ÇAPULCULARIN MAHALLE BASKISI

Yıllardır süre gelen ve özellikle son günlerde. Tesettürlü Müslüman kadınların giyimlerine büyük hakaret ve aşağılayıcı sözlere sık sık şahit olmaktayız. Bu saldırılar elbette ilk değil ve son da olmayacak gibi. Kocaeli ilinde otobüste yolculuk yapan peçeli bir hanımın hemen arkasında oturan başı açık bir kadın, "Burası Türkiye Cumhuriyeti, burada böyle yaşanmıyor, peçeni al git, başka ülkede yaşa" diyerek ve hakeza Trabzon İlimizin Of ilçesindeki olayda buna benzer ayrıştırıcılık. Hastanede çarşaflı iki hanıma sözlü saldırıda bulunulması sosyal medyada gündem olurken kadın haklarını her fırsatta savunan özgür düşünce ve özgür yaşam söylemlerinden dem vuran sözde insan hakları savunucuları; Laik, liberal, Feminist, Sol görüşlü derneklerden hiçbir tepki yok. Peki tersi olmuş olsaydı? Mesela mini etekli bir kadına sözlü bir saldırı gerçekleşseydi sosyal medyada gündem olmaz mıydı?  Fakat kendileri gibi düşünmeyenleri dışlayan, ötekileştiren ve örtünmeyi gericilik, yobaz olarak gören, Amma kendileri için açık saçıklık ise muasır medeniyet ve ilericilik gören bu zihniyet hayatın her alanında inancı gereği tesettürlü, başı örtülü, çarşaflı, takkeli, sakallı insanlara mahalle baskısı saldırılarıyla kötü niyetlerini sergilemektedirler.

Ne yazık ki manzara bu.

Müslümanlar Allah'ın emirlerine  odaklanıp şuurlu ebeveynler kız çocuklarına tesettürü sevdirerek iffet ve hayâ imani bir vazife olduğunu öğretmeli.

Örtünme Allah'ın Emridir...

Allah'ın emri olan, Tesettür yedi katlı göğün üzerinden meleklerin eşliğinde inen ilahi bir âyettir. Yüce Mevlâmız Allah'ın güzel isimlerinden olan El-Settar: Istılahi açıdan ayıpları örten, örtüleyen, setreden anlamlarına geliyor. Tesettür kelimesi de örtünmek anlamındadır. Kadının örtünme ve giyiminde kılık ve kıyafeti, genel olarak (el ve yüz dışında) bütün vücudu örtmesi tartışmasız olarak İslam'ın en önemli şiarlarından biridir. Müslüman kadınların giysisi, Müslüman olmayan kadınlarınkilere benzememelidir. Peygamber Efendimiz (asm) bir hadisinde:

"Bir topluluğa benzemeye çalışan kişi, benzemeye çalıştığı toplumdandır."

(Ebu Davud, libas, 4) buyurmuş, giyim hususunda onları taklit etmememizi açıkça beyan edilmiştir.

Yüce Kitabımız Kur'an'da, Rabbimiz şöyle buyurmakta:

"Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, bedenlerini örtecek elbiselerini giysinler. Bu onların tanınıp incitilmemelerine de daha uygundur. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir."

(Ahzab Suresi Ayet -33/59)

Cahiliye devrinde başını örten kadınlar, başörtülerini enselerine bağlar veya arkalarına salıverirlerdi. Allah Teala, Nur Suresi'nin 30-31. ayet-i kerimeleriyle İslam'dan önceki bu âdeti kesinlikle yasaklayarak mü'min kadınların kendiliğinden görünen hariç - ziynetlerini, ziynet yerlerini açmamalarını ve başörtülerini, saçlarını, başlarını, kulaklarını, boyun, gerdan ve göğüslerini iyice örtecek şekilde yakalarının üzerine salmalarını emretmiştir. Hz. Aişe, "Allah ilk muhacir kadınlara rahmet eyleye, Yüce Allah, 'Mü'min kadınlar başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar.' ayetini indirince, onlar eteklerinden bir parça keserek, onunla başlarını örttüler."

(Buhari, Tefsir-u Süreti'n-Nur 13; Ebu Davud, Libas 33)

Kalbi imanla dolu olana tesettür zor gelmez.

Bediüzzaman Hazretlerinin nezih muhteşem ifadesine bir göz atalım:

"İman insanı insan eder, belkide sultan eder."

Bu açıdan; Örtünme, kadınlar için gayet tabiidir ve fıtratları bunu gerektirir. İmân, insânı insân eder. İnsâna insânca yaşamayı öğretir.

İmân, kişinin insani meziyetlerini korur, insân olarak kalmasını sağlar.

İmân, insânı hayvani şehvet ve arzuların esaretinden kurtarıp ulvi ve meleki mertebelere çıkarır.

İmân, insâna hâyâ etmeyi, utanmayı aşılar.

Tesettür haysiyettir, hayâdır.

Tesettür, edep ve ahlâktır.

Tesettür takvadır.

Tesettür, Allah'ın emrine teslimiyettir.

Tesettür, müslüman kadını kem gözlerden koruyan bir kalkandır.

Tesettür, izzet ve şereftir.

Tesettür, müslüman kadının İslâmi temsiliyetidir.

Tesettür süslenmek için değil süsü örtmek içindir.

Tesettür makyaj değil insâni bir ihtiyaçtır.

Bütün mesele imâna dayanıyor imân varsa amelde vardır, ahlâkta vardır, hayâ ve edep de vardır.

İmân yoksa, ahlâkta, hayâ da, edepte yoktur.

Haya ve ifet, imanın yarısıdır.

Tesettür insanların hoşuna gittiği gibi değil Rabbinin hoşuna gittiği gibi giyinmektir.

Allah için örtünmek bir ibadet biçimidir.

Bu işaretle Mevlânâ Hazretleri ne güzel buyurur:

“Aklım kalbime sordu:

«–Din nedir?»

Kalbim de aklımın kulağına eğildi ve fısıldayarak:

«–Din, edepten ibârettir!» dedi.”

Sözün kısası...

Allah'tan korkun! Zira O, korkulmaya tek layık olandır. O Kahhardır!

Vesselâm.