DAVETİNE İCAP EDİLMEYECEK KİMSELER
DAVETİNE İCAP EDİLMEYECEK KİMSELER
AZİZ ARSLAN
-
Helâl ve haram arasındaki mesafenin daraldığı, istikametli bir hayatın güçlestiği bu zamanda, çok dikkatli ve titiz hareket etmemiz gerekmektedir. Bilindiği gibi, sanat, ticaret, ziraat gibi geçim yolları akla gelen ilk kazanç vesileleridir. Faiz, rüşvet, karaborsacılık gibi yollar ise gayrimeşrudur ve haramdır. Helâlinden kazanmak ve meşru yollarda harcamak hedefimiz olmalıdır.
Hadîs-i şerifte, "Helâl yoldan kazanç aramak her Müslüman üzerine farzdır." buyurulmuştur.
Şu beş kişinin dâvetine gidilmez ama bir kimse dâvet edildiği anda bunları bilmezse fakât sonradan bunların farkına varsa, bu durumda dâvet sahibinin bulunduğu alanı terk etmesinde kendisi için bir sakınca yoktur ki, bunlar da şu kimselerdir:
1- Bid’at sahibi kimseler,
2- Zalimlere yardım edenler,
3- Faiz yiyenler,
4- Günâh işleyip günâhını ilân eden fâsıklar,
5- Malının çoğunu harâmdan kazanan ve insanlarla ilişkilerinde günâhlardan sakınmayanlar.
Bu konuda Rasülullah (SAV), Şöyle buyurmuştur; Takvâ sahibi olanlardan başkasının yemeğini yeme!
Bu açıdan, Ahiret dünyadan daha hayırlıdır.Günâhkâr ve zâlim kişilere yemek yedirmek veya yemek davetlerine icabet etmek ve yedikleri o yemek vasıtasıyla o zalimlerin işledikleri günâh ve zulümlerine ortak olurlar. Bu bakımdan büyük günahları apaçık işleyen ve yaptıklarından bir pişmanlık duymayan fâsık kimselerin davetine icabet etmemek lâzımdır. Kazancının çoğu haramdan meydana gelen, faiz, rüşvet gibi gayrimeşru yollardan kazanan kimsenin ikram ve davetine gitmek, hediyesini kabul etmekten kaçınmak gerekir.
Bu hadis-i şerif çok mânidar bir şekilde müslümanları uyarmakta:
Cennetle müjdelenen sahabilerden Sa'd bin Ebi Vakkas'ın, "Ya Resulallah, dualarımın kabul olması için bana dua et." demesine mukabil Resul-i Ekrem (SAV) Efendimiz şöyle buyururlar:
"Yediklerin helâlden olsun. Helâl yiyenin duası makbuldür. Allah'a yemin ederim ki, kişinin haram lokma yediğinde kırk gün duası kabul olmaz. Eti, haksız yoldan ve faizden meydana gelen kimseye ateş daha lâyıktır."
Hal böyle olunca, dünya ve âhiret saadetimizi gölgeleyen gayrımeşru vasıtalara tevessül etmemek gerek.Midemiz ekmeğe, suya muhtaç olduğu gibi kalbimiz imana, aklımız ilim ve irfana muhtaçtır.
Bu nedenle unutmamalıyız ki: Helâl dairesi geniştir; harama girmeye hiç lüzum yoktur.
Selam ve dua ile.
