“Sonbahar’da herkes grip aşısı olmalı”

Covid-19’da olduğu gibi viral salgın hastalıklarla mücadelede en büyük yardımcı unsurun aşılar olduğunu belirten immünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ali Kutlu, Sonbahar’da mevsimsel gribin pandemi sürecinde etkili olarak sağlık sistemini zora sokmaması için risk grubundakilerin yanı sıra gençlere de grip aşısı olmalarını önerdi.

Sağlık Yayın: 18 Ağustos 2020 - Salı - Güncelleme: 18.08.2020 10:53:08
Editör -
Okuma Süresi: 5 dk.
Google News

Covid-19’da olduğu gibi viral salgın hastalıklarla mücadelede en büyük yardımcı unsurun aşılar olduğunu belirten immünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ali Kutlu, Sonbahar’da mevsimsel gribin pandemi sürecinde etkili olarak sağlık sistemini zora sokmaması için risk grubundakilerin yanı sıra gençlere de grip aşısı olmalarını önerdi. Bazı uzmanlar, Sonbahar’ın gelişiyle birlikte vakaların yaklaşık yarısında grip virüsü (inflüenza) ve Covid-19 virüsünün birlikte görülebileceğini öngörüyor. İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ali Kutlu, bu durumun hem klinik olarak kafa karışıklığına yol açabileceğini hem de vak'alardaki hastalıkların daha ağır seyredebileceği uyarısında bulundu. Prof. Dr. Ali Kutlu, “Hem grip salgınının Covid-19’a karşı kafa karışıklığına yol açmaması hem de gribal enfeksiyonlardan korunmak için aşı olunması gerekli bir tedbirdir” diyerek önemli bilgiler verdi.

“RİSK GRUPLARI AŞI OLMALI”

İçerisinde bulunan salgın döneminde sağlık açısından kafa karışıklığına yol açılmaması için herkesin aşı yaptırması gerektiğinin altını çizen Prof Dr. Kutlu, şöyle konuştu: “Normalde gebeler, 65 yaş üstündekiler, 5 yaş altındakiler (6 aydan büyük), akciğer, kalp hastalığı olanlar, böbrek, karaciğer yetmezliği olanlar, kanser, diyabet gibi hastalıklar veya ilaçlar nedeniyle bağışıklık sistemi baskılanmış hastalar, organ nakli yapılanlar gibi risk grubundakilere gribi daha ağır geçirdikleri için Ekim-Aralık ayları içinde grip aşısı olmaları önerilmektedir. Ancak özellikle bu yıl sağlıklı ve genç insanların da Covid-19 açısından kafa karışıklığı yaşanmaması ve gribal enfeksiyonlardan korunmaları amacıyla  aşı olması önerilir. Ayrıca riskli gruplar bir bakıma bakteriyel enfeksiyonların tabloya eklenmesini önlemek amacıyla önemli bir zatürre etkeni olan pnömokoklara karşı da aşılanmalıdır. Bu aşılar halk arasında ‘zatürre aşısı’ olarak biliniyor. Pnömokok (zatürre) aşıları 2 yaş altı bebeklerde aşılama takvimine girmiştir. Riskli gruplar uzman doktor reçetesiyle Aile Sağlık Merkezlerinde bu aşıları olabilmektedir” diye konuştu.

“COVİD 19’DA 6 ADET AŞI SON AŞAMAYA GELDİ”

Pandemi döneminde olduğumuz bu süreçte aşı geliştirmeye yönelik çalışmaların insanlık tarihinde görülmemiş bir hızla devam etmekte olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kutlu, “Normalde yeni bir aşının geliştirilme süreci ortalama 10- 15 yıllık bir süre alırken an itibariyle Covid-19 için 160 civarında potansiyel aday aşı üzerinde çalışmalar devam etmektedir. 6 adet aşı son aşama olarak kabul edilen faz 3 evresine gelmiştir. İlk veriler aşıların güvenli ve etkili antikor yanıtı oluşturduğu yönünde olup önümüzdeki birkaç ay içinde kullanıma girmesi beklenmektedir” dedi.

“AŞILARLA 30 FARKLI HASTALIK ÖNLENEBİLİYOR”

 Enfeksiyonlara yönelik aşıların geçmişinin neredeyse 230 yıl önceye gittiğini hatırlatan Prof. Dr. Kutlu, son zamanlarda artışta olan aşı karşıtlığının toplum sağlığı üzerinde oynadığı rol ve tehlikeler konusunda ise şunları söyledi: “Bugün 30 çeşit hastalığın aşılarla önlenebildiğini bilmekteyiz. Çiçek, çocuk felci ve kızamık gibi ölümcül enfeksiyonları yeryüzünden silen veya kontrol altına alan aşıların geçmişte kazandığı başarıları çok çabuk unuttuk. Geçmişin korkunç anılarını unutan toplumda son yıllarda korkutucu seviyede bir aşı karşıtlığı başladı. Aşı karşıtlığı bu hızla devam ederse üstesinden gelindiğini düşündüğümüz birçok hastalık tekrar salgınlar yapmaya başlayacaktır. Zayıflatılmış mikroplardan veya mikropların antijenik parçalarından hazırlanmış aşılar enfeksiyonlarla mücadelede ihtiyacımız olan süreyi ve silahları savunma hücrelerini uyararak bizlere sağlar. Bu sayede düşmanını tanıyabilen savunma hücreleri çok etkili ve hızlı bir şekilde antikor yanıtı oluşturabilmektedir. Aşıların bir başka olumlu etkisi de çok farklı mikroplara karşı güçlü bir doğal savunma yanıtı oluşturması, adeta uyuyan bağışıklık sistemini uyandırmasıdır. Örneğin verem aşısı (BCG) aşısı olmuş çocuklarda viral enfeksiyonlar yüzde 30 daha az görülür. BCG sarı humma gibi alakasız enfeksiyonlara karşı da koruma sağlayabiliyor. BCG yapılan çocuklarda ağır solunum yolu enfeksiyonları ve bunlara bağlı sepsis daha az görülmektedir. Başka aşılarında bu çeşit etkileri olduğu bilinmektedir. Sonuç olarak imkânı olan herkesin grip aşısını yaptırmasını, riskli grupların pnömoni aşısını da yaptırmasını öneriyorum.”

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.