22 Ocak 2024 - Pazartesi

UNUTULAN HAKİKAT

UNUTULAN HAKİKAT

Yazar - Yusra AYDIN
Okuma Süresi: 3 dk.
Yusra AYDIN

Yusra AYDIN

-
Google News

Bazı vakitler unuttuğumuz, dalgınlığımıza gelen ve hatta çoğu zaman bilerek varlığımıza hatırlatmak istemediğimiz bir hakikatten bahsetmek istiyorum;

Ölüm.

Evet, bazı kelimelerin kifayetsiz kaldığı hatta üstüne pekte bir söz hakkı tanımayan ÖLÜM, hepimizin sırayla başına gelecek yegane bir hakikat.

Yaşam ve ölüm. Bu iki olgunun arasından geçen biz.

Bizden hızlı bir şekilde kaybolan zaman.

Zaman akmaya devam ediyor, beden ve ruhlarımız bu dünyadan göçtükten sonra da devam edecek.

Biz, geçen zamanı bu kadar ciddiye alırken o, bizim bu dünyadan yok oluşumuza çok bir mana yüklemeden aksine görevini yapmaya devam ediyor. Akıyor;  ömrümüzden, sevincimizden, acımızdan.

Durmadan,  durmada ...

O bile ona verilen görevi  hakkıyla yerine getirirken, insan diyorum ne kadar acınası.

Boşuna denmiyor 'nisyan' yani unutan.

Ve yine boşuna özenilerek yaratılmamış  İNSAN, niyeti ve dokunuşuyla birçok yanlışı; aklı ile bunu güzele dönüştürebilecek iradesi, onun en güzel temsili değil midir aslında.

Zıtlıklardan meydana gelen İNSAN, yönünü bulma konusunda varlığının gizemine erişirse o vakit parçalar yerine oturup  bu düzeni gaye ve nizamıyla meydana getiren Yaratıcımızın sonumuz için de bize hatırlatma yaptığı çok hassas bir durumda olduğumuzu anlayabilir. 

Bir ip cambazı misali hayatımız. Olmadık bir ânda yanlış bir adımla düşebileceği gibi yine ipin ucuna da şahane bir şekilde adımlarını atabilen bir cambaz misali.

Hayat, bir uçtan diğer uca asılan ip.

İnsan, adımlarını atan cambaz.

Ancak, temkin her şeyin en iyisi. Tıpkı cambazın tehlikeyi bildiği halde o yolu adımlarıyla bitirebilmesini hedeflemesi gibi.

Günün notu;

İnsan, ipteki cambaz gibi ölümün hakikatine vararak ona güzel bir şekilde yaklaşmalı.

Tıpkı Necip Fazıl'ın dörtlüklerinde ölümü;

"Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber.

Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?

Öleceğiz müjdeler olsun, müjdeler olsun!

Ölümü de öldüren Rabbe secdeler olsun!

 

Kapı kapı, yolun son kapısı ölümse;

Her kapıda ağlayıp o kapıda gülümse!

O demde ki, perdeler kalkar, perdeler iner,

Azrail’e hoş geldin, diyebilmek de hüner...

O dem çocuklar gibi sevinçten zıplar mısın?

Toprağın altındaki saklambaçta var mısın?"

Şairin yüreklerimize tercüman olduğu gibi ölümü  karşılama temennisiyle.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.