27 Şubat 2024 - Salı

EL-BİRÜNİ BİLİMLE UĞRAŞMA SEBEBİM, ALİ İMRAN SURESİ 191 AYETTİR

EL-BİRÜNİ BİLİMLE UĞRAŞMA SEBEBİM, ALİ İMRAN SURESİ 191 AYETTİR

Yazar - AZİZ ARSLAN
Okuma Süresi: 4 dk.
AZİZ ARSLAN

AZİZ ARSLAN

-
Google News

 

Ülke olarak ilim ve bilimin neresindeyiz!!!

İslam ülkeleri tarih boyunca ilim ve bilim ile uzun bir dönem iç içe olmuşlardır. İslamın yoğun bir şekilde yayıldığı ve İslam ülkelerinin yükselişte olduğu orta çağlarda, özellikle 8. ile15. yüzyıllarda İslam topraklarında birçok bilim insanı yetişmiş, pek çok bilimsel faaliyetler yapılmış ve İslam dünyası bilim, teknoloji, kültür ve sanat gibi bir çok alanda dünyanın diğer devletlerini geride bırakmıştır.

Tarihi geçmişe baktığımızda müslümanlar kendi iç meseleleri, taht ve mezhep kavgalarıyla boğuşurken, devlet kurup devlet yıkmayla meşgul olurken, ilmi sahada çalışmalar azalmaya yüz tutarak, bu olaylardan dolayı medreselerde pozitif ilimler, fen bilimleri okutulmamaya ve eğitim-öğretimin iflas çivisi çakılarak ilim ve bilim sonlandırılmıştır. Alim ve Ögretmenlere gerekli önem verilmeyip, çalışma sahaları kapatılmış ve bireysel veya zaman zaman bilimsel gelişmelere açık olan ilmi mektep ve medreselerinin de içi boşaltılarak avrupalıların ekmeğine yağ sürülmüştür. Bu sonuçla avrupa ülkeleri her alanda hızlı yol alması ve gelişmesine islâm ülkeleri yetişemediği gibi elindeki nimetini de Avrupa ülkelerine kaptırdığının farkına bile varmamıştır.

Daha sonra aklı başına gelen müslüman ülkelerin nihayetinde kendi mirasımız olan ve mirasımızın sayesinde zenginliğe ulaşan avrupalılardan teknoloji ve tekniklerine muhtaç kaldığımız bir dönemde müslüman ülkelerin içindeki batı hayranları ve taraftarları da boş durmayarak müslüman gençlerini bozacak şeyleri de transfer etmeye başladılar. Oysa müslümanlar sadece ilim-bilim almaları gerekiyordu. Bizim eski alimlerimizin, arapçadan latinceye çevrilmiş eserlerinin kopyasını bile avrupalılardan istemek zorunda kaldılar. Müslümanların kendi mirasına sahip çıkamamış olmanın ızdırabı ve üzüntüsü kalpleri yararcasına, eski neslin yeni nesle bir ihaneti olmuş gibi görülmektedir.

İlim ve bilim evrenseldir. Dolayısıyla biz bu çağın insanıyız. Bu nedenle evrensel bilimin ve ilmin hazinesinin yolu Kur'an'ın iliminden geçtiğini ve Kur'an'ın ışığıyla saklı hazinlerin ortaya çıkabileceğinin bir örneğinin kanıtı olan, Bilim insanlarından, El-Birüni bilimle uğraşma sebebim, Ali İmran Suresi -191ayettir buyurmuştur.

Âl-i İmran Suresi 191 Ayet şöyle buyurmakta:
“Onlar ki ayakta dururken, otururken ve yatarken Allah'ı anar, göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde inceden inceye araştırır düşünürler ve derler ki: 
“Ey Rabbimiz! Sen bunların hiçbirini anlamsız ve amaçsız yaratmadın. Sen yücelikte sınırsızsın! Bizi ateş azabından koru!” diye buyurmaktadır.

Bu açıdan ilimin ve bilimin ne kadar müslümanlar açısından önemli olduğunu Bediüzzaman Said Nursi'nin Risale-i Nur eserlerinde ilim ve bilim kavramlarının önemli bir yer tutuğunu ve bu asrın bilim asrı olduğunu belirtmiştir. Bu bağlamda Bediüzzaman Said-i Nursi şöyle ifade buyuruyor:
"Elbette nev-i beşer âhir vakitte ulûm ve fünuna dökülecektir, bütün kuvvetini ilimden alacaktır. Hüküm ve kuvvet ise ilmin eline geçecektir." buyurmuştur.

Ülke olarak ilim ve bilimin neresindeyiz...
Şu bakımdan anlıyoruz ki, Cenab-ı Allah, herkese çalıştığının karşılığını verir. Kur'an'ın emirlerini kim hayata geçirip uygularsa; Allah ona yardım eder. Velev ki bu gayr-i müslim dahi olsa. Çalışan kazanır. 

Selam ve dua ile.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları