03 Ekim 2023 - Salı

ŞÜKÜRSÜZ ASİLER

ŞÜKÜRSÜZ ASİLER

Yazar - AZİZ ARSLAN
Okuma Süresi: 4 dk.
AZİZ ARSLAN

AZİZ ARSLAN

-
Google News

Bu asrımızda insanların hayatlarında dünyevileşmenin tavan yaptığı turnusol kağıdı gibi bakışların, yürüyüşlerin, hayat tercihlerinin değişmesinin tek sebebi, insanlara verilen ve sahiplendiği mal mülk nimetlere güveniyor oluşularıdır. Nimetler bollaştıkça ruhumuz daha da asileşiyor ve daha da şımarıyor. Evler, arabalar, banka hesapları, kredi kartları, alış-veriş siparişler, sosyal medya şöhret boy boy resimler alkışlatırıyor ve alkışlayan şak şakçılar adeta dolup taşıyor. Elleri kırılırcasına alkışlıyorlar, alkış tufanı kopuyor. Ama verilen nimetlerin sahibine ne bir teşekkür ve ne de bir şükür.

Dünyevileşen bu asilere Cüneyd-i Bağdâdi'nin bu ifadeleri kulaklara küpe olacak cinsten:
"Cüneyd-i Bağdâdi'ye, "şükür nedir?" diye sorarlar. Hazret de, "verdiği nimete güvenip, Allah'a asi olmamaktır" diye cevap verir."

Şükür sözlükte kadir ve kıymet bilmek, takdir etmek, tebrik etmek, teşekkür etmek, iyiliklere karşı memnuniyet göstermek, memnun olduğunu bildirmek hissettirmek ve insan, külli istidadı, harika cihazları ve mükemmel duygularıyla, bütün kâinatı kucaklayacak bir mahiyettedir. Aynı zamanda insan, Allah’ın bütün isim ve sıfatlarına en cam'i bir aynadır. Bu açıdan Allah insana külli bir niyet ve dua kapısını açmış ki, sonsuz nimetlere karşı böylece şükürde bulunabilsin ve nimetleri korumak ve elimizden çıkmaması, geri alınmaması için sahibine yalvarmak ve kulluk etmektir. 

Şükretmemizi gerektiren Ayeti kerime şöyle buyuruyor:
 “Allah’a ibadet et ve şükredenlerden ol!” 
(Zümer Suresi Ayet -39/66) 

Şükür konusunda, Bediüzzaman Hazretleri şu ifadeleri buyuruyor:
“Eğer desen: “Şu küllî, hadsiz nimetlere karşı, nasıl şu mahdut ve cüz’i şükrümle mukabele ederim?”
Elcevap: 
Küllî bir niyetle, hadsiz bir itikat ile… Meselâ nasıl ki, bir adam beş kuruş kıymetinde bir hediye ile bir padişahın huzuruna girer ve görür ki, her biri milyonlara değer hediyeler, makbul adamlardan gelmiş, orada dizilmiş. Onun kalbine gelir: “Benim hediyem hiçtir, ne yapayım? ”Birden der: “Ey seyyidim! Bütün şu kıymettar hediyeleri kendi namıma sana takdim ediyorum. Çünkü sen onlara lâyıksın. Eğer benim iktidarım olsaydı, bunların bir mislini sana hediye ederdim.” İşte hiç ihtiyacı olmayan ve riayetinin derece-i sadakat ve hürmetlerine alâmet olarak hediyelerini kabul eden o padişah, o biçarenin o büyük ve küllî niyetini ve arzusunu ve o güzel ve yüksek itikat liyâkatini, en büyük bir hediye gibi kabul eder. Aynen öyle de; âciz bir abd, namazında “ettâhiyyatu lillah” der. 
Yani: Bütün mahlûkatın hayatlarıyla sana takdim ettikleri hediye-i ubudiyetlerini, ben kendi hesabıma, umumunu sana takdim ediyorum. Eğer elimden gelseydi onlar kadar tahiyyeler sana takdim edecektim. Hem Sen onlara, hem daha fazlasına layıksın. İşte bu niyet ve itikat, pek geniş bir şükr-ü küllîdir…” dedi.
(Risale-i Nur - 24 Söz)”

Bu açıdan sosyal yaşamın her alanında teşekkür ve şükür etmenin var olduğunu. Bütün bu harika nimetlerin şükrü iktiza edilmediği taktirde şu ifadeleri söylemek yerinde olsa gerek.

Vay dünyevileşmiş asiler.

Vay mala mülke güvenen asiler.

Vay şükürsüz asiler.

Bu asilerin fıtratları ve potansiyelleri açılmayan veya çeşitli etkenlerle bozulan insan, ne insanlara teşekkür ne de Allah’a şükür edebilir.

Yüce Rabbimiz, bizlere bahşettiği her nimete şükür edebilenlerden eylesin!. Üzerimize nimetini tamamlasın. Amîn.

#
Yorumlar (2)
03.10.2023 17:33
nimet şükür görmese çekip gider. Güzel yazı Allah razı olsun
03.10.2023 14:52
Allah razı olsun Aziz Arslan, dikkat çekici bir makale.. başarıların devamını diliyorum.
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları