Düğünler yok mu olacak?
Düğünler yok mu olacak?
BAYRAM KALKAN
petrolgazetesi@hotmail.com -
Evet kelimenin tam anlamıyla düğünler yok olmuş bile! Seksenli, doksanlı yıllarda düğünler sokaklarda yapılırdı ve Batman'da bir tek düğün salonu yoktu ( sitedeki Beyaz Saray hariç) ve bazı düğünler iki gün, bazıları da üç gün sürerdi. Kurbanlar kesilir, yer sofralarında yemekler yenirdi. Adı üstünde "düğün" yani düğünler "düğün" gibi yapılırdı. Batman düğünlerini salon kültürü esir aldıktan sonra üç günlük düğünler üç saate düştü. Sanata sanatçıya değer kalmadı. Düğünlerdeki ahenkli müzikler yerini kuru bir gürültüye bıraktı! Uzun hava söylemek hayal oldu düğünler halay grani, delilo ve çifte telliden ibaret hale geldi.
Kuru bir gürültü dedim, evet şimdi Batman'da bizim zamanımızdan feyz almış olan bir kaç sanatçı dışında sanatçıların hepsi sadece ha ha ha ki zava, ki paşa diye kuru bir gürültüden başka bir şey yapmıyorlar. Yaklaşık 10 yıldır çok mecbur kalmazsam hiç bir düğüne gitmiyorum. Gitmeye mecbur kalsam bile uzun süre kalmıyorum. En son bir akrabanın kınasında uzun süre kaldım. Sanatçılar müziğin sesini çok fazla açmıştı, bizim zamanımızda en güçlü amfi 250 watt idi, şimdiki amfiler 2500 watt olmuş. Kısacası gürültü on kat artmış durumdadır. Bu da hem insanın sağlığına, hem de ruh sağlığına zararlıdır. Batıda belli bir desibelden fazla müzik sesi açanların para cezasından sonra ruhsatı bile iptal edilebiliyor. Bu düğünde kaldığım bir kaç saat bana adeta bir eziyet gibi geldi.
Yıllar önceki düğünler davul, zurna kemençe (kemaçe) ile yapılırdı. O zamanlarda Batman'da hala bir müzik gurubu yoktu. O zaman davul zurnayı mıtrıplar çalardı. Çok bahşiş gelmeyince çalgıcılar da düğüne gelen misafirleri şabaş yaparak zorla para alırlardı. Bu gün de gebermiş olan o pis adet tekrar hortlanmış durumda. Davulcu misafirleri şabaş yaparak zorla para alıyor. Ha bu arada mıtrıp derken aşağılamak manasında yazmadım. Bilerek yazdım. Her ne kadar mıtrıp kelimesi Batman'da hoş görülmese de Arapça karşılığı tam olarak müzisyen sanatçı demektir.
Şu gürültüye ve şabaşa takmış durumdayım. Şimdi şabaş yapan çalgıcıya soruyorum. Belki cebimde param yoktur, yüz lira almak için toplumun içinde beni küçük düşürmeye ne hakkın var? Zaten adam gibi müzik yaparsan güzel türkü söylersen ben zorla değil isteyerek sana bahşiş vereceğim. Bahşiş almayı beceremediğin için insanlardan zorla para alıyorsan buna sanatçılık değil dilencilik denir!
Düğünde ses o kadar fazla açılmıştı ki resmen kafam davul gibi şişmişti. Bu sitemimi paylaştım. Eski sanatçılardan Ömer Şen kardeşim, "Abi sen bir şeyi unutuyorsun bizim zamanımızda kaliteli müzik yapılırdı, müziği çalan da dinleyen de rahatsız olmazdı" diye mesaj atınca ben de bu konuyu tekrar masaya yatırmaya karar verdim. Düğünlerimizin öldüğünü kabul edelim diyorum. Sanatçılara da şabaştan vaz geçin, kaliteli müzik yapın para zaten gelecek. Müziğin sesini fazla açmayın, arada bir slow huzur veren türküler söyleyin, tabi söyleyebiliyorsanız
