Ramazan Sohbetleri-8
TUTULMAYAN ORUCUN KEFARETİ

Ramazan bayramınızı en içten dileklerimle kutlar. Bayramı huzur ve mutluluk içinde geçirmenizi temenni ederim.
Oruçla ilgili detay bilgiler ilmihal ve fıkıh kitaplarından öğrenebilirsiniz. Fakat biz burada oruç kefaretle ilgili yanlış bilinen bir konuya ayetler ışığında bakmak ve açıklık getirmek istiyoruz.
Kim, Allah’ın huzuruna bir hasene ile gelirse, artık onun on misli onundur. Ve kim bir seyyie ile gelirse, o zaman onun mislinden başkası ile cezalandırılmaz. Ve onlar zulm olunmazlar. 6/EN'AM-160
Allah’u Teâlâ normal şartlarda herkes için bir iyiliğe Karşılık 10 katı sevap yazmakta ve tariki müstakim üzere olanlara geçtikleri gök katlarına göre 100 mislinden 700 misline kadar sevap yazmaktadır. Amma bir kötülüğün karşılığının sadece misli kadar olacağını bildirmektedir.
Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, her sünbülünde (başağında) yüz adet tane (tohum) olmak üzere, yedi sümbül (başak) veren bir tek tohumun durumu gibidir. Allah dilediği kimse için (onun rızkını) kat kat artırıp verir. Ve Allah Vâsi'dir, Âlim’dir. (2/BAKARA-261)
Allah c.c. aşağıdaki ayetlerde Kuran’da hiçbir şeyi eksik bırakmadığını ve misalleri ile insanlara açıkladığını belirtmektedir.
Ve yeryüzünde yürüyen hayvanlardan ve iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa (4 ayaklı) hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki; sizin gibi ümmet olmasınlar. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonra Rab'lerine haşrolunacaklar (olunurlar). (6/EN'AM-38)
Ve andolsun ki; bu Kur'an’ı Kerim'de, insanlara bütün meseleleri (misalleri) açıkladık. Ve insan, konuların çoğunda cidalleşen (kavga eden) dir. (18/KEHF-54)
Hiç şüphesiz Allah, bir sivrisineği, hatta onun üstünde olanı da misal vermekten çekinmez. Fakat âmenû olanlar (Allah'a ulaşmayı dileyenler), onun Rab'lerinden bir hak olduğunu muhakkak ki bilirler. Kâfirler (Allah'a ulaşmayı dilemeyenler) ise: “Allah, bu misalle ne demek istedi?” derler. (Allah) onunla birçoğunu dalâlette bırakır, birçoğunu da onunla hidayete erdirir. Ve fasıklardan başkasını dalâlette bırakmaz. (2/BAKARA-26)
Ayetlerde gördüğümüz gibi herkes için geçerli olan ceza; Bir kötülüğe karşılık yalnızca bir günah olmakta ve misli kadar kısas uygulanmaktadır. Bu nedenle Ramazan ayında oruç bozmanın cezası ile ilgili 61 gün hiç geçmemektedir. Hâlbuki aşağıdaki ayetlerde Allahütealâ farklı suçlar için 60 günlük keffaret oruçları açık olarak bildirmiştir.
Allah, kocası hakkında seninle tartışan ve Allah'a şikâyet edenin (kadının) sözünü işitmişti. Ve Allah, sizin konuşmalarınızı işitir. Muhakkak ki Allah; en iyi işitendir, en iyi görendir. (58/MUCADELE-1)
İçinizden (sizden) kadınlarına sırt çevirenler (arkalarını dönenler) ki, onlar (eşleri) kendilerinin anneleri değildir. Onların anneleri, sadece onları doğuranlardır. Ve muhakkak ki onlar, gerçekten inkâr edici (çirkin) ve günaha sokan (ağır) bir söz söylüyorlar.
Muhakkak ki Allah; mutlaka affeden ve mağfiret edendir. (58/MUCADELE-2)
Onlar ki, kadınlarına sırt çevirip, sonra söyledikleri şeyden geri dönerler. O takdirde temas etmeden önce bir köleyi azad etsin (serbest bıraksın). İşte size bu vaaz ediliyor (yapmanız gerekenler öğüt veriliyor). Ve Allah, yaptıklarınızdan haberdar olandır. (58/MUCADELE-3)
Artık kim (azad edecek köle veya cariye) bulamazsa, o takdirde (eşlerine) temas etmeden önce iki ay devamlı (ardarda) oruç tutsun. Fakat kimin (oruca) gücü yetmezse, o zaman altmış miskini (çalışmaktan aciz, yaşlı kimseyi) doyursun. İşte bu, Allah'a ve O'nun Resûl'üne îmân ettiğiniz içindir. Ve bu, Allah'ın hudududur ve kâfirler için elîm azap vardır. (58/MUCADELE-4)
Bir mü'minin, bir mü'mini öldürmesi, hata ile öldürmesi hariç olamaz (caiz değildir) ve kim bir mü'mini bir hata sonucu öldürürse, mü'min bir köle azad etmesi ve ölenin ailesine bir diyet teslim edilmiş olması gerekir. Ancak onların (o diyeti) sadaka olarak (bağışlamaları) hariç. Ve eğer o (hata ile öldüren) mü'min, size düşman olan bir kavimden ise mü'min bir köle azad etmesi gerekir. Ve eğer sizinle arasında anlaşma bulunan bir kavimden ise o zaman ölenin ailesine teslim edilmiş bir diyet ve bir de mü'min bir köle azad etmesi gerekir. (Bunları yapmaya imkân) bulamayan kimse de Allah tarafından tövbesinin kabulü için ardarda iki ay oruç tutsun ve Allah, hakkıyla bilen (Alîm), hüküm sahibi (Hakîm) 'dir. (4/NİSA-92)
(Farz kılınan oruç) sayılı günlerdir. Fakat sizden kim hasta veya yolculukta olursa, o takdirde (tutamadığı günlerin sayısı), diğer (başka) günlerden (oruç tutarak) tamamlanır. (İhtiyarlıktan veya iyileşmesi umulmayan bir hastalıktan dolayı) ona (oruç tutmaya) güç yetiremeyenlerin, bir yoksulu (sabah, akşam) doyuracak (kadar) bir fidye vermesi (gerekir). Artık kim isteyerek (gönülden) bir hayır yaparsa (orucunu veya fidyeyi artırırsa), işte o, kendisi için bir hayırdır. Oruç tutmak sizi için daha hayırlıdır, keşke bilseydiniz. (2/BAKARA-184)
Normal olarak ayette belirtilen yolculukta tutulamayan orucun karşılığı bir gün oruç tutmak olup, hasta iken tutulamayan oruçların karşılığı da yine yoksulları doyurma fidyesidir.
Öyleyse ayetlerde de görüldüğü gibi orucu bozmanın cezası belirtilmediğine göre bir güne karşılık 61 gün değil, ALLAH’IN ceza kanunlarına uygun olarak ancak bir güne bir gün olması gerekmez mi? ALLAH’IN vermediği bir cezayı insanların vermesi caiz olabilir mi? Allah razı olsun…