"TÜİK emeğimize, alın terimizin hakkına göz koyuyor"
Batman-Türk-İş Batman Şubesi öncülüğünde Petrol-İş, Tes-İş, Yol-İş gibi Türk-İş Konfederasyonu’na bağlı sendikaların katılımıyla basın açıklaması yapıldı.

Basın açıklamasının AK Parti Batman il binası önünde yapılması planlandı ancak polis tarafından izin verilmemesi üzerine yaklaşık 150 metre ilerideki bir noktada yapıldı. Yapılan basın açıklamasını Türk-İş Batman İl Başkanı ve Petrol-İş Batman Şube Başkanı Lokman Akkuş, insan onuruna yakışır bir ücret, gerçekçi ve adil toplu sözleşme, vergide adalet, geçim sıkıntısına karşı acil çözüm, güvenceli çalışma ve iş güvencesi, Emeğe saygı, işçiye değer, gibi başlıca talepler sıralandı. Bir kamu işçisinin yazdığı ve tüm emekçilerin duygularını yansıttığı belirtilen mektup da katılımcılara okundu. Mektupta, geçim mücadelesi içinde kaybolan yaşamlar ve dayanışma çağrısı öne çıktı. Başkan Akkuş, açıklamayı “Sadaka değil, hakkımızı; sefalet değil, onurlu yaşamı istiyoruz. İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız” dedi. KESK Batman Şubeler Platformu Adına SES Batman Şube Eş Başkanı Cihan Tüzün, Yılmaz Güney Sergi Alanında yaptığı basın açıklamasında, "Her geçen gün daha fazla itildiğimiz yoksulluk ve sefalet girdabına teslim olmayacağız demek için buradayız" dedi. "TÜİK yalanları ile bizi kandırıyor, emeğimize, alın terimizin hakkına göz koyuyor" diyen Tüzün, "TÜİK bugün hepimizin patronu haline gelmiştir. Asgari ücret TÜİK rakamlarına göre belirleniyor. Emekli aylıkları TÜİK’in açıkladığı rakamlara göre arttırılıyor. Yıllardır çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız zam yağmuru ortada. Gerçek enflasyon ortada. Ama iktidar hangi rakamı istiyorsa TÜİK hepimizin önüne o rakamı koyuyor. Kısacası giderlerimiz hayatın gerçek enflasyonuna göre artıyor. Ama maaşlarımız, ücretlerimiz, aylıklarımız yaşadığımız gerçek enflasyonun en az yarısını bir kara delik gibi yutan TÜİK enflasyonuna göre belirleniyor. Böylece işçisi, emekçisi, emeklisi, asgari ücretlisi ile bu ülkenin ezici çoğunluğu olarak her geçen gün daha fazla yoksullaşıyoruz, daha fazla sefalete itiliyoruz. Yıllardır oynanan Ali Cengiz oyunlarının, enflasyon sepeti oyunlarının son perdesi az önce sergilendi. TÜİK Haziran ayı enflasyon verilerini açıkladı. TÜİK’e göre Haziran ayı enflasyonu sadece yüzde 1,37 artmış, Yıllık enflasyon yüzde 35,05 olmuştur. Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklinin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise TÜİK’e göre yüzde 16,67’dir. Bağımsız iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu ENAG da enflasyon verilerini bugün açıkladı. ENAG’a göre enflasyon Haziran’da aylık yüzde 3,05, altı aylık yüzde 25, yıllık yüzde 68,68 artmıştır. Şimdi buradan tüm kamuoyuna, emeğiyle geçinen tüm kesimlere soruyoruz: Sizce hangi rakamlar daha gerçekçi? TÜİK’in açıkladığı rakamlar mı yoksa ENAG’ın açıkladığı rakamlar mı? İktidar sözcüleri “enflasyon düştü” diyor. Peki, sizin enflasyonunuz düştü mü? Her zaman söylüyoruz. Buradan bir kez daha tekrar altını çizelim. Bu ülkede emeği ile geçinen hiç kimse emeğinin karşılığını alamıyor. Ülkeyi yönetenler bunca yoksulluğa, sefalete rağmen emeği geçinen milyonları yok sayıyor. Ne açlık sınırının altına inen asgari ücreti ne de açlık sınırının yarısına kadar düşen emekli aylıklarını arttırmaya yanaşmıyor. Altı aydır oyaladığı 600 bin kamu işçisine TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarının bile altında teklifler sunarak adeta dalga geçiyor. Kamu emekçileri, emeklileri olarak bizleri 7 dönem, 14 yıl boyunca sadece adı toplu sözleşme olan ama gerçek toplu pazarlıkla uzaktan yakından hiçbir alakası olmayan garabet bir sistemle oyaladılar. Bu garabet sistemde tüm yetkiyi iktidara ve iktidarın gölgesi olan Hakem Kuruluna verdiler. Kraldan çok kralcı yandaş konfederasyon yöneticilerini ise iktidarın, hakemin dediğini onaylayan süs biberi olarak masaya oturttular. Bu garabet sistemin faturasını hangi sendikanın üyesi olursa olsun tüm kamu emekçileri ve emekliler daha fazla yoksulluk, daha fazla güvencesizlik olarak ödemeye devam ediyor. Ülkeyi yönetenler hala istiyorlar ki bu garabet sistem böylece devam etsin. Tek taraflı olarak dayattıkları asgari ücret artışlarına, kamu işçileri sözleşmelerine, garabet “toplu sözleşmelerine” kimse itiraz etmesin. Kendine sendika, konfederasyon dese de bu düzenden beslenenlerden, iktidara övgüler dizenlerden, iktidardan icazet almadan adım atamayanlardan emeğin haklarını savunması beklenemez. Biz KESK, emeğini savunan kesimler olarak her zaman olduğu gibi bugün de kamu emekçilerinin, emekliklerin ortak hak ve çıkarlarını savunmak için üzerimize düşen sorumluluğun gereğini yerine getirmeye hazırız. Bunun için ayrım yapmaksızın tüm kamu emekçilerini; en düşük kamu emekçisi maaşının yoksulluk sınırı üzerine çıkarıldığı; İnsanca Yaşamaya Yetecek Bir Ücret, Güvenceli İstihdam- Güvenli Gelecek, Demokratik- Adil Bir Çalışma Yaşamı, Halktan Yana Bir Kamu Hizmeti, Grev hakkımızın önündeki engellerin kaldırıldığı Gerçek Bir Toplu Pazarlık Sistemi için birlikte ortak mücadele etmeye, omuz omuza vermeye çağırıyoruz. Çağrımız sadece kamu emekçilerine değil, bu düzenin çarkları altında ezilen herkesedir. Hepimizi sefalette eşitlemeyi hedefleyenlere artık yeter demenin vakti çoktan gelmiştir. Gelin yıllardır hepimize kaybettiren bu yoksulluk ve sefalet düzenine karşı insanca yaşayacak ücret, güvenceli iş, güvenli gelecek için omuz omuza verelim" ifadelerini kullandı.