SIRADANLAŞMIŞ GÜNAH (RİBA) FAİZ
SIRADANLAŞMIŞ GÜNAH (RİBA) FAİZ
AZİZ ARSLAN
-
Faiz yasağı islam dininin koyduğu bir emirdir. Alınması, verilmesi, azı-çoğu hepsi haramdır. Faizin islami açıdan yasak olduğunu bilmeyenimiz yoktur. Faiz (Riba), bu asrımızda insanların hayatlarında sıradanlaşmış, önemsenmeyen ve hiç günah değilmiş gibi vahim bir hatanın içinde olmakla birlikte, aynı zamanda Kur’an ve Sünnet’in ruhunu ve maksadını da ıskalamaya yol açmaktadır. Peygamber Efendimiz (sav), Veda Hutbesi’nde faizi ve faizciliği cahiliye âdeti olarak ifade etmiş ve Allah’ın sevmediği ve yasakladığı bir şeyi hoş görmemek. diye bildirmiştir. Zaten İslâm’ın esasının temelinde bu değil midir? Bu açıdan riba, yani faiz, büyük günahların en büyüklerinden bir tanesidir. Faiz'in işleyişi bütün toplumu etkileyip, insan fıtratını bozmaktadır.
Bediüzzaman Hazretleri, Risale-i Nur Külliyatından şu ifadeleri buyuruyor.
"Şu riba taşını altından çeksen, şu zalim medeniyet kasrı çökecektir."
(Asar-ı Bediiyye)
Birinci kelime:
"Ben tok olayım, başkası açlıktan ölse bana ne."
İkinci kelime:
"Sen çalış, ben yiyeyim."
(Sözler - yirmi beşinci söz, birinci şule.)
İşte ribâcılar, faizle hayatını geçiren bir adam diyor ki, "Siz çalışın, ben de sizin çalışmanızın neticesi olan şeyleri faizden elde ettiklerimle alıp yerim." Kısacası, "Sen çalış ben de yiyeyim." demektedir.
Cabir (ra) şöyle dedi:
“Rasulullah (sav), faiz yiyene, yedirene, faiz muamelesini yazan kimseye ve bu muamelenin şahitlerine lanet etti! ve:
‘Onlar günahta eşittir!’ buyurdu.” (Müslim)
Bu bilgiler ışığında, Cenab-ı Allah, ribânın, insanların koyduğu kurallarla değil, ilâhi hükümlere dayalı olarak hareket etmesini ister. Eğer Allah yasaklamışsa o eylemi yapmayacaksın. Kur'ân-ı Kerim, azı ve çoğu hakkında bir ayırım yapmaksızın ribayı şu âyetlerle mutlak olarak yasaklamıştır:
"Allah alış-verişi helal ve faizi ise haram kılmıştır" (Bakara Suresi Ayet - 2/275);
Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve (câhiliyette işledığiniz) faiz hesabından arta kalanı bırakın; eğer gerçek müminler iseniz. Yok eğer bu faizi terk etmezseniz; bilin ki, Allah`a ve Peygamberine karşı bir harbe girmiş olursunuz. Eğer ribâdan tevbe ederseniz, ana paranız sizindir. Böylece ne zulmetmiş ve ne de zulme uğramış olursunuz" (Bakara Suresi Ayet 2/278, 279)
Zihinlerde daha kolay anlaşılabilmesi için şu örneği verelim:
Allah emrettiği için ve üzerimizde farz olan namazlar ve tuttuğumuz oruçlar hiçbir zaman orucu perhiz yapmak için ve namazı bedensel faydalarını keşfedip aerobik hareketleri yapmak için yapılmaz. Allah’ın emri “emr-i ilahi” olduğu için yapılır. Rabbimiz, helâl ve haramı bildirmekle kalmamış, helâl sınırlarını, harama göre daha geniş tutarak harama ihtiyaç duyma veya mecbur kalma gibi ihtimalleri de ortadan kaldırmıştır. Böylece insan dünyalık bir ihtiyacını karşılamak için günah işlemesi gerekmiyor!.. Bankaların dönem dönem yayınladıkları, “Hoş geldin fâizi!” ile fâizi hoş görme çabaları; ev, araba veya ihtiyaç kredilerinin had safhaya ulaştığı bu zamanda ilâhi sınırların farkında olmak ve hassas davranmak gerekiyor mu?
Ebû Hureyre`den, Hz. Peygamber`in şöyle dediği nakledilmiştir: "Mirac gecesi, karınları evler gibi (büyük) olan bir topluluğun yanına geldim. Onların karınlarında dışarıdan görünen yılanlar vardı. Cebrâil (a.s)`e bunların kimler olduğunu sorduğumda; Bunlar faiz yiyenlerdir" cevabını verdi." (İbn Mâce)
Resûlullah (sav), şöyle buyurdular:
"İnsanların üzerine öyle bir zaman gelecek ki malı helâlden midir haramdan mıdır umursamadan alacaktır" (Buhâri)
Bir gözü kör olan kimseye "Diğer gözünü de kör et!" Bir kulağı işitmeyen kimseye "Diğer kulağını da kopar at!" denilir mi?
Faiz alma konusunda ısrar etmek, Allah'la ve Peygamberiyle savaşa giriştiniz, ayeti kerimenin uyarısı unutulmamalı.
Siz, siz olun faizin tozundan dahi uzak durun.
Vesselam.
