eş seçiminin yapılmasını esas alır. Yuvanın huzur, uyum, mutluluk ve karşılıklı güvene dayanan prensipler üzerine bina edilmesi için, bu yuvada din unsurunun ön planda olması gerekir. Çünkü din unsuru, insan yaşlandıkça artar, güzelleşir, gelişir ve bağları kuvvetlendirir. Oysa zenginlik, güzellik, soy-sop gibi unsurlar, hem geçici hem de insanın kibrini artırdığı için, huzursuzluğun temel nedeni sayılmaktadır..

Üstad Bediüzzaman’ın ifâdesiyle,
Risale-i Nur Külliyatı, Lem'alar, Yirmi Dördüncü Lem'asinda ifade buyurduğu..

“Şer'an koca, karıya küfüv olmalı, yani, birbirine münasip olmalı. Bu küfüv ve denk olmak, en mühimi, diyanet noktasındadır.” 


Bediüzzaman Hazretleri, bu meseleye temas ederken şöyle der:..
saadet kurumunda kadın ve erkek dindarlıkta, güzel ahlâkta ve Allah korkusunda birbirine denk olmalıdırlar. Ebedî hayatta eşini kaybetmemek için, eşinin dindarlığını örnek alan ve eşini dindarlığı ve güzel ahlâkı için seven erkek, dünya-âhiret elemsiz mutluluğu yakalamış demektir. Kocasının dindarlığına bakıp, ebedî hayatta kocasını kaybetmemek için Allah korkusuna ve takvâya giren kadın da bahtiyardır, ebedî mutluluğa ulaşmış demektir.

Güzel görüp güzel düşünme ve hayattan lezzet alma, şuuraltıyla..

Selam ve dua ile...

#
Yorumlar (3)
Zekeriya Kaya
08.06.2023 11:27
Bir kadını;yetistiriseniz bir toplumu,bir ülkeyi yetistirirsiniz. Gayet güzel tespitler...
Mek
07.06.2023 19:12
Çok güzel bir yazı kaleminize sağlık olsun
Metin
07.06.2023 18:19
Allah razı olsun Aziz hocam gayet güzel bir yazı olmuş
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları